PİYASALAR

  • BIST 10010261.820.04%
  • ALTIN2989.47-0.03%
  • DOLAR34.8440.08%
  • EURO36.823-0.03%
  • STERLİN44.468-0.02%
  1. YAZARLAR

  2. Seda Şişman

  3. YouTube mu, televizyon mu? YouTuber olmak mı? Yoksa...!
Seda Şişman

Seda Şişman

Turuncu Dergisi
Yazarın Tüm Yazıları >

YouTube mu, televizyon mu? YouTuber olmak mı? Yoksa...!

A+A-

Televizyonun hayatımıza girişi uzun, tarihsel bir süreç ve yine uzun yıllardır hayatımızın tam merkezinde olduğunun da farkındayız sanırım. 
Son yıllarda televizyona rakip gösterilen ve birtakım verilerin de rakip olduğunu netleştirdiği YouTube hayatımıza yakın bir tarihte giriş yapmış olmasına rağmen nasıl oluyor da televizyonun karşısına geçebiliyor? 

HER KONU VE İÇERİKTE 

‘Broadcast Yourself’ yani ‘Kendini yayınla’ sloganıyla aslında bunu yapacağının sinyalini ilk günden vermiş oluyor. “Televizyondan ne farkı var?” diyenlere ilk cevabım sansür oranı az ve süresiz içerik üretimleri diyebilirim. Her konuda her içerikte, dileyen dilediği tarzda yayınlar sunabiliyor, vloglar izleyebiliyoruz tabii bu detay da ayrıca eleştiriye açık bir konu.  
İzleyici, televizyon yayıncılığının haklı sınırlarının Youtube’da olmamasını samimiyet olarak da yorumlayabiliyor. Peki “Ya YouTuberlar bu yoruma etken mi?” derseniz elbette öyle diyebilirim. 
Buna en basit örnek bir televizyon programı sunucusu istediği rahatlıkta, sansürlü ve RTÜK kuralları çerçevesinde programı sunarken, bir YouTuber tüm bunlardan muaf olarak vlog çekebiliyor. Ayrıca ortaya çıkan yapımın maliyet dengesi de cabası.

EVDEN PARA KAZANMA ŞEKLİ
 
Diğer bir nokta ise; televizyon tercihlerinin en büyük sebebi yayınlanan dizi filmler olduğunu görüyoruz. Teknolojik atılımların da katkısıyla dijital platformların bunu da baltaladığı, düşen reytingler, kısa sürede final olan diziler birer örnek. Bu durumda “Televizyonun pabucu dama atılmaya mı başlandı?” diye düşünür hale geldik. 
Peki ya YouTuber olmak nedir? Bu soru ile konunun merkezine geldik sayılır. 
Youtube hayatımıza kazandırdıklarından biri de YouTuber mesleğidir. Kısacası YouTuber, Youtube iş ortaklığı projesi kapsamında videolarına reklam alan kanal sahibine verilen isimdir. Ayrıca çeşitli reklam videoları oluşturarak para kazancı sağlayabilir. Bu tamamen kanalın ürettiği içerik kategorisine bağlıdır. Dışarıdan izleyici için “Ne kadar rahat, evinde video çekiyor” gibi söylemler çok yapılsa da içerik üretmek, bence bu işin en zor kısmı. Ayrıca, kaliteli videolar ve farklı fikirler bulmanız gerek. Her YouTuber az ya da çok kendi fikirleriyle özdeşleşen izleyici kitlesi elde edebiliyor. Bu da içeriklerin güzelliği ve çirkinliği konusunu oldukça yoruma açık bırakıyor.

ÇOCUKLARIN BİLİNÇALTINA MESAJ GÖNDERİLİYOR

YouTuber olmanın eskiden ünlü olma merakıyla özdeşleştiğini aynı statüde konumlandırma noktasına geldiğimiz ortada. 
YouTuberlığın çocuk ve gençler arasında hızlıca yayılmasının altında popüler olma fikri yatıyor. Bu kadar kolay bir yolla şan, şöhret sahibi olup, yüksek rakamlarla kazanç sağlayıp hem gelir yüksekliğine hem ilgi alaka ve şöhrete ulaşabilmek olması, en başta çocuklar için eğitim, kazanç, çalışma gibi olguları zedeleme riski taşıyor. Kısa yoldan kazanç ve şöhret gayesi de çocukları ve gençleri YouTuberlığa özendiriyor.  Nitekim aileler de kazanç uğruna bu duruma zaman zaman göz yumuyor. 

