PİYASALAR

  • BIST 1009367.773.72%
  • ALTIN2940.7180.35%
  • DOLAR34.4660.07%
  • EURO36.3750.3%
  • STERLİN43.6570.29%
  1. YAZARLAR

  2. Saliha Sağdıç

  3. YAZIN GELDİĞİNİ NASIL ANLARSINIZ?
Saliha Sağdıç

Saliha Sağdıç

Yazarın Tüm Yazıları >

YAZIN GELDİĞİNİ NASIL ANLARSINIZ?

A+A-

YAZIN GELDİĞİNİ NASIL ANLARSINIZ?

Ben memurlar için yaz kıyafeti uygulamasının yürürlüğe girmesiyle; erkek öğretmenlerin ceketlerini çıkarıp kısa kollu gömlek giymelerinden, kravatlarını da bir sonraki eğitim öğretim dönemine kadar bir kenara bırakmalarından anlıyorum. 
Bir de televizyonlarda; zengin ve kibirli esas adamla, fakir, sakar ve saftirik esas kızlı, tuhaf esprili, ikinci sınıf yaz dizilerinin başlamasından…
Ülkenin üzerini, uzaydan bile görülecek şekilde kaplayan mangal dumanını da unutmamak lazım! Bizim memlekette yaz demek, mangallı piknik demektir. Mesire alanlarının atletli dayılarla, süs havuzlarının, donlu çocuklarla dolması demektir. 
“Sıcaktan bunalan vatandaşlar sahillere akın etti” cümlesi de ana haber bülteni gündemine girdi mi, yaz kesinlikle gelmiştir. Terliklerinizi çıkarabilirsiniz. 
Okulların da kapanmasıyla birlikte yaz resmen, fiilen ve hukuken başlamış olur. 

EVDEKİ KANEPEDE GEÇEN TATİL 

Yaz insanları olarak önce kabaca ikiye ayrılıyoruz. Tüm yazı evde geçiren, en büyük aktivitesi de pikniğe gidip mangal yakmak, akşamları kapı önünde ya da balkonda çekirdek çitlemek yahut ucuz yaz dizileri izlemek olanlarla yurt içi-yurtdışı çeşitli tatil organizasyonları yapıp, deniz, kum, güneşle üçü bir arada olanlar. 
İlk bölümdekiler, yani yaz boyu gördükleri tek su, halı yıkarken hortumdan akan su olanlar da aralarında ikiye ayrılıyor. Yazı kendi evinin kanepesinde geçirenlerle memlekete gidip kayınvalidesinin kanepesinde geçirenler. Memleketi deniz kenarı, tatil beldesi olanlar müstesna tabii, onlara her daim yaz, her daim tatil…

GİZLİ DEVRE MÜLK ÖRGÜTÜ 

İkinci bölümdekiler de kendi aralarında irili ufaklı bölümlere ayrılıyor. Her sene aynı yazlığa giden, oranın da bir nevi yerlisi olan orta üstü yaş grubundan yazlıkçı aileler mesela. Bunlar için tatil aslında hali hazırdaki ev yaşantılarını bir tatil beldesinde devam ettirmektir. Tatil beldesi milliyetçisidirler. Yazlıklarının şehrini değiştirmeyi düşünmez, düşünülmesini teklif dahi ettirmezler. Zaten en güzel deniz, en güzel sahil filan hep onlarınkidir. Yazlıkçıların bir değişik versiyonu ise Devre mülkçülerdir. Bu tip tatilin dünyanın en mantıklı tatil şekli olduğuna gönülden inanır, can siperhane savunurlar. Herkesi devre mülk sahibi yapmaya çalışan gizli bir örgütleri bile vardır. Erkekleri diz altı şort giyer.

TERMALCİ TEYZE VE AMCALAR 

Orta yaş üstü yazlıkçılar ve aşırı tutucu devre mülkçülerden sonra, tatil alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı bir diğer grup ise termal turizmci teyze ve amcalardır. Bunların denizle sahille falan işi olmaz, en şifalısından kaplıca suyunu tercih ederler. Üstelik onların tatil yapması için yaz olması da gerekmez. Termal turizme dört mevsim can suyu olurlar. Hep üşürler.

MACERAYA YER YOK 

Bir de yukarıdakilere göre biraz daha gençlerin oluşturduğu her sene farklı şehir ve otele giden, etraflarından sürekli otel tavsiyesi isteyen ve mütemadiyen kendi tatil deneyimlerini anlatan klasik tatilciler vardır ve bunları hemen her yerde görebilirsiniz. Bu grup tatilciler konforlarından ödün vermez, sürpriz sevmez ve her şeyi önceden planlarlar. Tatilden beklentileri sadece dinlenmek ve eğlenmektir. Deniz yahut havuza girmek, açık büfeden yemek yemek ve varsa otelin animasyon, konser gibi aktivitelerinden yararlanmak iyi bir tatil için yeterlidir. Macera sevmezler. Parmak arası terlik giyerler.

