PİYASALAR

  • BIST 1009147.081.28%
  • ALTIN2940.7180.35%
  • DOLAR34.4660.07%
  • EURO36.3750.3%
  • STERLİN43.6570.29%
  1. YAZARLAR

  2. Şeyda Betül Kılıç

  3. Şehirli Kadının Şehirle Mücadelesi
Şeyda Betül Kılıç

Şeyda Betül Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Şehirli Kadının Şehirle Mücadelesi

A+A-

Şehirde zaman hızlıdır. Güneş ve ay yer değiştirirken bunu fark etmediğimiz zamanlar olur. Zaman kullanımı becerisi şehirli kadının en önemli maharetidir. Planlama yapmakta şehirli kadının işlerindendir. İptaller, ‘Yetişemedim’ler hızlı akan hayatın ahengini bozar.

Köy’ deyince ne geliyor aklınıza? Kuzular, yayık, çimen kokusu, ekşi mayalı ekmek, tereyağı? Ya da şöyle de sorabilirim, köy deyince ne geliyor aklınıza; sağılacak inekler, yayılacak hayvanlar, çarpılacak yayık, mayalanacak ekmek, oluktan taşınacak su, toplanacak odun, dalda pekmez olmayı bekleyen üzüm, entariler, çeltikteki pirinç, çamurlu bekleyen kara lastikler, obada hayatı dar eden domuzlar ve daha nice doğa tehlikeleri…

Hepsi gerçek ve hepsi köy değil mi? Köy mücadele demektir. Hayatta kalmak için zekâdan çok kas gücüne ihtiyacınız vardır. Yaralarınızı önemserseniz aç kalırsınız. Yaralanmadan yaşamaksa neredeyse imkânsız bir o kadar da ayıptır. Kır hayatında kadın olmak doğal olmaktır. Zira insan yaşadığı doğanın etkisiyle kişiliğini oluşturur. Doğal yaşamda doğal kalmak kolaydır. Kırda, köyde kadın göründüğü gibidir, olduğu gibi görünür.

SAVAŞARAK YAŞAR

Köy yaşamında anne de kadın da olduğu haliyle iyidir. Kendini şekillendirmek istemez. Mesela köy esnafı kafası atarsa müşterisini kolayca kovabilir. Ona göre olması gereken budur. Müşterinin indirim istemesine asabı bozulmuşsa açıktan belli eder. Peki şehir öyle mi? Şehirde insan olmak bir tarafa ama şehirde kadın olmak nasıldır sizce? Kucağınıza oturan çocuğunuzun yüzü gözü kirli, ayakları çamurluysa öylece sofraya oturmasına göz yumabilir misiniz? Şehirli kadın, şehir şartları içinde insanla savaşarak yaşar. Oysa köydeki kadının mücadelesi genellikle doğayladır, kas gücü yettiğince bundan geri durmaz.

ŞEHİR KURALLARI

Şehirde zekâ, kas gücünün önündedir. Zayıflığınız, çelimsizliğiniz pek konuşulmaz. Diplomasi beceriniz konuşulur. Yerine göre davranmak, konuşmak, kendine hâkim olmak, kibar olmak ama bazen hin olmanız beklenir. Olduğumuz gibi görünürsek bizi kaba olmakla suçlayacak bir şehir sistemi vardır. İçinizdekiyle dışınızdaki uyumlu, fakat farklıdır. Kadın evde, işte ve toplumda hangi kimlikle olursa olsun, yaşarken şehir kurallarını önemsemelidir. Hem şehirde hem kır insanı olmanız mümkün değildir. Peki, şehirli insanın insanla olan mücadelesinde kadına neler düşer? Şehirde kadın kendini doğru ifade etmelidir. Ne olursa olsun beyin gücünü kullanmayı öğrenmelidir. Zira saksıdaki çiçek, mayalarını koruduğunuz kefir bile takip isteyecektir. Şehir kalabalık demektir. Kendinizi kıyaslayabileceğiniz onlarca kadın vardır. Şehirde kendinle barışık kadın olarak kalmak bu yönüyle kolay değildir.

PLANLAMA YAPMAK

Şehirde zaman hızlıdır. Güneş ve ay yer değiştirirken bunu fark etmediğimiz zamanlar olur. Zaman kullanımı becerisi şehirli kadının en önemli maharetidir. Planlama yapmakta şehirli kadının işlerindendir. İptaller, ‘Yetişemedim’ler hızlı akan hayatın ahengini bozar. Köyden şehire adapte olmak için iki nesildir şehir şartlarına aşina olarak yetişmiş olmalısınız. Şehir demek sadece pahalılık, kalabalık değildir ve bunun böyle olmadığını anlamak için annenizin şehre adaptasyonunu görmelisiniz. Şehir yapaylık değildir. Sadece daldan yiyememektir.

YARIŞMAYA ZORLAR

Şehirleşme biraz da yarışmaya zorlar. Kıyas varsa yarışta kaçınılmazdır. Anneliğinizi daha iyi annelerle, kadın çalışansanız daha verimli çalışanlarla aranızda hep bir gerilim vardır. ‘En’ler şehrin eseridir. Şehirde zevkler incelir. Şehirli insan için en can alıcı renk kırmızı değildir, alev kırmızısı, gün batımı kırmızısı, bayrak kırmızısı diye incelir gider. Kadın böylece seçmeyi bilir. Metropollerde temizlik işi yapıyorsanız dahi gideceğiniz evi, yapacağınız işi rahatça seçebilirsiniz. Şehir sizi, siz de şehirde yaşayacaklarınızı seçersiniz.

BİLİNMEZLİKTİR

Şehre gelip bir türlü şehirli olamamak… Kıyımsız bir mecburiyetle şehrin ışıkları gözünüzü alır. Para dediğinin hükmü çok, ederi azdır. Makamlar, mevkiler vardır. Adınızın önüne konur. Adınız öyle kupkuru Ayşe değildir, ‘Genel Müdür Ayşe’dir. Paranızdan çok namınız olur. Anneliğin önünde ardında da görünmez unvanlar vardır, bazıları görür. Sevecen anne, anlayışlı anne, keyifli anne, bağışlayan anne. Bunlar bütün annelerin unvanıdır ama şehirde bunlarla anılan anne olmak herkese nasip olmaz. Sevmek kolaydır da sevdiğini korkmadan anlatmak cesaret ister. Kimse kimsenin uzaktan bir şeyi, yakından hısımı değildir. Şehir bilinmezliktir. Yarını kimse bilmez. Hiç bilmediğin bir yarına kucak dolusu hayaller kurduğun gün şehirlisin. Kapının önüne kadar uzanan özgürlüğünün sınırsızlığına inandığın gün şehirlisin.

Bu yazı toplam 4505 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar