PİYASALAR

  • BIST 1009716.77-0.05%
  • ALTIN2427.694-0.04%
  • DOLAR32.570.15%
  • EURO35.0030.66%
  • STERLİN40.8050.89%
  1. YAZARLAR

  2. Naz Melis ZENGİN

  3. Globalleşme Savaşını Cümlelerin En Çok Globalleştiği Mecradan Veren Lider: Donald Trump
Naz Melis ZENGİN

Naz Melis ZENGİN

Turuncu Dergisi
Yazarın Tüm Yazıları >

Globalleşme Savaşını Cümlelerin En Çok Globalleştiği Mecradan Veren Lider: Donald Trump

A+A-

Sosyal medyayı aktifleşmediği, anlık bildirimlerin henüz değer kazanmadığı evrelerde Facebook bir güncellemesiyle artık anlık durumunuzu paylaşma imkânı sunan bir hizmetini yayınladı. Çoğunuz hatırlar, “Ayşe is kahvaltı keyfi, Mehmet is halı saha” dönemlerini… İşte o dönemlerin değerini daha çok kavrayan bambaşka bir ekip de Twitter’ı hayatımıza katarak bizleri mikro-blog kültürüyle tanıştırdı.

ONUNLA TANIŞTIK

Anlık olarak paylaşımlarımızın önem taşıdığı bir çağda güncel meseleleri de giderek sıcaktan daha da sıcak ulaşması gayretine düştük ve iletişim uzmanlarının ‘Vatandaş gazeteciliği’ olarak tanımladığı yepyeni bir meslekle özellikle sosyal medya etkileşimleri üzerinden tanışmış olduk.

Ancak gelin görün ki vatandaş gazeteciliği kendiyle birlikte güzelliklerle beraber birçok kötülüğü de getirdi. ‘Bilgi çağı’ kavramını birden ‘Post-truth çağı’na kolaylıkla eviren bu kötülükler en çok verinin yanlış ve provoke edici yönüyle dünyayı zehirleme gayretine düştü. Haliyle toplumu dişi dokunan her kesim çareyi daha etkin sosyal medya kullanımında buldu. Böylece bilgi doğrulama (Factchecking) neredeyse normal veri akışının önüne geçmeye başladı. Diplomasi de elbette bundan nasibini aldı. Dijital diplomasi bugünün güncel meselelerinin en önemli malzemelerini sunmaya başladı. Ancak bunun tek sebebi elbette ‘Ani hareket etmeye’ duyulan ihtiyaç değildi. Popülist olmanın, tıklanabilir olmanın da karizmayı etkin kıldığı yeni dönemde lider de bunu kullanma derdine girdiler. Bizler de bu sırada Donald Trump ile tanıştık.

HER ŞEYİ BİLEN

Kendisi uzun yıllardır Twitter’ı etkin kullanan bir showman’di. Bunun gerisinde ise emlak dünyasında hızla büyümeye devam eden bir iş insanı kimliği de vardı tabii… Neredeyse her konuyla alakalı bir fikri bulunduğu için bunları dile getirmekten hiç çekinmezdi. Bu nedenle TV’ler bile bir süre sonra niyetini karşılayamaz oldu ve sosyal medyayı kullanmaya başladı. Bazen onu diyet kolanın gereksizliği üzerine tweet atarken gördük, bazen de düşmanlarının babalar gününü kutlarken bizim kültürün alışkın olduğu ağırbaşlı iş insanı imajından çok başka bir noktada ilerleyen ve yaptıklarından hiçbir zaman çekinmeyen bir isim olarak elbette başkanlığı sırasında da bunları gizleyecek değildi. Nitekim tüm dünyaya da sahiciliğini göstermiş oldu. 

HALKA DOKUNDU

Başka liderlerin atanmış danışmanlarının aksine tweet’lerini kendisi atmak için sahiden de emek ve zaman harcadığını röportajlarında sürekli dile getiren Trump, özellikle dış politikayla alakalı tüm önemli gelişmeleri, açıklamalardan evvel bu mecrada yapmayı tercih ediyor. Uzmanlar bu durumu bir nabız yoklama olarak da yokluyor. Çünkü ABD devlet başkanlığı, tüm bileşenleriyle ortak hareket eden ve politik doğrucu çizgisinin bir adım ötesine geçmeyen isimleri bu zamana kadar ağırladı. Fakat Donald Trump, tüm putları yıkma gayesiyle çıktığı yolda hem Pentagon hem Senato hem de kabinesine bile denk düşmeyen birçok kararı aldığını bu zamana kadar duyurdu. Bunların yol açacağı ikilemden de kurtulmanın tek yolu, halka yalnızlığını gösterebilmekti ve bunu da tweet’leriyle kanıtlamayı başardı. Bugünün Trump’ı koltuğunda her ne kadar yalnız otursa da vatanperver seçmenlerinin sosyal medya desteğiyle anketlerde dahi 2020 için favori gösterilen adaylar arasında yer almayı başardı.

“Amerika, Amerikalılar tarafından yönetilir. Küreselleşme ideolojisini reddediyoruz ve yurtseverlik öğretisini benimsiyoruz”

SAVAŞ YÜRÜTÜYOR

Donald Trump’ın tweet’lerinde karşısına aldığı losers ve hater’larına gelirsek… Donald Trump uzun süredir, globalistlere yönelik sürdürdüğü önemli bir savaşın içinde şövalye olarak lanse ediliyor. Kendisi çoğu kez, globalistlere karşı yürüttüğü savaşta gerçek bir milliyetçi olarak bir gün mutlaka kazanacağını ifade ediyor. Trump ayrıca dünyanın da yeni Fransız Devrimi’ne ihtiyaç duymadan her ülkenin sadece kendi gündemine odaklandığı, kısacası, devlet mahremiyetinin sınırlarla korunmaya devam edeceği ulusçuluk akımının 21’nci yüzyılda globalleşmeye tepki olarak yeniden doğacağına inanıyor. Tıpkı özel yaşamı gasp edilen bireyler gibi devletlerin de güdüsel olarak refleks göstermelerini düşünürsek Donald Trump’ın çok da haksız olduğunu düşünemeyiz değil mi?

SAĞ POPÜLİZM

Küreselleşme süreci bir yandan neoliberal ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel etkiler tarafından karakterize olurken diğer yandan da dünya meselelerine devlet sınırlarını aşan bir duyarlılıkla yaklaşan siyasal pozisyonların yeşermesine de olanak sağladı. Karşı-küreselleşme veya alter-küreselleşme olarak anılan diğer görüşlerin de ortaya çıkması bekleniyordu ancak Trump’ın kendiyle birlikte ortaya çıkardığı şey tepkinin de ötesinde yeni ve eşi görülmemiş bir şeydi, o kendisiyle birlikte İkinci Dünya Savaşı ile beraber çöpe gitmiş olan sağ popülizmini karşı-küreselleşme hareketiyle yoğurdu. Çoğu analistler bu durumu –izm müptelalığına mağlup düşerek Trumpism olarak yorumlasa da düşünce kendisini şöyle bir yakın dünya tarihine bakıldığında zaten göstermeye başlamıştı. Rusya’da Putin’in yenilmezliği, Avrupa’da sol partilerin teker teker düşüşü ve İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı Trump’ın mix’lediği bu karışımın ana malzemelerini oluşturuyordu.

HAFİFE ALMAYALIM

Elbette Trump’ın tek gündemi globalleşme karşıtlığı değil, aksine globalleşmenin neden olduğu bazı avantajları da dezavantaja çevirmekte onun uzmanlığı. ABD’nin hali hazırdaki göçmen sorunu, gelir eşitsizliğinin her geçen gün artışı derken ekonomi konusunda da tüm dünyayla beraber önemli bir sınavdan geçen ülkenin lideri olarak Trump için her saniyenin maddi olarak da değeri var. Bu değeri Türkiye’yi her fırsatta ekonomik yaptırımlarla tehdit etmesinden de Çin’i ve İran’ı ambargolarla saldırmasından da anlayabiliyoruz. Trump burada küreselleşmenin dünya piyasalarını hassaslaştırması hamlesini resmen bir kart olarak kullanıyor. Yani karşı durduğu sistemin bug’larını kullanmada da deha olan bir sistem dehasını izliyoruz birlikte.

Her ne kadar anlık kararları, tuhaf tepkileriyle karşımızda daha çok show yaptığına inandığımız bir lider varmış gibi hissetsek de uzun senelerdir yaptıklarını konuşacağımız bir liderle karşı karşıyayız. Lütfen onu hafife almayalım! Kendi çıkarlarından bu kadar emin ve kendisini sorgulamayan, olduğu yerden öteye bir adım bile atmak istemeyen bir lideri komik ve basit bulmakta hata ediyor bile olabiliriz.

Bu yazı toplam 5516 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.