Gelişim ve değişim insanlığın kaderidir. Hiçbir güç, gelişimin ve değişimin önünde duramaz. İnsanoğlu ilk günden itibaren değişmeye ve gelişmeye başlarken hep bir arayışın içinde olmuştur. Bu arayış bilinmeyene olan ulaşma arzusu ya da daha müreffeh bir hayata kavuşma çabasını içerir. Bu çaba bazen toplumda geçerli olan ahlak kurallarına ve hukuki değerlere aykırı davranışlar içerebilir bu da suçun konusunu oluşturur.

Medeniyet gelişirken onunla birlikte suça konu unsur ve araçlarda gelişiyor. Özellikle son yıllarda teknolojide yaşanan baş döndürücü gelişim suç sahasını da aynı paralelde etkilemektedir.

Dijitalleşme günlük hayatımızı kolaylaştırıp bizi memnun etse de bazı mahsurları da beraberinde getirmiyor değil. Amerika'da yaşayan bir hacker Türkiye'deki bir bankayı internet üzerinden dolandırabilir. Üstelik bunu Türkiye’de yaşayan bir vatandaşın bilgisayarı üzerinden o bilgisayarın sahibinin haberi olmadan da yapabilir. Bu durumda o bilgisayarın sahibi Türk vatandaşı işlemediği bir suçtan ötürü haksız yere hüküm yemekte hatta hapis yatmaktadır.

Bu minvalde risk ve tehditler yüzünden bilgisayar kullanmayı bırakacak değiliz. Devletler bu tip suçlarla etkin mücadele için gerekli yasal düzenlemeleri yapmakta emniyet ve istihbarat birimleri de gerekli olan alt yapıyı oluşturarak suç ve suçlu ile mücadelesine devam etmektedir.

Yapay Zekâ

Yapay zekâ üzerinden dolandırıcılıkla ilgili haberleri yeni yeni duymaya başlasak da gelecek dönemin en büyük suç alanının burası olacağı kesin gibi. Ülkemizde dolandırıcılık üzerine ihtisas yapanlar bu alana o kadar hızlı giriş yaptılar ki en son Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sesini yapay zekâ ile taklit edip, bazı iş insanları ile üst düzey kamu yöneticilerini arayarak dolandırmaya çalışmışlar. Lakin Milli İstihbarat Teşkilatının hızlı aksiyon alması neticesinde dolandırıcı amacına ulaşamadan yakalanarak cezaevine gönderilmiş.

Otonom Araçlar

Dünya genelinde hızla yayılan sürücüsüz araçların kullanımı meselesine gelecek olursak. Bu tip bir aracın herhangi bir şekilde kazaya karışması halinde, suçlu tarafın kim olduğunun tespiti oldukça zor. Yani insan faaliyeti dışında gerçekleşen bir eylemin sorumluluğunu kimin üstleneceği, üzerinde durulması gereken bir konu. Bu noktada o aracın sahibi mi yoksa aracı üreten firma mı sorumlu olacak hukuk otoritelerinin üzerinde karar vermesi gereken bir konu olarak güncelliğini korumakta.

Klasik suçların aksine internet üzerinden yapılan bir dolandırıcılıkta ya da yapay zekâ üzerinden gerçekleşen bir eylemde sorumluların tespiti için gerekli olan delillerin toplanması ve incelenme süreci çok daha fazla bilgi ve uğraş gerektirmektedir.

Suçun gerçekleştiği yerin tespit edilememesi ve olası delillerin genelde soyut olması nedeniyle faile ulaşılamamaktadır. Dijital delillerin kolaylıkla değiştirilebilir olması da tek başına delil olarak kabul edilmelerini zorlaştırmaktadır. Bu yüzden dijital delillerin ne olduğunun yanı sıra dijital delillerin hangi durumlarda geçerli hangi durumlarda geçersiz olduğu hususunda karışıklıkları giderici çözümler üretilmesi gerekmektedir.

Teknolojinin son hızla gelişimi ve dijital araçların suçlular tarafından hızlı bir şekilde kullanılmaya başlanması dijital anlamda savunmasız masum insanların ciddi zararlar görmesine neden olmaktadır. Bu mağduriyetlerin önüne geçmek, suç ve suçlu ile etkin mücadele için mevcut hukuk düzeninin dijitalleşmeye ve dijital dünyaya olan adaptasyonun sağlanması gerekmektedir. Bunun için de tüm hukuk camiasının çok hızlı bir şekilde hareket ederek dijitalleşmenin gerekli kıldığı gelişimi yakalaması elzemdir.