PİYASALAR

  • BIST 1009716.77-0.05%
  • ALTIN2427.694-0.04%
  • DOLAR32.570.15%
  • EURO35.0030.66%
  • STERLİN40.8050.89%
  1. YAZARLAR

  2. Sosyolog Aygül Fazlıoğlu

  3. Dışarıya bir kap su koymayı unutmayalım ...
Sosyolog Aygül Fazlıoğlu

Sosyolog Aygül Fazlıoğlu

Sosyolog
Yazarın Tüm Yazıları >

Dışarıya bir kap su koymayı unutmayalım ...

A+A-
Sosyolog Aygül Fazlıoğlu

 

Doğaya baktığımızda, tüm canlıların eşsiz bir uyum içinde yaşadığını gözlemleriz. Karada ve denizde, bitkilerle hayvanlar birbirlerinin yaşamlarını idame ettirmek üzere, doğal döngülerini sürdürürler. Her bir canlı hayvanın ve bitkinin, bu dünyada bir işlevi vardır. Yani hiçbir canlı boşa yaratılmamıştır ve karşılıklı alış-veriş içerisindedir. Evrenin en akıllı varlığı olarak kabul ettiğimiz insanoğlunun da, bu ilişki ağı içerisinde çok önemli bir yeri vardır.

İnsanlar, bitkiler ve hayvanlardan beslenme ihtiyacını karşılamanın yanı sıra, onları sevgi ihtiyaçları içinde kullanabilmektedir. Herkes çevresinde güzellikler görmek ister. Bunun için de bazılarımız evlerimizde, balkonlarımızda çiçekler yetiştiririz. Yazlık evlerimizni bahçelerine meyve ağaçları, süs bitkileri dikeriz. Kedi, köpek, kuş gibi hayvanları da evlerimizde besleyerek mutlu oluruz.

20-30 sene önce, şehirleşme bu kadar yaygın değilken, insanların bir çoğu bahçeli evlerde yaşardı. Çocukluğumda, birçok komşumuzun bahçesinde köpek veya kedi beslediğini gözlemlemişimdir.

Nüfus artışı, kentleşme, köylerden şehirlere yoğun göç olgusunun yaşanması nedeniyle, artık kentlerde bahçeli bir evde yaşama imkanı giderek daraldı. Bahçeli evler, yerlerini önce 5-6 katlı apartmanlara, günümüzde ise rezidanslara bıraktı. Ama insanoğlunun hayvan sevgisi, bir hayvana dokunma ihtiyacı devam etti. Dolayısıyla bahçelerde beslenen kedi ve köpekler, apartman dairelerine transfer oldu.

Aileler genelde çocuklarının isteği ile evcil hayvan sahibi olmaktadır. Ya da bu hayvanlar, çocuklara karne hediyesi olmaktadır. Ama evcil hayvanların ( özellikle köpeğin) bahçede bakımı ile evde bakımı arasında sorumluluklar açısından farklılıklar bulunmaktadır. İlk önce çok cazip gelen, sevilen, oynanan bir süs eşyası olarak görülen köpek, bir süre sonra çocuğa yük olmaktadır. Çünkü köpeğin, belirli zamanlarda dışarı çıkarılması, yürüyüş yaptırılması, aşılarının ve sağlık kontrollerinin düzenli olması gerekmektedir. En önemli sorun ise, ailenin tatil seyahatlerinde yaşanabilmektedir. Köpeği bırakacak yakın bir arkadaş veya akraba yokluğunda, tercih edilen diğer bir seçenek köpek otelleri olmaktadır ki, bu her zaman iyi bir seçenek olmayabiliyor. Çünkü aileden bir hafta, on gün gibi uzak kalan bazı hayvanlarda terk edilme psikolojisi gelişiyor ve depresyona giriyorlar.

Bu ve benzeri sorunlar nedeniyle bazen, evde beslenen köpek veya kediler sokağa terk ediliyorlar. Yazlık bölgelerde bunun örnekleri ile çok sık karşılaşılmaktadır. Yaz aylarında karınlarını bir şekilde doyurabilen bu hayvanlar, yazlıkçıların evlerine dönmeleriyle birlikte açlık ve soğukla baş başa kalmaktadır. Özellikle büyük şehirlerdeki hayvan barınaklarında, aileleri tarafından böyle sokağa terk edilmiş çok sayıda cins köpek bulunmaktadır. Bu nedenle aileler kendileri veya çocukları için evcil hayvan sahibi olmayı düşünüyorlarsa, bir evcil hayvanın yaşamlarına getireceği ilave yükleri bilip, kendilerini bu sorumluluğu üstlenmeye hazır hissetmeleri durumunda harekete geçmelidirler. Tabi ki, pet-shop yerine, ilk önce hayvan barınaklarını ziyaret edip, sahiplenilmesi, oralarda zor koşullarda yaşayan hayvanlar için çok büyük önem arz etmektedir.

Birçok ilçe belediyesi kendi sınırları içinde, pet-shoplarda canlı hayvan satışını yasaklamıştır. Aslında bunun tüm ülke genelinde yaygınlaştırılması gerekmektedir. Artık belediyelerimizin bir çoğunda veteriner müdürlüğü bulunmakta ve sokak hayvanlarının sağlık ve beslenme ihtiyaçları giderilmektedir. Zaman zaman sosyal medyaya sokak hayvanlarına edilen eziyetlerin üzücü görüntüleri düşse de, genel olarak toplumumuzda sokak hayvanlarına karşı oldukça olumlu bir duyarlılık gelişmiştir. Medeni bir toplum olmanın gereği de budur.

Yaşadığımız çevre, insanı, hayvanı, bitkisi, ağacı ile güzeldir. Gören göz için, doğada çok büyük bir uyum ve ahenk vardır ve tüm canlılar birbirine ihtiyaç duyar.

Huzurlu, mutlu ve sosyal bir toplum olmanın ön koşulu; insanların sadece birbirleriyle değil, aynı zamanda diğer canlılarla da saygılı bir iletişim kurmasına bağlıdır.

Son söz; yaşadığımız şu sıcak hava koşullarında sokak hayvanları ve kuşlar için, dışarıya bir kap su koymayı unutmayalım?

Bu yazı toplam 1161 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.