Dr. Mehmet Sılay

Bereketli hilâlin yıldızı Kudüs; haftalardır hayallerimizi süslemeye başlıyor. Meclis kütüphanesinde bulunan bütün ansiklopedileri tarıyoruz. Filistin haritası ve Kudüs şehir planı hakkında bir makale hazırlayacak kadar teorik malzemeye sahip oluyoruz.

Daha önce " İspanya'ya mı?"diye soranlara,

"Hayır Endülüs'e!" cevabını verdiğimiz gibi,

"İsraile mi?" diye soranlara da;

"Hayır, Filistin'e gidiyoruz İnşallah!" diyoruz.

Yeşil pasaportlara vize gerekmiyor.

Genç Müslüman gezginlere İsrail; gençlerimize öğrenci belgesi getirse dahi güvenlik endişesiyle giriş izni vermiyor. Mazeretleri hazır; bölgeye girmek isteyen kaçak işçilere de bu tedbirle engel olunuyormuş.

İsrail iki savaşta Kudüs'ün hepsini zapt etmiş.

Kendilerini siyasi sınırlara hapsetmiş İslam ülkeleriyse sadece sonucu seyretmişler. Sonra da kınayıp oturmuşlar. Diplomatik girişim veya fiili bir direnişleri olmamış.

Bugün dünyada en zor girilip-çıkılan ülke İsrail'dir.

Değişik zamanlarda Filistin'e girerken, Telaviv Havaalanında ve Ürdün girişindeki Melik Hüseyn kapısında görevli askere itiraz ediyoruz;

"Niçin bu kadar uzun bekletiliyoruz? Nedir bu kadar çok sorgu-sual?" sertleşerek Cevap veriyorlar: "Biz savaş halindeyiz, güvenliğimiz için buna mecburuz, fazla konuşmayın!"

Bu sefer de daha çok bekletiliyoruz. Bütün grup pasaport kontrolünden geçiyor ve onları Kudüs'e ulaştıracak olan servis otobüsünde geride kalan tek yolcuyu artık sabırsızlıkla bekliyorlar. Fakat bir genç saatlerce kontrol noktasında tutuluyor. Bunun adı tekrarı caydırıcı olsun diye Türkiye'den gelen Müslümanlara Siyonist eziyeti oluyor. Böyle algılıyoruz.

Bir seferinde, yürekleri Kudüs hasretiyle tutuşan dokuz genç arkadaşımızı memlekette mahzun bırakıp, on beş kişilik bir grupla Arz-ı Mukaddes'e yöneliyoruz.

Şüphesiz Kudüs tüm semavi dinler için önemlidir.

Kudüs, Peygamberler tarihinin kalbi, Müslümanların ilk kıblesiydi.

Kudüs Mi'rac yolculuğunun arza ait son durağıdır.

Habibullah'ın arşa yükselmeden önce üzerinde bulunduğu Haceru'l-Muallaka bu mübarek şehirde ve Kubbetüs Sahra'nın içindedir.

Temel kültürümüz bize üç şehri ziyaret etmemizi teşvik eder, hatta zorlar. Bunların ilki, Haremeyn-i şerifeynin birincisi Mekke-i Mükerremedir. İkincisi Medine-i Münevvere'dir. Üçüncüsü de İsra suresinin birinci ayetinde buyrulduğu gibi « Çevresi mübarek kılınan Mescid-i Aksa'dır.

Uçuş biletlerimizi teslim alıyoruz. Yurt dışı harç pullarımız dağıtılıyor.

Demek artık Kudüs-ü Şerifi görebilecektik.