PİYASALAR

  • BIST 10010011.270%
  • ALTIN2974.31-0.06%
  • DOLAR34.981-0.01%
  • EURO36.688-0.18%
  • STERLİN44.483-0.15%
  1. YAZARLAR

  2. UMUT ÖZKAN

  3. ETKİ AJANLIĞI
UMUT ÖZKAN

UMUT ÖZKAN

Avukat Arabulucu
Yazarın Tüm Yazıları >

ETKİ AJANLIĞI

A+A-

Toplumu duruma göre kesilip biçilebilecek bir ağaç parçası ya da yoğrulabilecek oyun hamuru gibi gören toplum mühendisliği kavramına yabancı değiliz. Son birkaç asırdır gücü elinde bulunduran hükümetler, kurumlar ve liderler, arzu ettikleri ideal insan modeline ulaşmak için toplumu biçimlendirmeye yönelik müdahalelerde bulunarak geniş çapta sosyal, ekonomik ve kültürel değişiklikler gerçekleştirmişlerdir. Bu dönüşüm faaliyetleri neticesinde toplum, görece bağlı olduğu köklere ve sahip olduğu kültüre yabancılaşmıştır.

Bilgiye erişimin kolaylaşmasıyla birlikte geleneksel anlamdaki toplum mühendisliği yaklaşımı işlevini yitirirken, yerini etki ajanlığı müessesine bıraktı. Yalın anlamda bilgiye ve bilgiye erişmekten ziyade, bilginin nasıl şekillendirildiği ve kitlelere sunulduğu önem arz ediyor artık. Son günlerde sıklıkla duymaya başladığımız etki ajanı kavramı da işte tam burada devreye girmekte.

Etki ajanlığı, bir ülkenin, örgütün ya da bireyin, bir başka ülkenin veya toplumun düşünce yapısını, kararlarını, kamuoyunu veya siyasi yapısını kendi çıkarları doğrultusunda etkilemek amacıyla dolaylı yollarla yürüttüğü manipülatif faaliyetleri ifade etmektedir.

Etki ajanları, toplumu yönlendirme ve düşünce akışını değiştirme gücüne sahip bireyler ya da gruplardır. Bu ajanlar, uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen, hedef aldıkları toplumun içine sızmış organize yapılardır. Sosyal medya platformlarından akademik çevrelere, siyasetten ekonomiye kadar farklı alanlarda kitleler üzerinde etkili olabilmektedirler.

Zaman içerisinde toplum nezdinde güvenilirliklerini tesis eden etki ajanları, propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerinde daha ikna edici hale gelir. Sosyal medya kampanyaları, sivil toplum kuruluşları ile medya üzerinden yapılan yönlendirmeler, dezenformasyon ve provokasyon gibi birçok stratejik metodu kullanmaktadır.

Özellikle toplumsal hareketlerde, seçimlerde ve dış politikada önemli bir silah olarak kullanılabilirler. Etki ajanlığı, sosyal medya ve dijital teknolojilerin gelişmesiyle daha yaygın ve etkili hale gelmiş; özellikle algı yönetimi ve kamuoyu yönlendirme alanında oldukça sık başvurulan bir yöntem olmuştur.

2016 yılında yapılan ABD Başkanlık Seçimleri’nde, Rusya’nın sosyal medya platformları üzerinden kamuoyunu etkileme girişimleri çokça konuşulmuştu. Rusya, farklı kimliklerle sosyal medyada sahte hesaplar açarak ABD seçmenlerine yönelik yanlış bilgi yayma, kutuplaştırıcı içerikler paylaşma ve belirli adaylara dair manipülatif içerikler üretme çabasında bulundu. Bu çabalar, Amerika'daki politik bölünmeyi artırmak ve seçmenlerin düşüncelerini belirli bir yöne çekmek amacını taşıyordu.

Yine ülkemizde son dönemlerde yaşanan toplumsal olaylarda etki ajanlarının rolü bariz bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bazı olaylarda tanınmış ve popüler isimlerin bazı olaylarda ise kim oldukları ya da asıl amaçları belli olmayan hesapların yalan yanlış bilgileri dolaşıma soktuklarını görmekteyiz. Bu yanıltıcı paylaşımların akabinde sosyal medyada bulunan bot hesaplar üzerinden yapılan, sayıları milyonları bulan paylaşımlarla toplumda infial uyandıran içerikler üretilmektedir. Toplumu provoke eden bu paylaşımlarla kutuplaşmayı artırmak, halkı hükümete ya da birbirine karşı kışkırtarak toplumsal birlik ve beraberliği yok etmek hedeflenmektedir.

Yabancı bir ülkenin çıkarlarına hizmet eden toplumsal birlik ve beraberliğimizi hedef alan casusluk faaliyetlerinin, sosyal medya ve dijital teknolojilerin gelişmesine paralel olarak çok daha yaygın hale gelmesiyle birlikte bu suç türüyle mücadele edecek kanunların da çıkarılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

Bu yüzden Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu’nda bulunan tasarı ile Türk Ceza Kanunu'nda "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" başlıklı bölümüne yeni bir suç tanımı eklenmek isteniyor. "Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme" başlığıyla, yabancı devlet veya organizasyonların stratejik çıkarları doğrultusunda suç işleyenlere 3 ila 7 yıl arasında hapis cezası verilmesi öngörülmekte. İktidar ile muhalefet vekillerinin üzerinde hemfikir olamadığı için henüz kanunlaşamayan tasarının benzerleri ABD’den Rusya’ya Fransa’dan Almanya’ya kadar birçok ülkede uygulanmaktadır. Yabancı ülkelerin ve uluslararası kuruluşların içişlerimizi ve toplumsal birlikteliğimizi hedef alabilecek casusluk faaliyetleri ile etki ajanlığına imkân vermeyecek düzenlemelerin çıkarılması elzemdir.

Bu yazı toplam 279 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.