PİYASALAR

  • BIST 1009583.70.44%
  • ALTIN3981.189-1.19%
  • DOLAR38.8130.21%
  • EURO43.47-0.19%
  • STERLİN51.593-0.44%
  1. YAZARLAR

  2. UMUT ÖZKAN

  3. TİCARET SAVAŞLARI
UMUT ÖZKAN

UMUT ÖZKAN

Avukat Arabulucu
Yazarın Tüm Yazıları >

TİCARET SAVAŞLARI

A+A-

ABD’nin çılgın Başkanı Donald Trump her alanda alışılmışın dışında, beklenmedik işlere imza atmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde açıkladığı yeni gümrük tarifeleri ile oluşturduğu şok dalgaları küresel ticaret savaşında yeni bir dönemin kapılarını araladı.

"Önce Amerika" (America First) söylemi üzerinden şekillenen ve tarifelerin önemli bir yer tuttuğu korumacı yaklaşımıyla ABD'nin üretim kapasitesini artırmayı ve iç pazarı yabancı rekabetten korumayı amaçlayan Trump özellikle Çin’e karşı uyguladığı gümrük vergisi oranını %245’e yükselterek Çin menşeli ürünlerin ABD pazarına girişini engellemeyi ve Çin'in küresel ekonomideki yükselişini frenlemeyi amaçlıyor.

Yaklaşık 36 trilyon dolar seviyesinde olan borcuyla dünyanın en borçlu ülkeleri sıralamasında 1. sırada bulunan ABD, her yıl muazzam dış ticaret açıklarıyla karşı karşıya kalıyor sadece geçen yıl 1,2 trilyon doların üzerinde mal ticareti açığı vermişti. Bu yüzden açıklanan gümrük tarifeleri ekonomik bir araç olmanın ötesinde, jeopolitik bir silah ve müzakere aracı olarak da değerlendirilmekte.

Trump’ın fitilini ateşlediği küresel ticaret savaşı, serbest ticareti engelleyerek küresel tedarik zincirlerini, fiyatları ve ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkileyecektir. Ülkeler arasında ekonomik rekabetin oldukça artacağı bu dönemde görece daha kırılgan bir ekonomiye sahip olan Türkiye nasıl etkilenecek?

Öncelikli olarak şunu ifade etmeliyiz ki ABD Başkanı Trump yaptığı açıklamayla, 5 Nisan 2025’ten itibaren Türkiye’den ABD’ye yapılan ihracata %10’luk asgari gümrük vergisi uygulanacağını duyurdu. Bu oran, Çin (%245), Vietnam (%46), Tayvan (%32) gibi Asya ülkelerine veya AB’ye (%20) uygulanan oranlardan çok daha düşük. Bu uygulama Türkiye’yi ABD pazarında rekabet açısından çok daha avantajlı bir konuma getiriyor. Ülkemizde üretim yapan firmalar bu düşük tarife sayesinde ciddi bir avantaj elde edeceklerdir. Özellikle tekstil, otomotiv parçaları, petrol ürünleri, ilaç, altın ve ev eşyaları gibi sektörlerde pazar payımızı arttırabiliriz.

Yüksek vergi oranlarıyla karşı karşıya kalan ülkeler ve özellikle Çin merkezli global markalar, ABD’ye daha düşük vergi oranlarıyla ihracat yapmak için üretim merkezlerini ülkemize kaydırmak isteyeceklerdir. Türkiye’nin güçlü üretim üssü ve AB’ye yakınlığı, bu tür yatırımları çekmek için stratejik bir avantaj sağlamaktadır.

Trump’ın gümrük tarifelerini açıklamasından önce Çinli otomotiv devleri BYD Auto ve Chery şirketleri Türkiye’de fabrika açma kararlarını kamuoyu ile paylaşmış ve çalışmalarını başlatmışlardı. Yaşanan yeni süreçle birlikte ABD ve AB ile ticaret yapmak isteyen çok sayıda şirketin ülkemize gelerek fabrika yatırımları yapmak isteyeceklerini öngörmek zor olmasa gerek.

ABD’nin her ülke için farklı oranlarda açıkladığı gümrük tarifeleri dünya tedarik zincirinde kırılmayı ve yeniden bir yapılanmayı beraberinde getirecektir. Bu süreçte Türkiye, coğrafi konumu, üretim kapasitesi ve düşük vergi oranıyla alternatif güçlü bir tedarik merkezi olarak ön plana çıkacaktır.

Küresel ticaret savaşları, ekonomik ve psikolojik etkileriyle ülkemizi ve ekonomimizi olumsuz yönde etkileyebilir, ancak ani gelişen olaylar karşısında hızlı aksiyon alma becerisine sahip olan insan gücümüzle, değişen koşullara diğer milletlere göre çok daha çabuk adapte olabilen yapımızla yaşanan bu kriz ortamını fırsata çevirebiliriz.

Bu yazı toplam 471 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.