DAĞ, TAŞ, TEPE 

Klasik tatilcilerin tam tersi ise maceraperest çılgın tatilcilerdir. Bunların herhangi bir yaş ortalaması yoktur. 18’den 88’e kadar yolu vardır. İçi içine sığmayan, maceracı tiplerdir ve tatil anlayışlarını keşfetmeyle özetlenebilir. Bu tipleri ilk gruptaki yazlıkçılarla bir araya getirsek olay çıkar. Çünkü bunlar yorulmazlar, tatildeyiz yatalım demezler, dağ, taş, dere, tepe görülmemiş yer kalmayana kadar gezerler. Uçak, otobüs, karavan, bisiklet her türlü araçla çıkabilirler. Öyle büyük valizlerle çok eşyayla yola çıkmaz, çoğunlukla sırt çantası kullanırlar. Bir gün pansiyonda, bir gün otelde, bir gün kamp çadırında kalabilirler. Açık büfe gibi her gün birbirine benzeyen yemekleri değil, gittikleri yörelerin meşhur yiyeceklerini denemek, değişik tatlar keşfetmek isterler. Deniz, kum, güneş üçlüsünden çok, tarihi yerleri, şehirlerin keşfedilmemiş yerlerini falan tercih ederler. Batik tişört giyerler. 

SAHİLDE TOPUKLU AYAKKABI?

Dostlar alışverişte görsün tatilcileri, maceracı tatilcilerin asla karşılaşamayacağı tipte tatilcilerdir. Dinlenmek, eğlenmek gibi şeyler ikincil amaçları olup ilk ve en önemli amaçları giyinip, süslenip, fotoğraf çektirmek, bunları sosyal medyada paylaşmaktır. Gardıroplarının dörtte üçünü yanlarında getirir, sabah, öğle, akşam farklı kıyafetlerle arzı endam ederler. Tatilden çok düğüne, baloya, davete gelmiş gibilerdir. Sahilde topuklu ayakkabı giyerler.

HER SENE FARKLI DESTİNASYON 

İlle de yurtdışı tatilcileri, grubun en havalılarıdır. Bunları ülke sınırları içindeki tatil yerleri kesmez. Her seferinde farklı bir ülkeye gitmezlerse ölürler. Gittikleri yerlerde ülkemizin yemeklerini mumla arar ama yine de kıytırık makaronlarla mutluymuş gibi fotoğraf çektirirler. Beyaz spor ayakkabı giyer, pahalı güneş gözlüğü takarlar.

BEŞ AY TATİL YAPAN TAYFA

Gelelim Ege’nin ilçelerinden birini seçip, sanki tapusu kendine verilmiş gibi sahiplenen; güneş azıcık çıkınca sezonu açıp en az beş ay tatil yapanlarına. Bunları seçtikleri ilçe kalabalıklaştıkça şikayetlenmelerinden “Eskiden buralar şöyle güzeldi” diye mütemadiyen anlatarak oralarda ne kadar eski olduklarını sürekli suratımıza vurmalarından tanıyabiliriz. Alaçatı, Çeşme, Ayvalık onlara atalarından kalmıştır, onlarındır. Çiçekli elbise giyer, boncuk bileklik takarlar.

BELEŞÇİ TATİLCİLER 

Grubun en şanslıları ise beleşçi tatilcilerdir, moda adıyla infulencer. Bunlar sosyal medya fenomeni olup, takipçilerine tanıtıyor gibi yapıp her sene beleş tatil yaparlar. Görevleri, sanki bir yığın insan meraktan ölüyormuş gibi otelin tuvaletinden, yemekhanesine her yeri kayıt altına alıp paylaşmak ve her şeyden aşırı memnun olmak, mekân sahiplerine abartılı övgülerde bulunmaktır. Utanmasalar abiye, gelinlik falan giyerler. 

MUHAFAZAKâR TATİL SIKINTISI

Gelelim grubun en bahtsızlarına, sponsoru olmayan muhafazakâr, helal tatilciler. Bunlar, inançları ve hassasiyetleri gereği esasen çok da zor olmayan ayrıcalıklar için güzel bir kazıklanan, enayi yerine koyulan, sömürülen tatilcilerdir. Normal tatil yerlerinde x fiyata alınan hizmeti, sırf muhafazakâr, helal, İslami usul vs diye 3x’e alan kişilerdir. Haşama giyerler.
Yazı kendi kanepesiyle, kayınvalidesinin kanepesi arasında geçirecek yazarınız hepinize iyi tatiller diler. Ben terlik giyerim, klasik terlik…


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 9215 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.