(ORTAKLIK DÜZENİ VE KATILIM FİNANS DÜZENİ )

Son zamanlarda aklımı ve fikrimi müsbet ekonomi sistemi üzerine yoruyorum. Israrla faizin yıkımı üzerine yoğunlaşmakla beraber yerine ikame edilmesi gereken faizsiz sistemi de araştırmaya çalışıyorum. Malum korona hızlı bir giriş yaptı biyolojik manada dünya üzerine ve birkaç ay içinde kabus oldu, çöktü. Faiz de bir virüsten farklı değil aslında, yavaş yavaş çürüttü tüm dünyanın ekonomik yapısını ve sosyal düzenini. O da kabus oldu çöktü karabasan gibi. Silkeleyip atmak gerektiğini herkes ve her devlet hatta dünya biliyor. Ancak diyorum ya hep, bu meretle kurulan sistemi sanki alternatifi olmayan, geri dönüşü imkansız, hayatın lanet olası gerçeği olarak görüp, faizi faizle temizlemeye kalkan gafletin içine düşmüş bir sistemin içinde ömrümüzü geçiriyoruz. Alternatifi yok mu, elbette vardır ama uygulamaya geçilmediği müddetçe bir anlam ifade etmiyor maalesef. Bu durumdan da en çok paradan para kazanan özel tefecilerle resmi tefeciler nemalanıyor.

Yukarıda yazdıklarımın üzerine bir kitap dolusu söz söylerim ama beni bugün bu yazıyı yazmaya iten, korona virüsü küresel bir sorun olmaya başlayıp, herkes evinde kendini izole etsin denilince duymaya başladığım “devlet bizi eve tıktı, o zaman doyursun” sözleri oldu. Öyle ya bir gün bitecek inşallah bu süreç ama ucu açık bu zaman zarfında ihtiyaçlar nasıl, ne ile karşılanacak, işsizlik endişesi, parasız kalma, evine ekmek götürememe telaşı ve korkusu… devamında söylenecek yine bir kitap dolusu şey var aklımda… Dijital dünya düzeninden, nesnelerin internetine, yapay zekadan Endüstri 4.0’a kadar. Öyle ya, insanın aza indirgendiği bir yapı herkesi korkutuyor. Ama değinmek istediğim konu şimdilik bu da değil. Dedim ya “devlet bizi eve tıktı, o zaman doyursun” sözleri çok kurcaladı aklımı.

Kimler diyor bu sözü? Emeğiyle çalışanlar yani işçiler, yani ücretliler, yani birilerinin iki dudağı arasından çıkacak güle güle lafını duymaktan korkan bizler. Başka kimler… küçük çapta ticaretle ya da el zanaatı ya da sanatıyla uğraşan esnaflar, küçük işletmeler, kendi çapında rızkını kovalayan küçük müteşebbisler vs vs. Haklılar mı, sonuna kadar ama neye göre? İçinde bulunduğumuz bu faizli, borca dayalı sistem var ya… Çalıştırdığı insanı böyle durumlarda kendince haklı gerekçelerle kapının önüne koyabiliyor. Hatta işsiz kalan “evet, haklı, iş yok, para yok, bana ne verecek” diyor ve hak verebiliyor. Yine söylüyorum neye göre? İçinde bulunduğumuz sisteme göre.

“Sistem de sistem kardeşim, yeter artık sıkıştıkça sisteme konuyu bağlıyorsunuz, yürüyün gidin, varsa bir alternatif sisteminiz söyleyin” diyenlere şunu söyleyeceğim. Ben bu alternatife sistem değil, düzen diyorum.

Peki nedir o? ORTAKLIK DÜZENİ ve KATILIM FİNANS DÜZENİ

Bu hususta ciltler dolusu kitap yazılır, yazılmıştır, anlatılmıştır ama (en doğrusunu Allah bilir) benim helalinden anladığımı gerek Devletimize gerek küçük, orta, büyük, çok büyük ve daha daha büyük işletmelerimize, gerek tüm insanımıza detaysız haliyle başlıklar halinde kısaca söyleyeyim:

• Yüce Kitabımızda Allah ve Resulüne savaş açmak olan faiz sisteminden külliyen uzak durup hakiki Katılım Finans Düzeni’ne geçilmezse,
• Mevcut Katılım Bankaları adam edilmezse,
• Mevcut faizli bankacılık sisteminde bulunan bankalar, Katılım Finans Düzeni’ne dönüşmezlerse veya dönüşmek istemeyenler üretime sevkedilmezse, imtina edenler kapatılmazsa,
• Faizsiz Kredili Ortaklık Düzeni ile Katılım Finans Düzeni’nin kredileşme alternatifleri olan 10 Eylül 2019 tarihli https://yenikapihaber.com/bu-sozler-devletin-en-tepesine-ait-basindan-beri-katilim-bankaciligi-derler-ben-buna-66147yy.htm  linkte kısmen belirttiğim alternatiflere geçilmezse,
• İşletmeler ve insanımız, Yüce Kitabımızda “Allah ve Resulüne savaş açmak olan faizden uzak durmazsa,
• İşletmeler ve insanımız; ihtiyacı olan finansmanı, faizli bankacılık sisteminden almaya devam edip, Katılım Finans Düzeni’ne göre almazsa…
• (Bir kaçı istisna kurumlarımızdakiler hariç) özellikle üretim sektöründeki tüm kamu personeli Ortaklık Düzeni’nin Ortağı yapılmazsa,
• İşletmeler, İşçilik Sistemi’nden Ortaklık Düzeni’ne geçmezse,
• İşletmeler; çalıştırdığı insanı, Sermayenin İşçisi olmaktan Ortaklık Düzeni’nin Ortağı yapmazsa,
• ...

ekonomik korkularımız hep devam eder.

“Detaysız haliyle başlıklar halinde kısaca söyleyeyim” dedim ya hani, detayları nasip olursa yazmaya çalışacağım. Ancak istirhamım merak edin ve ilk emri “OKU” olan muhataplar olarak araştırın dostlar.

İnancım odur ki; Olması gereken düzen kurulur, mevcut sistemin kurucularının hesabını başlarına geçirip hesapların üstünde hesabı olan O Hesap Sahibi nurunu tamamlatır. Halen devam eden bu kaos inşallah durulur ve durur ancak sevgili kardeşim senin nerede durduğun da önemli.

Doğru yoldan ayrılmama duasıyla sağlık ve afiyetler dilerim.