PİYASALAR

  • BIST 1009926.262.16%
  • ALTIN2435.6810.33%
  • DOLAR32.52-0.13%
  • EURO34.891-0.16%
  • STERLİN40.5940.06%
  1. YAZARLAR

  2. Alperen Yiğit

  3. Kadının Ve Ailenin Yargıdaki Yeri
Alperen Yiğit

Alperen Yiğit

Avukat
Yazarın Tüm Yazıları >

Kadının Ve Ailenin Yargıdaki Yeri

A+A-

Bütün köklü milletler ve devletler incelendiğinde Kadının aile müessesesi için önemini en iyi kavrayan milletin Türk milleti olduğu ve bu konuda en adaletli dininde İslam dini olduğu görülür. Türkiye Cumhuriyeti’nde de kadının ailede eş ve ana olarak yerini sağlamlaştıran ve batıdaki benzerlerini aratmayacak düzenlemeler ve kanunlar da 2003 yılından itibaren geliştirilerek yargıdaki yerini bulmuştur. Bu düzenlemelerle amaçlanan hedef ise kadının ne kendi ailesine, ne eşinin ailesine, ne de eşine muhtaç kalmadan sosyolojik ve psikolojik olarak yıpranmadan sağlıklı bir birey olarak onurlu bir yaşam sürdürebilmesini sağlamaktır. Son 15 yılda kadının toplumdaki yeri ve önemine binaen yapılmış olan iyileştirmeleri İş Kanunundan tutun da Türk Ceza Kanununa kadar tüm hukuk sistemimizin hemen her aşamasında görmek mümkündür. Bu yazımızda kadının çalışma hayatındaki yerini düzenlemesi açısından 4857 sayılı İş Kanunu ve 6557 sayılı Devlet Memurları Kanununda yapılan iyileştirmeler ve getirilen yeniliklere kısacagöz atacağız.


27.08.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi hariç diğer tüm maddeleri yürürlükten kaldırılmış ve 22.05.2003 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu kabul edilerek eskiye nazaran ciddi anlamda iyileştirmeler yapılarak kadının çalışma hayatına teşviki, kendi ayakları üzerinde durarak yaşamını onurlu bir şekilde devam ettirmesi konusunda önemli adımlar atılmıştır Bunlardan bazıları;

  • İşveren ile işçi arasındaki iş ilişkisinde cinsiyete dayalı herhangi bir ayrım yapılamayacağı (md.5), 
  • Tam süreli çalışan bir işçi ile çoğunlukla kadın işçiler tarafından tercih edilen kısmi zamanlı işçi arasında farklı bir işlem yapılamayacağı (md.5)
  • Kadın işçilerin gece çalışması her ne surette olursa olsun 7,5 saatten fazla olmamaktadır (md.5).
  • Posta değişim saatlerinde eğer kadın işçinin “alışılmış araçlarla gidip gelme zorluğu” bulunuyorsa işveren kadın işçileri temin edeceği uygun araçlarla ikametgâhlarına en yakın merkezden işyerine götürüp getirmekle yükümlüdür (md.7). 
  • Kadın işçinin kocası aynı işyerinde olsun olmasın kadın işçinin isteği üzerine kadının gece çalışması kocasının gece postasına denk gelmeyecek şekilde işverence ayarlanabilmektedir. Aynı işyerinde çalışan karı kocanın aynı gece postasına denk getirilmesi ise işverence imkân dâhilinde karşılanabilmektedir (md.8). 
  • Kadın işçiler gebelik halinde emziren kadın işçiler de doğum tarihinden itibaren altı ay gece postasında çalıştırılamamaktadır. Emziren kadın işçilerde doktor tarafındananne ve çocuğun sağlığı açısından gerekli olduğu belirtildiğinde verilen altı aylık süre bir yıla kadar uzatılabilmektedir (md.9)

Yine Son 15 yıldakadının çalışma hayatındaki şartlarını daha da iyileştiren bir diğer kanun da 6557 sayılı Devlet Memurları hakkındaki kanun olmuştur. 2003 yılı öncesi ve sonrası olarak karşılaştırmalı bir değerlendirmeye gidecek olursak eğer;

  • Doğum Öncesi İzin Hakkı 3 hafta iken 8 Haftaya çıkarılmıştır.
  • Doğum Sonrası İzin Hakkı 6 hafta iken 8 Haftaya ve Çoğul Gebelik Durumunda Hafta eklenmiyorken,  2 hafta daha izin süresi eklenmiştir.
  • Süt İzni diye bir uygulama bulunmamaktayken böyle bir izin getirilerek anneye 3 Saat süt izni verilmiştir.
  • Doğum yapan memura ücretsiz izin hakkı yokken 24 ay ücretsiz izin hakkı getirilmiş ve doğum nedeniyle kademe ilerlemesinden de mahrum kalınmaması için izinde geçen sürelerde kademe ilerlemesi sürelerine dahil edilmiştir.
  • Kadın memurlara doktor raporu ile belirtilmesi şartı ile hamileliğin 24. haftasından itibaren doğum sonrasından sonra 1 yıl gece nöbet ve vardiyası verilmeyeceği hükmü getirilmiştir.
  • Prematüre doğumlarda kadın memurun analık izni süresi erken doğum süresi kadar uzatılmaktadır.
  • Memura çocuğu ilköğretime gelinceye kadar kısmi zamanlı çalışma getirilmiştir.
  • Evlat edinme durumunda çocuğun fiilen teslim edildiği tarihten itibaren memura 8 hafta izin verilmiştir.
  • Evlenenlerin evlilik izinleri 3 gün iken 7 güne yükseltilmiştir.
  • Doğum sonrası analık izninin bitiminden itibaren süt izni kullanmaksızın birinci doğumda iki ay, ikinci doğumda dört ay, sonraki doğumlarda ise altı ay süreyle günlük çalışma süresinin yarısı kadar çalışabilmektedir.
  • Memura çocuğu ilköğretime gelinceye kadar kısmi zamanlı çalışma getirilmiştir.

Hükümetin kadının ailedeki ve toplumdaki yerini güçlendirmek ve iş hayatındaki istihdamını artırmak için yaptığı bütün hukuki çalışmalar ve kayda değer iyileştirmeler kadınların özgüvenini artırmış ve bu özgüvenle beraber kadınlara daha huzurlu daha dik duruşlu layık olduğu yaşamı vermeyi amaçlamıştır.
 

Bu yazı toplam 1857 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.