PİYASALAR

  • BIST 1009079.970%
  • ALTIN2324.0680.75%
  • DOLAR32.3630.1%
  • EURO34.936-0.4%
  • STERLİN40.919-0.37%
  1. YAZARLAR

  2. Saliha Sağdıç

  3. Koronadan Önce/ Sonra
Saliha Sağdıç

Saliha Sağdıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Koronadan Önce/ Sonra

A+A-

Kısa bir süre öncesine kadar dünyanın giderek küreselleştiğini düşünüyorduk. “Dünya artık küçük bir köy” deniliyordu hatta. Sınırların tamamen kaldırılması, tek bir para birimi gibi konular konuşuluyordu. Bir anda, bir virüs tüm dünyanın gündemini değiştirdi. Küreselleşme gitti, ulusalcılık geldi. Devletler birbirlerine sınırlarını kapattı.

TEK GÜNDEMİMİZ

Birkaç ay önce birisi şu yaşadıklarımızı anlatsa kimse inanmaz, film senaryosu olsa abartılı bulurduk. Olmaz dediğimiz ne varsa yaşıyoruz. Küresel ve bireysel olarak hayatımızda birçok şey değişti. Yeni birçok kavram girdi hayatımıza. Günlük hayatta dilimize yerleşen nur topu gibi kelimelerimiz oldu. Neredeyse her cümlemizde şunlardan biri var artık: Karantina, virüs, sosyal izolasyon, sosyal mesafe, pandemi, epidemi, dezenfektan, kolonya, maske, enfekte, entübe, bağışıklık, risk grubu, hijyen, dijital para, online hayat, uzaktan eğitim, bilim kurulu, 65 yaş üstü, evde kal ve tabi ki covid19, Korona! Esasen bazı ülkelerin bir süredir mücadele ettiği virüsün, ülkemizde görüldüğü ilk günden sonra neredeyse tek gündemimiz bu oldu. Yatıyoruz kalkıyoruz Korona’yı konuşuyoruz. Sınır kapısında bekleyen göçmenleri, İdlib’teki şehitleri bir anda unuttuk.

HER ŞEY EŞİT

Ülkede ilk defa eğitime bu kadar uzun ara verildi ve hayatımıza “Uzaktan eğitim” diye bir şey girdi. Bu süreçte televizyonlarda ve sosyal medyada gözümüz hep milli eğitim ve sağlık bakanını aradı. Heyecanla neler açıklayacaklarını bekledik. İki bakanın da süreci oldukça iyi yönettiği konusunda milletçe ilk defa uzlaştık desem yalan olmaz herhalde. Zaten uzun zamandır bütünüyle bu kadar kenetlenmemiştik. İlk kez siyaseti bir kenara bıraktık. Gündemi siyasetten bağımsız konuşabiliyormuşuz onu gördük. Virüsün zengin, fakir, şehirli, köylü, ünlü, ünsüz ayırmaması da insanların hakikaten eşit olduğunu görmemizi sağladı. Köylü Ahmet amca ile İngiliz monarşisinin prensi aynı cümlede, aynı hastalığın pençesinde. Dünyaca ünlü sinema oyuncuları, önemli futbolcular ve adı sadece “Vaka” olan insanlar… Bir virüs karşısında şansımız ilk kez eşit!

RİSK GRUBU İHTİYARLAR

Şansı fazla olanlar ise bağışıklığı güçlü olanlar, yaşı biraz daha genç olanlar… Bu sebeple bir süre 65 yaş üstü ve yüksek risk grubunda olan insanlar gündem oldu. Biyolojik olarak kaç yaşında olursa olsun, insanı ayakta tutanın yaşam enerjisi olduğunu, eskilerin tabiriyle insanın içinin hiç geçmediğini, “Ne kadar yaşlandık artık” dese de “Yaşlı, ihtiyar” gibi şeyleri hakaretmişçesine duymak istemeyeceğini unutup; bunun eğlencesini, kötü mizahını yapanlar oldu. Çünkü risk grubunda olan yaşlıların, gündemi bizim gibi takip etmediğini, evde durma çağrılarının yapıldığı sosyal medya platformlarında olmadıklarını unuttuk. Neyse ki yine sosyal medya sayesinde çabuk toparladık, gönüllerini aldık, evlerine ulaştık, ihtiyaçlarını gördük.

15 TEMMUZ’DAN SONRA TEKRAR

15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilk kez yine minareleri, günlük namaz vakitleri dışında kullandık. Sosyal medya kullanmayan kişiler için buradan evde kalma çağrıları yapıldı. Salavatlar getirildi, dualar edildi. Cemaatle namaz kılmaya, hatta Cuma namazına bir süre ara verildi. Kabe’de tavaflar durdu. Hristiyanların lideri Papa toplu dua etkinliği düzenlemek istedi. Dünyada hem siyasi hem ekonomik hem dini olarak olağanüstü şeyler yaşandı. Böyle küresel etkisi olan tüm olaylarda olduğu gibi bu olayda da ilginç komplo teorileri ortaya atıldı. Yeni bir dünya düzenine geçildiği, dünyada paranın ve gücün el değiştireceği, dijital hayatın ilk denemelerinin yapıldığı, küreselcilerin hayalini kurduğu tek tip insan, robotlaşma gibi planların hayata geçirildiği öne sürüldü. Bu yaşananların 5. nesil bir savaş olduğu, 6. nesil savaşın ise robotlar arasında olacağı iddia edildi.

BİTKİ ÖRTÜMÜZ SOSYAL MEDYA

Bazılarımız için hayat gerçekten zorlaşırken, bazılarımızın zaten karantinada olduğu ortaya çıktı. Hep evinde olan, sosyal hayatı dört duvar arasında olan insanlarla empati yapmamızı sağladı bu durum. Herkes ama herkes evdeydi artık. Ünlüler evlerinden “Evde kal” paylaşımları yapmaya başladı. “Evde kal”, “Hayat eve sığar” gibi sloganlarla insanlar evlerinde kalmaya teşvik edildi. Sosyal medyada türlü akımlar türedi. Kitap okuma, ekmek yapma, dolap düzenleme vs. Bu kadar insan evde ve sosyal medyada olunca ülkenin bitki örtüsü, instagram, facebook ve twitter oldu tabii. Mizah yeteneği ne kadar güçlü bir toplum olduğumuzu, hakikaten her durumda eğlenecek bir şeyler bulduğumuzu da bir kez daha gördük. Bazı eski gelenekler yeniden canlanırken, bazıları tarih oldu. Bu tehdit ortadan kalksa bile, şu el öpme geleneği bir süre daha korkulu rüyamız olacak gibi duruyor. Kolonya geleneği ise tüm ihtişamıyla geri döndü. Hatta altın çağını yaşıyor olabilir! Toplum olarak eve ayakkabıyla girmeme geleneğimizin ise büyük hayrını gördük bu dönemde.

Bu yazı toplam 4160 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.