PİYASALAR

  • BIST 1009891.081.79%
  • ALTIN2435.6810.33%
  • DOLAR32.52-0.13%
  • EURO34.891-0.16%
  • STERLİN40.5940.06%
  1. YAZARLAR

  2. Zeynep Gülmez

  3. “Kadınlar Güçlü Söylemlerle Doğarlar”
Zeynep Gülmez

Zeynep Gülmez

Yenikapı Haber
Yazarın Tüm Yazıları >

“Kadınlar Güçlü Söylemlerle Doğarlar”

A+A-

Kadının yeniden şekillenmesi adına; yazılacak her yazının toplum tarafından dışlanacağı düşüncesi her kadın yazarı geri adım attırmıştır. Nitekim, savunmayı savunma ile anlatmak adalet işidir.

Bugün birkaç yazar dışında kadını güçlü gösteren patriarka bir kesim yok. Oysa kadının toplum hayrına yaptıkları ve yapacakları güçlü bir yazar tarafından dile getirilse; bugünün anneleri, kadınları topluma yararlı olmak adına birçok girişime girebilirler. Çünkü kadınlar iltifat, övgü ve hak edilişle yol alan bir canlıdır.

Hak edişle ortaya çıkan her kadın; ona verilen en ufak olayı başarıya çevirmeyi bilmiş, güçlü olabilmenin üretimle, emekle olduğunu göstermiştir. Kadına yapılan her yatırımın mutlaka faydalı bir dönüşümü olmuştur.

En başta “kadını en iyi kadın anlatır” duygusuyla birbirine sahip çıkan her kadın; yarına güzel izler bırakmanın telaşında olacaktır. “En ince fikir ve davranışlar daima kadındadır” sözlerini dile getiren egemen tarafların, kadını ve toplumu şekillendirecek güçte ilahi adaletin sirayeti olduğu dile getirmeye korkan bir taraf mevcut olmasa; bugün her kadın kendi küçük dünyasından başlayarak hayatı ve çevreyi hep bir tık adım öteye taşımanın gayretinde olacaktır.
Yazarların sürüklenen metinlerinde, inanç kanunlarını her türlü kadın kısıtlamasına getiren yazarlarımız; kadının mahremiyeti ile ilgili yazıları hangi duygu ile yazdıklarını irdelemesi gerekir. “Ben bu düşünceyi hangi duyguyla yazdım” sorusunu kendi içsel boyutunda sorgulaması gereken yazar; empati yeteneğini kenarıya iterek düşünmekte yada yazının gidişatında aklına gelen ilk yasak olgusunun getirdiği şahıs üzerinden yürütmektedir. Bugün gelişmiş toplumlar (klasik cümlesinde) kadınların gelişimi adına modernite alanında yapılan kadını ezme hareketlerinin dışında; göz önünde olan erkek egemen tarafların kadının toplumu şekillendirmesinde pozitif kelamları etmeleri bu kadar zor olmasa gerek. Her güzel söylemin kadın konusundaki sorunların aşılmasıda toplumları en ulaşılmaz seviyeye taşıyacağını hepimiz iyi biliyoruz.

Allah inancını, kadınları ve kitleleri yeniden şekillendirme yollarını keşfetmek varken; kadının din kuralları ile şekillenmesi gerektiği konusunun üzerine baskıvari cümleli ifadeler kadını biraz daha çıkmaza sokarak, kendini ispat konusunda sapmalar yaşatmaktadır.

Oysa kadını susturmak yerine ona kendini nasıl ifade edileceği öğretilseydi bugün bambaşka yerde olunabilirdi. Söz sahibi olan erkeklerin bu konuda kendilerini geliştirip; kadının varoluşunu en güzel şekilde anlatabilmenin yöntemini bulmaları gerekir. Çünkü kadını eleştiren bir karşı cins, kadını kendini ispatlama yönüne iterek; onu kendinin de istemediği ortamlara girmesine ve ispat tarzının manevi değerler ötesinde anlatma yönüne itebilir. Bu doğrultuda bakıldığında; kadının kendini tanıtma ve gelişim tarzını yine erkek belirlemektedir. Kadını kendini tanımasını, kendini ifade edebilmesi, kendini ispat etmesi yine göz önünde bulunan ataerkil yapıdan geçmektedir.

Din terminolojisi içerisinde kadını başkalaştıran, kadını metalaştıran, kadını şekillerle tarif eden,(şu kıyafette olmalı vs.) kadının fıtratı dışında söylemlerle bir yapıya sokmaya uğraşan ataerkil, feodal yapıların biraz daha kendini şekillendirerek “cehaleti cahilliğimizle anlatıyoruz” düşüncesine sahip olmaları gerekmektedir.

Erkek egemenliğine karşı, cinsiyetlerin eşitliğini mevzusundan öteye kadın-insan diye bir olgu olduğunu unutan kadın eleştirmenlerin birçoğu bugün kadının güçsüz olduğunu yineleyerek bunun kabulünü “kendini ifade edemeyen kadına” her ortamda dile getirerek çaresizce kabul ettirmektedir. Bu söylemin yarattığı çaresizlik kadında çığlık olarak ortaya çıkarak, düz bir mantıkla ve asice kendini anlatma çabasına girmesini zorlamaktadır.

Oysa bu asiliğe verilecek cevap “hayatın zarları bir kere ters gelebilir” “sen toplumların ışık yanısın diyerek” desteklenen her kadın tüm bölünmeleri- ayrışmaları bir arada tutmanın telaşına düşecektir.

Kadına yapılan baskıyı bırakan her egemen ortam, kadınında kendini özgür bırakarak mutlu ettiği bir dünyada yaşayacağına emin olmalıdır. Kadın ne kadar kendini tanıtmayı başarırsa o doğrultuda kendini şekillendirecek, kendini yenileyecek ve bir bakıma toplumdaki kadına bakışı da değiştireceğinden eminiz. Bu anlamda patriarkal, göz önünde olan her erkeğe önemli görevler düşmektedir. Kadınlarımız kendini “şu şekilde tanıtabilir, anlatabilir,” fikirleri bugün her kadını bambaşka yere taşıyacak ve başkalaşan fıtratından ayrılan kadını kendi özüne döndürecektir.

Bu yazı toplam 14938 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum