PİYASALAR

  • BIST 10010261.820.04%
  • ALTIN2989.47-0.03%
  • DOLAR34.8440.08%
  • EURO36.823-0.03%
  • STERLİN44.468-0.02%
  1. YAZARLAR

  2. Saliha Sağdıç

  3. ‘Kadın’ Deyip Geçmiyorum
Saliha Sağdıç

Saliha Sağdıç

Yazarın Tüm Yazıları >

‘Kadın’ Deyip Geçmiyorum

A+A-

Kadınların da erkeklerin de söyleyecekleri bitmiyor şu ‘Kadın’ mevzusu üzerine. Malum kadınlar günü arifesindeyiz, yine peynir ekmek gibi gider bu konu. Aynı cinsiyetten olmamız hepimizi aynı yapıyormuş gibi konuşuyoruz kadın olmayı. Eğer öyle olsaydı milyonlarca kadın tek bir söylemde birleşmez miydik? Oysa hızla yere fırlatılmış ve bambaşka yerlere saçılmış bir tespihin taneleri gibi farklı yerde duruyoruz birbirimizden. Dertlerimiz, beklentilerimiz, ihtiyaçlarımız her şeyimiz farklı.

ÖLÇÜP BİÇİYORLAR

Kimilerince kutsal, kimilerince korumaya muhtaç, bir şekilde ortak noktaları olan insanlarız ama farklıyız birbirimizden hatta bazen ayrıyız. Ayrıştığımız, farklı düşündüğümüz onlarca şey var. İşte bu meşhur ‘Kadın’ mevzusu üzerinde bile birleşemiyoruz. Öyle ki çoğu zaman kadınlar dert yanıyor diğer kadınlardan. “Kadın, kadının kurdudur” diyorlar. ‘Kadını, yine kadın vuruyor’ diyorlar. Herkesin bir ideal kadını var. Herkesin elinde bir cetvel, ölçüp biçiyor kadını. Kimseninki kimseye uymuyor. Kadın evde oturmalı, kadının kazandığı para haramdır diyen erkekler ve hatta kadınlar var. Kadının işi, eğitimi, inançları, bedeni, anneliği üzerinden sürekli ültimatom veriyor birileri.

BAMBAŞKA YÜKLER

Her çevrenin kendi ideal kadını var ve ondan beklenen görevler var. En özgür görüneni bile yeterince özgür değil. Modern kadın deyince aklınıza özgür ve dilediği gibi yaşayan bir kadın geliyor olabilir. Nispeten öyledir de… Ama o da kendi çevresinde yazılı olmayan kurallara uymak durumundadır. Tabii mahalle baskısından çekiniyorsa. Teknoloji modern kadının yükünü bir tuşa basma kolaylığına indirmiş olsa da sırtına bambaşka yükler yüklendi aslında. Çamaşırını derede yıkamıyor, süt sağmıyor, sırtında su taşımıyor belki ama nur topu gibi yeni ve görünmeyen yükleri var.

GÜÇLÜ KADIN İMAJI

Dijital dünyanın modern ve kusursuz kadınları olarak hem güzel hem akıllı hem kariyer sahibi, aynı zamanda dekorasyon ve moda uzmanı, iyi bir aşçı ve gurme, üstelik de süper bir anne ve harika bir eş olmaya zorlanıyorlar. Sanki güçsüz, yorgun ya da kusurlu görünmeye hakkı yokmuş gibi… Eğitimin önemli olduğu bir alandaysa, almış olduğu eğitim asla yetmiyor. Hep daha fazlasını yapmak zorunda kalıyor. Seminerlerin, sertifikaların, uzmanlıkların havada uçuştuğu bir yerde yerinde sayamaz. Kariyeri anneliğini gölgede bırakmamalı tabi tüm bunlar olurken. Modern kadın her alanda kusursuz olmalı. Aynı zamanda harika da görünmeli. Düşmeye, durmaya, kötü görünmeye, başarısız olmaya, vazgeçmeye hakkı yok. Her daim ‘Güçlü kadın’ imajını korumak durumunda. Hayatındaki ‘Erkek’lerin kanatları altına ise zinhar giremez. Çünkü o hiçbir erkeğe ihtiyacı olmayan, modern, güçlü, şehirli kadın! Yani taşradaki kadın ile şehirli kadının dertleri aslında birbirine pek benzemiyor. Adeta aynı düzlemde yan yana duran fakat birbirini asla görmeyen iki boyutlu cisimler gibi…

İDEAL KADIN?

Öteki tarafta ise, o kadar da güçlü görünmek zorunda olmayan, hatta belki istese de olamayan kadın var. Kendi hayatında söz hakkı olmadığı için, gerçekleştirmesi zor emelleri de yok. Burada ise ideal kadın, söz dinleyen, itaatkâr, günlük işlerde çalışkan, mümkünse ağırbaşlı, mutlaka ki gösterişsiz, iddiasız, erkeğin her anlamda bir adım arkasında olan kadın… Bir de muhafazakâr dünyanın ideal kadını var tabii. Muhafazakâr kadının çilesinin biri bitiyor biri başlıyor zaten. Muhafazakâr dünyanın erkek egemen yapısı bu çevrede bir kadına söz hakkı vermiyor. Modern çevrede kendine yer edinemeyen bir kısım muhafazakâr kadın da bu sebeple tam olarak arada kalıyor. Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık tabir-i caizse. Kendi çevresinin ideal kadınından iyice uzaklaşmış ama modern çevrede de asla kabul görmemiş, her ne olursa olsun ‘Öteki’ olmuş oluyor. Çünkü ideal bir muhafazakâr kadın, ‘Kadın’ bile dememeli. Hemen bir hakaret çeşidi olarak ‘Feminist’ etiketi yapıştırılıyor.

ARAFTA KALMIŞ

Kadınların, kadınları eleştirmesi de en çok bu çevrede görülüyor ilginçtir ki. Örtünme şeklinden, çalışma hayatına, eğitiminden, maddi durumuna kadar çoğu şeyi uygun bulunmuyor ideal muhafazakâr kadın kriterlerine. Ne yapsa yakıştırılmaz nedense muhafazakâr kadına. Başörtülü bir kadın lüks bir otomobil kullanırsa ne kendi çevresinde ne de diğer çevrelerde onaylanır, mutlaka eleştirilir. Kafanız karıştı değil mi? Oysa ‘Kadın’ deyip geçiyorduk. Ben de kadın diyorum! Hep kusursuz ve güçlü olmak zorunda hisseden, düşmeye ve durmaya hakkı olmayan hep en iyisi olmak yükünü sırtında taşıyan kadın… Sırtında gerçek yükler taşıyan, eline bir kez bile Norveçli balıkçıların sürdüğü kremden sürmemiş, bir kez bile kadın gibi hissetmemiş kadın… Çok örtünse öcü, az örtünse süslüman ne oraya ne buraya ait, arafta kalmış kadın… İnancını istediği gibi yaşayamamış, hep önüne engeller çıkmış, aynı görüşteki erkeklerin fırsatlarını asla elde edememiş kadın diyorum. Etrafa saçılmış boncuklar gibi olsak da birleşince bir tespih olamaz mıyız?

Bu yazı toplam 1963 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.