Okul Yolu Düz Gitmez
Kıymetli okurlarım güneşi iliklerimize kadar hissettiğimiz yeşilin, doğanın park ve bahçelerin
o essiz rahikalarindan okul yoluna girdiğimiz düzlüğe geldik. Eylül demek okul koridorlarında
koşan sıra ve masalarında dirsek güreştiren zil sesiyle teneffüse koşacak sosyalleşmeyi,
öğrenmeyi, üzülmeyi, başarmayı demleyecek yavrularımız.
Ülkemizde maalesef çok uzun bir aradır yaz tatili. Yeniden rehavetten çıkıp belli bir disipline
girerek bir maraton baslar onlar için. Yaz dönemine girerken sizlere yapmış olduğum en
büyük tavsiyeydi “Lütfen yaz dönemini boşa geçirmeyin. Böyle bir yaz dönemi geçirdiğimizi
varsayarak kış dönemine hazır olmak onlar için çok da zor olmayacaktır.
Elbetteki yataklarından çıkıp uzun uzun yapılan kahvaltı sofralarından kopup okula gitmekte
biraz zorlanacaklardır. Bu pastada en büyük pay elbet teki eğitimcilerimizin. Çocuklarımızın
okula zoraki gittikleri bir yer olmaktan çıkıp koşarak eğlenmenin ve öğrenmenin hazzını
yasatmak biz eğitimcilerin önemli bir sorumluluğudur.
Her öğrencinin biricik ve farklı olduğunu unutmadan herhangi bir ruhsal çöküntüye sebep
vermeden yaklaşmak oldukça mühim. Okula baslarken “Bize neler tavsiye edersiniz?”
sorusunu eylül başında sıklıkla işitirim
Bunu ifade etmeden önce alanım olan okul öncesinden dem vurmak isterim. “Çocuklar okula
kaç yaşında başlamalı?” sorusu yine bana en çok sorulan sorulardan olur. Bu soruya bundan
10 yıl evvel 5 ve 6 yaş idealdir seklinde cevap verirdim. İlkokul birinci sınıfa başlamadan 2 yıl
gitmeleri yeterli derdim. Son zamanlarda görüyorum ki 2 yıl yeterli olmuyor. Okul öncesininin
bu denli önemini çok fazla bilmeyen ebeveynler “Ben de evde faaliyet yaptırıyorum, makas
tutuyor kalem tutuyor. Anneanne-babaanne bakıyor okulda öğretmenlerden çok daha
şefkatli yaklaşırlar, seklinde bir yaklaşımları oluyor.
İnanın kul öncesi dönem dediğimiz bu zaman dilimi makas tutmadan ibaret değil. Her
zaman okul öncesinin önemini ifade ederdim ancak artık daha fazla öneme sahip olduğunu
düşünüyorum. Peki neden?
Ailelerde artık çocukların söz sahibi olduğu, her isteklerinin hemen yerine getirildiği anne-
baba değil daha çok büyüklerin bu vazifeyi üstlendiği bir çağdayız. Çocuk-torun erkil çağ
diyorum ben bu çağa. Hal böyle olunca bırakın makas tutmayı kendi yemeğini kendi
yiyemeyen, ayakkabısını giyemeyen, başka çocuklarla oynamayı-oyun kurmayı bilmeyen,
ekran olmadan duramayan-ekran olmadan yemek yiyemeyen, tüm konfor alanı oluşmadan asla uyumayan en ufak seste uyanan ve saatlerce ağlayan ve ikna ederek susturmaya
çabaladığımız ama asla susmayıp volüme arttıran çocuklar yetiştiriyoruz artık.
Tüm bunlar göz önünde bulundurularak okula başlama yaşının çok daha erken olması
gerektiğini savunuyorum. Çocuklarımız yorulmalı, çarpışmalı, yemek sırası beklemeli,
oyuncakla oynamak için sabretmeli, öz bakim becerileri kazanmalı, bir kişinin birçok çocukla
ilgilendiğini görmeli dünyada sadece onun olduğu ve her şeyin ona hizmet etmek zorunda
olduğunu düşünmemeliler.
Gerçek hayat böyle mi sevgili anneler. Her zaman yanlarında bizler olmayacağız. Bizlerin
olmadığı bir sosyal ortama girdikleri ve yalnız kaldıklarında bununla mücadele etmeyi
tecrübe ettikleri yer okullardır. O yüzden okul yolu düz gitmez, gitmemelidir de bırakalım
biraz eğri gitsin, doğru gitsin, çapraz gitsin ki hayat yolunda dümdüz gitmeyi başarabilsinler.
Okula başlamadan önce neler tavsiye edersiniz kısmına gelince…
Kırtasiye Malzemelerinin birlikte alınmasını tavsiye edebilirim. Gerekli bütçe ayrılıp bu miktar
çocuğa verilir ve onun almasını isteyebilirsiniz. Bunu neden tavsiye ederim bütün bir yıl
alınanları daha özenli ve tasarruflu kullanır. Başta ödenen bedeli gördü. Daha sonra okuldan
önce yapılan bir kan sayım yaptırmanızı önerebilirim. Herhangi bir vitamin eksikliğini tespit
etmek için güzel olacaktır. Öğrenmede vitamin eksikliğinin büyük öneme sahip olduğunu
bugün birçok bilimsel makalede okuyor ve duyuyoruz. Özellikle görme kusurlarına karşı bir
göz muayeneside çok faydalı olacaktır.
Dikkat çekmek istediğim ve altını çizeceğim bu satiri tekrar tekrar okumanızı tavsiye ederim.
Evde her daim hâkim olan sevgi ortamı çocuklarımızın basarıları için, mutlulukları için, sosyal
becerileri için en önemli unsurdur. “Okul başlıyor hocam, ne yapalım?” Aile bağlarımızı
güçlendirin.