PİYASALAR

  • BIST 1009079.973.1%
  • ALTIN2310.5361.52%
  • DOLAR32.3370.28%
  • EURO35.091-0.03%
  • STERLİN40.8450.01%
  1. YAZARLAR

  2. Şeyma Çakıroğlu Yeşil

  3. Mağdur Coğrafyada Yitirilmiş İnsanlık
Şeyma Çakıroğlu Yeşil

Şeyma Çakıroğlu Yeşil

Turuncu Dergisi
Yazarın Tüm Yazıları >

Mağdur Coğrafyada Yitirilmiş İnsanlık

A+A-

Bu günlerde herkesin dilinde mevsimlerin eski tadı vermediği var. Şöyle doyasıya lapa lapa yağan karı görmeden zemherileri bile bitirdik. Ne sonbaharın yağmurları ne de kışların ayazı istediğimiz ve alışageldiğimiz gibi değil. Hâlbuki sıcacık yuvalarımızdan ya da sevdiğimiz mekanlardan dışarıda yağan karı seyretmek ne büyük keyiftir.

KİMİ CAN KİMİ MAL DERDİNDE

İşte tam da öyle zamanlardayız diyebiliriz ki; kiminin can kiminin de mal derdinde olduğu. İnsanoğlu sadece yaşadığı tecrübeleriyle kaim. Uzun süreli zorluklara gelemediği gibi kendine ait olmayan sıkıntılı tatsız anlarda da kalmaktan hiç hazzetmiyor. Coğrafyamızın kan ağladığı insanlığın ve vicdanın esâmesinin okunmadığı en zirve zamanlar bu zamanlar olsa gerek. Öyle ki kar romantizmini yaşayamadığımızdan dem vuran bizlerin hemen yanı başında çamurlar içinde hayatta kalabilmeye çalışan din kardeşlerimizi belki bir an hatırda tutuyor ve sonra da hemen bu fikri savuşturuyoruz. Kış ayının soğuklarında sıcacık evimizde dışarıya çıkacakken üşüyecek olma endişesini çektiğimiz her an, dizlerine kadar sıvanmış çamuru, ayağındaki çamurdan bir nebze daha temiz buz gibi suyla yıkamaya çalışan kadınlar ve çocukları gözümüzün önüne getirmekten ya yoksunuz ya da en iyimser tabirle kaçıyoruz.

KURTULUŞ ÖLÜMLE

Soğuk, bir de üstüne ıslaklık ve yapışkan çamur, açlıkla mücadele eşliğinde! Kışın zorlu koşulları içinde, sözde çadırları saymazsak, hiçbir koruma olmaksızın, ısınma namına hiçbir şeyin olmadığı iptidai bile olamayacak koşullarda canlarından bezmiş mülteciliğe zorlanmış koskoca masum bir halk! Hemen yanı başımızda! Durumları öyle vahim, yaşanılamaz hallere mahkûm kadınlar ve çocuklar. Kurtuluşun sadece ölümle olunacağı fikriyle yaşamanın anlamını sorgulatan imkânsız hayat koşulları… Sözler kifayetsiz yardımlar aciz akıl tutulmuş! Hiçbir şey artık eskisi gibi değil olamayacak da.

İNSANLIĞIN İFLASI

Sahil fotoğraflarının güzelliği karşısında içimizi ısıtan deniz manzarası artık bize Ayla bebeğin karaya vurmuş yüzükoyun kumlara batmış küçücük bedenini hatırlatmakta. Ormanlık alanlar artık içinde beş yaşında ailesini kaybeden bir yavrucağın sığındığı ve beş gün ve gece boyunca tahayyül bile edilemeyecek korku ve bilmem başka hangi hislerle küçücük çocukların donarak can veren naaşlarını saklamakta. Nereden geldiği belli ama kimin nesi olduğu bilinemeyecek bedenler kimsesizler mezarlıklarına sessiz ve sedasız defnedilmekte, şanslıysa birkaç kişiyle kılınan namazının ardından. Göçenlerin kalanlardan daha nasipli olarak düşünüldüğü mağdurlar coğrafyası; yitik hayatlar, yitik ümitler ve nice yitiklere ev sahibi. Öyle bir mağduriyet var ki İdlibli Erva yüzümüze haykırıyor ‘Esed’in bombardımanı daha yeğdir’ diye. Neye ihtiyaçları var sorusuna “Her şeye ihtiyacımız var!” diyen ve haykıran, sınırlarımıza dek hayatta kalabilme ümidiyle gelen kardeşlerimiz. Huzurlu bir nefes sıcak bir yuva ve sıcak bir tas çorba tek talepleri bu masumların. İnsanlığın iflasıdır bu, evet!

 

 

ENSAR OLMA VAKTİ

Ölümle burun buruna yaşamaya çalışmak. Var olabilmenin en basit ihtiyaçları bile artık mümkün değilken. Ümitsizliğin çaresizliğin kol gezdiği o yerlerde her bir kişi çıldırmanın eşiğinde ölüm kalım mücadelesi yanında kendisiyle de cebelleşmekte. Bu duruma müsebbip yüzsüz ve arsız hâkim güçlerin aksine Anadolu kucağını mültecilere daima açmış ve onları şefkatle kucaklamış yegâne memleket. Uzun yıllardır aksi sesler olsa da kahir ekseriyetle sahip çıktı alın yazısına. Barınak oldu, yuva oldu, aş oldu. Lakin insanoğlu nisyan ile malul. Kendimizi şaşırtacak hareketlere de sahne oldu bu ahir zaman halleri. Mültecilerden istifade edenlerden, hakaret edenine, istismarcıdan gasp edicisine de şahit oldu maalesef. Suriyeli Emane’yi asla unutmayacak hafızamız ve utancını da. Ama yeniden ensar olma vaktidir. Misafirin rızkıyla geldiğine olan imanımızı hatırlamalı ve acizin mağdurun yanında tekrar yerimizi daha sağlam almalıyız. Rabbim akıbeti hayra tebdil edicidir. Muin olan O’dur. Vasıta olmalı cânı yürekten el uzatmalıyız. Rabbim bu kötü günleri güzelliklere tebdil eylesin. Empatisini bile yapamayacağımız durumlara kimseyi de bizi de düşürmesin. Âmin

Bu yazı toplam 1487 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.