PİYASALAR

  • BIST 1009549.891.94%
  • ALTIN3005.9850%
  • DOLAR34.5380%
  • EURO35.9980%
  • STERLİN43.3140%
  1. YAZARLAR

  2. Hüseyin Karaca

  3. İMTİHANI UNUTAN İNSAN
Hüseyin Karaca

Hüseyin Karaca

Yazarın Tüm Yazıları >

İMTİHANI UNUTAN İNSAN

A+A-

“Hep eğlence kıvamında yaşamak istiyoruz, oysa dünya imtihan dolu. Zevke dalmış, konfora alışmış insanları yazabilir misiniz” dedi tâlib.. “İmtihanını unutan insanı yazmak ne zor” dedi kâtip!

“Himmete muhtaç dede nerde gayre himmet ede”.

Ayet ve hadislerin narsist söylemleri destekleyen bir dipnot kadar önemsendiği seküler mevsim ve zeminlerde yaşarken kulluk imtihanını hatırlatan kaç hakiki dost kaldı etrafımızda?

Elbette borç alacak birini bulurum umuduyla öğle namazında camiden çıkan kâtip, hararetli bir tartışmanın içinde buldu kendini. Cemaatin neredeyse hepsi huşu içerisinde! Dolar ve Euro konuşuyor, birkaç emekli hoca üç beş adamla münakaşa ediyordu. Bir ara mahalle bakkalı –ki ilahiyat tahsili görmemişti- “Tamam o böyle yapmış, şu şöyle yapmış, sana bana ölümcül zarar vermiş. Tamam da benim Hakk Teala karşısında akıbetim ne olacak, Mevlanın huzuruna cenneti hak edecek bir amel defteriyle çıkabilecek miyim” deyiverdi.

Nasihat kelimesinin bin bir tasrifini iştikakını yapan, tevbe-i nasûh terkibinin yüz çeşidini nahiv ekollerine göre izah eden hocalar lâl olup kesildi bu sözlere.. Herkes sustu.

Belâğat ilmi aciz kalırdı bu i’câz karşısında.. Bu veciz cümlenin meânisi de beyânı da bedîî bir netlikte idi. İzaha hacet yoktu. “Yüzyılın manşet nasihati” dedi biri. Popüler kültür iliklerine işlemişti. “Bunu Twitter’de paylaşalım” dedi öbürü. “Sendikanın WhatsApp gruplarına attım” dedi beriki. “Bu Cuma vaazında kullanalım” dedi ilerdeki.. Sözün sahibi esnaf, şaşkın şaşkın tesbihini çekerek dükkanına gitti. Yıllardır böyle kavi bir nasûh nasihati ilk defa işiten kâtip, esnafın arkasından dükkana girdi.

Katip dertli. Söze başladı: “Mütevazi imkanlarla bir katlı ev yaptırıyorum. Malzeme fiyatları bir anda arttı. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Şu aşamaya kadar faizli bankaya bulaşmadım. Kaba inşaatın son aşamasında elde avuçta ne varsa harcadık. Bir kaç zengin arkadaşımdan borç istedim, oralı bile olmadılar”.

Esnaf tatlı tatlı güldü.  Ne hazanlar gördü bu gökler, dedi esnaf. Ne kıtlıklar ne iktisadi yalpalanmalar on sekiz yıl ezân-ı Muhammedîsiz geçen yıllar kadar bükmedi belimizi. Ahiret endişesi ve umudu yoksa göklerin maviliğini unutur insan. Gündüzler kararır. Mevlaya teşekkür olan ibadetle aydın olur geceler..

Kendi yaşadığımız hayatın akaid ve kelâmını üretmek konusundaki üst yeteneklerimiz daha büyük bir yarın olan ahiretin inanç haritasına göre yön tayin etmekten aciz.

