PİYASALAR

  • BIST 1009549.891.94%
  • ALTIN3005.9850%
  • DOLAR34.5380%
  • EURO35.9980%
  • STERLİN43.3140%
  1. YAZARLAR

  2. UMUT ÖZKAN

  3. Enkaz Altında Kalan Sosyal Medya
UMUT ÖZKAN

UMUT ÖZKAN

Avukat Arabulucu
Yazarın Tüm Yazıları >

Enkaz Altında Kalan Sosyal Medya

A+A-

ENKAZ ALTINDA KALAN SOSYAL MEDYA

Millet olarak tarihimizin en büyük felaketi ile karşı karşıyayız. 11 şehrimizi etkileyen deprem fırtınası neticesinde 45 bin insanımızı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşarken yüz binin üzerindeki yaralımızın bir an önce sağlığına kavuşması için dua etmekteyiz.

Yaşanan depremler büyük bir yıkıma neden olurken ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından  gelen kurtarma ekipleri yıkılan binalardaki vatandaşlarımızı kurtarabilmek için seferber oldu. 

AFAD ve Kızılay depremin ilk anından itibaren teyakkuza geçerken devletin tüm kurumları personelleri ile birlikte deprem bölgesindeydi. Aynı şekilde sivil toplum kuruluşları ile gönüllüleri de depremin etkilediği her sokakta görebiliyordunuz. Özel sektörde faaliyette bulunan firmalar ise ellerinde bulunan büyük iş makinaları ile birlikte deprem bölgesine akın etmişti. Yani asrın felaketi karşısında Millet Devlet birlikteliği ile yaralar sarılmaya çalışılıyordu. 

Deprem bölgesine gidemeyenler ise bulundukları şehirlerde yardım toplamak için seferberlik ilan etti. Belediyeler, okullar, camiler ve dernekler yardım toplama merkezlerine dönüşürken toplanan yardımlar ise tırlarla deprem bölgesine gönderildi. 

Gerçek hayatta muhteşem bir yardımlaşma ve dünyaya örnek olacak birlik ve beraberlik görüntüleri yaşanırken sosyal medya ise her zaman olduğu gibi yalan yanlış bilgilerin dolaşıma sokularak algı operasyonlarının yapıldığı bir fitne merkezine dönüştü.

Özellikle AFAD ve Kızılay gibi köklü kurumlar yetersiz ve aciz gösterilmeye çalışılırken bu kurumlarla mukayesesi mümkün olmayan birkaç yardım kuruluşu ise ön plana çıkartılmaya çalışıldı.  

Tabii ki her gayret ve emek kıymetlidir lakin AFAD ve Kızılay’ın milyonda bir bile yetkinliğine sahip olmayan bir yardım kuruluşunun ön plana çıkartılma girişimlerinin iyi niyetli olmadığı da açık bir şekilde ortadadır.

Millet olarak yaşadığımız acıyı, algı operasyonları için fırsat görenlerin meydanı olan sosyal medyanın sözüm ona ünlü ve fenomenlerinin İstanbul’daki sıcak ofislerinde ellerindeki kahve fincanları ile rol kesmelerini hatta hayatını yok sayarak can kurtarmaya çalışan arama kurtarma ekiplerinin önüne geçme çabalarını da görmedik değil.
Neye hizmet ettiği belli olmayan Oğuzhan Uğur’un, "BaBala TV" adlı sosyal medya hesabından binlerce ihbar paylaştı. Paylaşılan ihbarların çok büyük bölümü asılsız çıktı. Arama kurtarma ekipleri BaBala TV'nin paylaştığı ihbarlarda belirtilen adreslerdeki binalara sevk edilirken. Gidilen adreslerdeki bazı binalarda hiç hasar olmadığı veya gidilen noktada bina bile olmadığı görüldü. Bu da kurtarma ekiplerinin bölgelere gereksiz yönlendirilmesine sebep olurken büyük zaman kaybını da peşinden getirdi.

Yine aynı Oğuzhan Uğur "BaBala TV" isimli Twitter hesabından hiçbir teyide başvurmadan Hatay'da barajın patladığını öne sürmesi sonucunda ekipler kurtarma faaliyetlerine son vererek görev yerlerinden ayrılmak zorunda kaldı. Saniyelerin bile çok kıymetli olduğu süreçte birçok enkazda çalışmalar saatlerce dururken birçok can ise o sırada yitip gitti. 

"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçundan hakkında soruşturma başlatılan Oğuzhan Uğur "Durum değerlendirmesi yaptık çağrı merkeziyle. Binlerce sahte ihbar almışız. İzmir'den, Ankara'dan arayıp işleten, dalga geçen bile olmuş." açıklamasıyla kendisini aklamaya çalışmış ama ya yitip gidenler.

Sosyal medyada 40 Macar kurtarma köpeğinin kaybolduğu ile ilgili bir haber paylaşıma sokuldu. Tabii ki bu da yalan bir haberdi. Bu yalan haberi düzeltme görevi ise bir yabancıya Macaristan’ın Türkiye Büyükelçisi Viktor Matis’e düştü. Matis, Türkiye’ye 28 Macar arama kurtarma köpeği girdi ve hepsi iş başında diyerek attığı tweet ile kamuoyunu bilgilendirdi.

Bu yalan furyasında muhalefet eksik kalır mıydı. İyi Parti Lideri Meral Akşener’in ortaya attığı "Hatay'da yabancılara toprak satılıyor" iddiası sosyal medyada çığ gibi büyüdü. İddialara göre Hatay'da topraklar hızla el değiştiriyordu. Hakikat ise 1980 yılından beri Hatay'da yabancılara mülk satışı yasaktı. Hatta 2008 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararı ile ülke güvenliği gerekçesiyle Hatay ile birlikte Kilis ve Mardin’de  de yabancıya mülk satışı yasaklanmıştı.
Gerçekler çok kısa sürede ortaya çıkarken yalan söyleyenlerde ise utanma duygusu ortaya çıkmıyor maalesef…
 

Bu yazı toplam 593 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.