PİYASALAR

  • BIST 10010276.880.67%
  • ALTIN2390.3670%
  • DOLAR32.3350%
  • EURO34.7430%
  • STERLİN40.5130%
  1. YAZARLAR

  2. UMUT ÖZKAN

  3. Savaş Suçlusu İsrail
UMUT ÖZKAN

UMUT ÖZKAN

Avukat Arabulucu
Yazarın Tüm Yazıları >

Savaş Suçlusu İsrail

A+A-

Dünyanın gözü önünde haftalardır devam eden bir katliama hep birlikte tanıklık ediyoruz. İsrail, uluslararası hukuk normlarının tamamına yakınını çiğneyerek savaş suçu işlemeye devam etmekte.

Dünyanın en kanlı savaşları olan 1. ve 2. Dünya savaşları da dahil olmak üzere yaralıların tedavi gördüğü bir hastanenin bombalandığını hiç duymamıştık ta ki İsrail’in Gazze Şeridi’nde bulunan El Ahli Hastanesini vurana kadar.

Harp Zamanında Sivillerin Korunmasına İlişkin 1949 Cenevre Sözleşmesinin 18. maddesi ‘‘Yaralıları, hastaları, malûlleri ve loğusa kadınları tedavi için teşkil edilen sivil hastaneler, hiçbir veçhile taarruza uğrayamazlar.’’ ibaresini içermesine rağmen İsrail dünyanın gözü önünde nokta operasyonla bir hastaneyi bombalayarak 500’den fazla kişiyi katletti.

1907 tarihli Lahey sözleşmenin 25. Maddesi sivil yerleşim yerlerine, şehirlere ve köylere hangi vasıtayla olursa olsun, hücum veya bombardıman etmenin yasak olduğunu vurgulamasına rağmen İsrail Gazze’de hiçbir ayrım gözetmeden sivil yerleşim yerlerini bombalamaya devam etmekte. Bu saldırılarda 12 bin tondan fazla bomba kullanan İsrail, büyük bir çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere 8.000’den fazla insanı öldürerek savaş suçu işlemeye devam ediyor.

Gazze’ye elektrik, su, gıda, ilaç gibi insani yardımların girişini engelleyen İsrail, Cenevre Sözleşmesinin 23. maddesinde belirtilen ‘‘düşman dahi olsa, münhasıran sivil halkına mahsus her türlü ilâç ve sıhhi malzeme sevkiyatının ve keza dini levazımın serbestçe geçmesine müsaade edilecektir.’’ hükmünü ihlal ederek savaş suçu işlemekte.

İsrail, Gazze halkından yaşadıkları yerleri terk etmelerini isterken terk etmeyenlerin terörist ilan edileceğini duyurarak milyonlarca kişiyi göç etmeye zorluyor. Oysaki Cenevre Sözleşmesinin 49. maddesinde sivillerin kendi topraklarına veya işgal edilmiş olsun olmasın başka bir devletin topraklarına ferdi olarak veya kitle halinde cebren nakilleri veya tehcirleri, her ne sebeple olursa olsun, yasaktır.

İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi'nin kuzeyinde, nüfusun yoğun olduğu Kerame bölgesine fosfor bombasıyla saldırdığını Tv ekranlarında canlı yayınlarda seyrettik.

Beyaz fosfor adı verilen kimyasalı içeren patlayıcı, "1980 Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi" kapsamında, yasaklı silahlar arasında yer alıyor. Bomba infilak ettiğinde beyaz fosfor parçacıkları etrafa dağılırken fosfor maddesi oksijenle temas ettiğinde kendiliğinden tutuşarak alev alıyor, 800 derece sıcaklığa ulaşıyor. İnsan derisine değdiğinde kemiklere kadar nüfuz eden ciddi kimyasal yanıklara neden oluyor. Fosfor dumanı teneffüs edildiğinde de ciğerlerde yaralar hatta yanıklar oluşturuyor. Kişi ya boğularak ya da vücudunun içindeki yanıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.

7 Ekim tarihinden itibaren 40’tan fazla camii ve kiliseyi bombalayan İsrail, Lahey sözleşmesinde belirtilen dini mekanların vurulmaması hükmünü de ihlal etmektedir.

İsrail, daha önce işgal ettiği Filistin topraklarından Gazze’ye göç eden mültecilerin barındığı Cibaliye ve Nüseyrat mülteci kamplarını defalarca bombalayarak Cenevre Sözleşmesinin mültecilerin hedef alınmaması ile ilgili maddelerini de ihlal etmiştir.

İsrail’in savaş hukukuna ve uluslararası insancıl hukuka ilişkin ihlalleri bunlarla sınırlı değil. Her ne kadar İsrail Başbakanı Netanyahu, askerlerinin savaş suçları işlemekle itham edilmesinin ikiyüzlülük olduğunu ve dünyanın en ahlaklı ordusu olduklarını söylese de. Herkes hem fikir ki dünyanın en ahlaksız ordusu İsrail ordusudur.

Dünyanın gözü önünde ABD ve batılı güçlerin verdiği destekle her türlü haksızlığı ve hukuksuzluğu yapmayı kendisinde hak gören İsrail için hesap verme günlerinin yakın olduğunu söylemek gerekiyor.

Ülkemizin de için de bulunduğu birçok devlet ve sivil inisiyatif, İsrail’in işlediği suçları ve ihlalleri kayıt altına alarak Uluslararası Ceza Mahkemesinde dava açmaya hazırlanıyor.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Filistin'in taraf ülke olması sebebiyle; Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ten oluşan Filistin topraklarında işlenen savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırım suçlarını, faillerin nereli olduğuna bakılmaksızın soruşturabiliyor. Mahkeme, bu suçlardan birini işlediği tespit edilen üst düzey devlet görevlileri hakkında hapis cezası verebiliyor.

Şu ana kadar harekete geçmekte geç kalan Uluslararası Ceza Mahkemesi sürecin sonunda nasıl bir karara varacak bilemeyiz. Lakin şu bir gerçek ki İsrail açıkça savaş suçu işliyor ve dünya halklarının nezdinde çoktan savaş suçlusu olarak ilan edildi bile.

Bu yazı toplam 522 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.