HER YOL MUBAH ALGISI

YouTuber olmanın diğer zor bir tarafı da izleyiciyle olan samimiyetini koruyabilmektedir. Samimi ve içten hazırlanan içerikler, televizyon samimiyetsizliğinden kaçıp gelen izleyiciye ilaç gibi gelmektedir. Bu samimiyeti koruyamayan YouTuber izleyici tarafından da oldukça sert eleştirilmektedir. YouTube izleyicisi, içerikler konusunda oldukça katıdır.
Eğitim almadan gerekirse bir meslek sahibi olmadan 10 dakikalık bir vlog çekimiyle tüm Türkiye hatta dünya üzerindeki birçok lokasyona ulaşmak, belki bir alkış, reklam almak, ün sahibi olarak büyük kazançlar elde etmenin hevesiyle kendi hayatını, kariyerini riske atma pahasına bu yollara başvuranları da görüyoruz. Bu şekilde devam ederse de sayılarının artacağı şüphesi de göz korkutur hale geldi. Özgün ve ilgi çekici videolarla birlikte kişisel YouTube kanalı oluşturduktan sonra kullanıcılar abonelik sistemiyle kanalları takip etmeye başlamakta ve izlenen her video YouTubera gelir olarak dönmektedir. Kimi zaman viral reklamlarla da gelir elde edebilmek mümkün. Bazı firmalar, YouTuberlara sponsor olarak reklamlarını verebiliyor. Tam bu noktada özellikle çocuklar daha fazla izlenebilmek adına çok tehlikeli işlere imza atabiliyor. Burada önemli olan dikkat çekmek, beğenilmek ve izlenmek olduğu için çocuklar açısından her yol mubah algısı oluşturuyor. 

MAKYAJ VE OYUN KANALLARI POPÜLER 

Türkiye’de ağ sistemi üzerinden reklam gelirlerini alabilen Youtuberlar kimi zaman aynı tip içerikleri oluşturabiliyor. Youtuber sayısı arttıkça özgünlük ortadan kalkıyor. Genç kızlarda makyaj, erkeklere ise; oyun kanalları son derece popüler bir duruma geldi. 
Türkiye’de en çok tercih edilen sosyal paylaşım ağını "YouTube" ve “Z” kuşağı olarak adlandırılan gençler, tüketen üretici durumuna geldi. Yani hem kendi kanalını oluşturan hem de diğer kanalları takip eden bir nesil oluştu. Özgün fikirlerin ortaya çıktığı, oyundan spora, sanattan edebiyata çok farklı kategorilerde kanalların açıldığı görülüyor. Özellikle dijital teknolojilerin daha düşük maliyeti, video kameralar yerine akıllı telefonlarla gerçekleştirilebilen çekimler YouTuber olarak adlandırılan içerik üreticilerinin her geçen gün sayısını arttırdı. Çünkü prodüksiyon maliyetleri dijital teknolojilerle birlikte gittikçe düştü.

İŞKUR KURS AÇTI 

Ayrıca, İŞKUR’un da kendi yetiştirmek üzere ‘YouTuber’lık kursu açtığını da belirtelim. Bu haberi fenomenliğe doğru sağlıklı bir adım atılmış olarak sayabiliriz. Her ne kadar bazı psikologlar bunun ilerleyen yaşlarda bir takım psikolojik sorunlara yol açabilme ihtimalinden bahsetse de sanırım bunu şu an rafa kaldıranların, öteleyenlerin de sayısı hayli fazlaca. 
Doğru ve kaliteli içerik üreten YouTuberların sayısının arttığı hem ahlaki hem değer yargılarımızın zedelenmediği, sosyal medyanın hakkıyla kullanıldığı güzel günlere...
 

Bu yazı toplam 11514 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.