PİYASALAR

  • BIST 1009303.6-0.37%
  • ALTIN3938.161.88%
  • DOLAR38.0590.31%
  • EURO43.3981.78%
  • STERLİN49.8391.25%
  1. YAZARLAR

  2. UMUT ÖZKAN

  3. BÖLGESEL KAOS PLANI
UMUT ÖZKAN

UMUT ÖZKAN

Avukat Arabulucu
Yazarın Tüm Yazıları >

BÖLGESEL KAOS PLANI

A+A-

Suriye'de 61 yıllık Baas rejiminin çöküşü ve Esad’in Rusya'ya kaçmasıyla birlikte yeni bir dönem başladı. Yıllardır kaybolan devlet mekanizmasının yeniden tesis edilmesi için gayret sarf eden geçiş hükümeti Suriye’yi istikrara kavuşturmak ve yeniden inşa etmeyi hedefliyor.

Bu kapsamda Ahmed eş-Şara liderliğindeki yeni yönetim tarafından farklı etnik ve dini grupların (Kürtler, Dürziler, Nusayriler, Hristiyanlar) ülke yönetimde temsil edileceği sözü verildi.

Toplumsal barışı korumak amacıyla Esad rejimi döneminde yapılanlara karşı intikam saikiyle hareket etmeyen yeni yönetim tüm silahlı grupların dağıtılması ve yeni bir ulusal ordu ile güvenlik teşkilatının kurulmasını amaçlıyor.

Yine bu kapsamda, ülkede birçok millet, din ve etnik grubun bir arada yaşadığı göz önünde bulundurularak, demokratikleşme adına kritik bir adım olarak yeni bir anayasa oluşturulması süreci öne çıkıyor.

Tabii ki bu süreçleri provoke ederek iç savaş çıkartmak isteyen Baas rejimi kalıntıları ise rahat durmuyor. Halk devriminden sonra ülkede hakim olan huzur ve barış ortamı, mezhep provokasyonlarıyla yok edilmek isteniyor. Bu kapsamda ülkede Nusayri nüfusun yoğun olduğu bölgelerde hücrelenen Esad taraftarı teröristler yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerine saldırılar düzenleyerek çatışmaları ülke geneline yaymayı hedefliyor.

Lakin halk tarafından gerekli desteği alamayan terör hücrelerinin çıkardığı karışıklıklar güvenlik güçleri tarafından kısa sürede bastırılarak sükûnet tekrar sağlanmış oldu.

Yakın komşumuz Suriye’de yaşanan kısa süreli çatışmalar bir anda gözlerin Türkiye’ye dönmesine yol açtı. Kaynağı hepimizce malum birtakım odaklarca, Suriye’de yaşanan olaylar üzerinden tahrik siyaseti yürütülmüş ve özellikle sosyal medyada çoğu yalan provokatif açıklamalarla bir kaos ortamı oluşturulmak istenmiştir.

Suriye'de ‘‘Alevi katliamı yapılıyor’’ dezenformasyonunu yayan Nusayri Şeyhi Selim Narlı, Türkiye'yi tehdit eden konuşmasıyla Samandağlıları galeyana getirmeye çalıştığını Tv ekranlarında hep birlikte izledik. Narlı, tehdit içerikli konuşmasında "Türk askeri ya elini atar oradaki zulmü durdurur ya da resmi olarak ben görevlendirdim. Resmi olarak İsrail'den talepte bulunacağım. Oradaki mazlum halkın acısını dindirsin diye. Buradaki konuşmamız eğer etkili olmazsa yapacaklarımızdan siz sorumlusunuz." ifadelerini kullandı. Sosyal medyada ise “Nusayrilere katliam meşru mu?” gibi provokatif sorular, “mezhep savaşı” söylemleri ve manipülatif görsellerle dolu paylaşımlarla öfke dalgası yaratılmaya çalışıldı.

Lakin ne sosyal medyada kopartılan gürültü ne de Nusayri şeyhinin açıklamaları ülkemizde bulunan kardeşlik ortamına zarar verebildi. Alevisiyle sünnisiyle etle tırnak olan milletimiz bu tip ayak oyunlarına fırsat vermedi, vermeyecekte.

Tarih boyunca dil, din ve etnisite ayrımı yapmadan milyonlarca mazluma ev sahipliği yapan bir medeniyetin varisi olan ülkemiz son 50 yılda İran, Irak, Yugoslavya, Bulgaristan, Kosova, Ahıska ve Suriye başta olmak üzere farklı ülkelerden gelen milyonlarca insana kapılarını açtı.

Kapımıza gelen hiç kimseye gelme demediğimiz gibi gelen hiç kimsenin de dinini, ırkını ya da mezhebini sorgulamadık. Son olarak 2011 yılından itibaren Suriye’deki iç savaştan kaçarak ülkemize sığınan 4 milyona yakın mazlumdan tek birine ırkı, dili, dini, mezhebi sorulduğuna şahit olan var mıdır?

Bu yazı toplam 849 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.