Ekonomik krizler bugüne mahkum, dünden ibret almayan müsrif toplumların kulağını bir nebze çekince müslüman/gayri müslim herkes tevekkül kanaat infak uhuvvet vb kavramların ciddiyetini hatırlamaya başladı. Zühd sempozyumlarda, akademik makalelerde kariyer getiren sıradan bir kelime iken, artık her hanede riayet edilmesi gereken tasavvuf alfabesinin birinci harfi haline geldi.

Kitabın ortasından konuşuyordu esnaf: “Karşılığı sadece Allah’tan beklenen yardım” anlamına gelen “karz-ı hasen” ayetlerini bilirsin değil mi? Dedi: “Yalnız Allah rızâsı için gönül hoşluğu ile bir ödünç verecek kimdir ki, Allah ona kat kat mükâfatını versin? Allah kimini daraltır (da hayra koşmaz). Kiminin de kalbini genişletir (de ödünç vermeye koşar) Siz hesap vermek için ona döndürüleceksiniz. (Bakara 2/245) “Eğer namazı kılar, zekâtı verir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda bulunarak) Allah’a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim.” (Mâide 5/12)

Alimlere göre “Allah’a ödünç vermenin bir anlamı da sırf yardım gayesiyle ve Allah rızası için maddi sıkıntı içinde bulunanlara faizsiz borç vermek ve bu borcun tahsilinde kolaylık göstermektir.”

“Şüphesiz insan çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır. Kendisine kötülük dokunduğu zaman sızlanır.”(Mearic 70/20) “İnsana ni’met verdiğimiz zaman (şükürden) yüz çevirir ve yan çizer. Ona kötülük dokunduğu zaman da bol bol duâ eder, yalvarır.” (Fussilet 41/51) “İnsana her ne zaman nimet versek, Allah’ı anmaktan yan çizer, umursamaz. Başına bir dert gelince de ümitsizliğe düşer.” (İsra 17/83)

“Gün gelir, kâfirlere şöyle denilir: “Bütün zevklerinizi dünya hayatınızda kullanıp tükettiniz, onlarla safa sürdünüz. Artık bugün dünyada haksız yere büyüklük taslamanız ve dinden çıkıp fâsıklık etmeniz sebebiyle hor ve hakîr eden bir azap ile cezalandırılacaksınız. ” (Ahkaf 46/20) “Yoksa o kentler halkının, bir kuşluk vakti oynayıp eğlenirken azabımızın yakalarına yapışmayacağına ilişkin bir garantileri mi vardı?” (Araf 7/98) “Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir.” (Enbiya 21/2-3)

Peygamber Efendimiz de (sav) şöyle buyurmuştur: “Akıllı kişi kendisini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışandır.” (Tirmizî, Sıfatü”l-kıyâme, 25)

Ayet ve hadisler bize cenneti özletirken, cehennemden ve cehenneme götürecek işlerden uzaklaştırır.

“Cennet ucuz değil cehennem lüzumsuz değil” diyen ne güzel demiş.

Yaşamak dediğin helale koşmak haramdan kaçmak titizliğidir. Zühd, pasif bir yaşam tarzı değil, zillet hayatı hiç değildir. İnanmak, bizi var eden Allah’a layık kulluk, bize Allah’ı tanıtan Peygamber Efendimize layık ümmet olmaktır. Gerisi imtihan sırrının detayları. Kim kemâle ere kim yolda kala….

Dini konuşma yapan varlıklı hocalar bile muhtaç bir Müslümana borç vermeye tenezzül etmezken, kimileri döviz üzerinden köşeyi dönmeye çalışırken, kimileri de vadeli mevduat hesapları üzerinden daha az miktar çıksın diye kılı kırk yaran zekat hesaplamaları yaparken, kendisine kapalı zarfta borç veren bu esnafın takva hassasiyetine hayran kaldı kâtib.

Bir irfan ocağında, nasip fırınında pişmiş alaylı bu mütevazi mahalle bakkalının nasihatleriyle hayata yeniden döndü. Dinleyecek kulak veren Mevlâya binlerce şükretti.

Bu yazı toplam 1032 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.