Önce Vatan
ÖNCE VATAN
1. Dünya savaşının sonunda işgal ederek parçalara böldükleri topraklara Yunan askerini göndererek bir milletin kökünü kazımayı planlayanların hesaba katmadıkları bir şey vardı. O da Vatan Sevgisi.
Evlattan vazgeçer, eşten vazgeçer, candan vazgeçer de vatandan vazgeçmez bu millet.
Eli kolu bağlanmış dar ağacı yolundaki millet, vatanın elden gittiğini görünce genci ile yaşlısıyla, erkeği ile kadınıyla bir anda kahramana dönüşüyor tıpkı Şehit Şerife Bacı, Nenehatun, Sütçü İmam ve Seyit Onbaşı gibi insan üstü güçlerini ortaya çıkarıyordu.
Bir beylikten imparatorluğa ulaşması at sırtında 150 sene süren bir milletin taşıdığı potansiyel ve günümüz şartlarında alabileceği mesafeyi tahmin etmek zor değil emperyal güçler için.
Bu yüzden rahat günü olmuyor bu milletin. Darbeler, kalkışmalar, iç karışıklıklar, terör hiçbiri tesadüfü değil. Aslolan gözü açılmasın ve önünü göremesin. Sağ sol, alevi sünni, kürt türk, laik muhafazakâr çatışmasının arkasında da, darbelerin planlamasında da, terörün merkezinde de hep aynı güçler bulunmakta.
Bu planlar nihai olarak başarıya ulaşmasa da koca bir yüzyılı elimizden aldı, ülkemizin enerjisini tüketirken ve büyümesinin önündeki en büyük engel oldu.
Yok edilme ve bölünme tehditleri karşısında bu milletin en büyük gücü birlik ve beraberliği oldu. 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi tanklarla, bombalarla, uçaklarla gelen darbecilere göğsünü siper eden elleriyle tankları durdurmaya çalışan aziz milletimizin şanlı direnişinin dünya tarihi boyunca eşi ve benzeri ne görüldü ne de duyuldu.
6 Şubat tarihinde 11 ilimizi derinden etkileyen ve yüreklerimizi dağlayan büyük depremin akabinde 85 Milyon tek yürek oldu. Ülkemizin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve yardımlar sel gibi deprem bölgesine akarken insanımız yardım yapmak için topyekûn bir seferberlik ilan etti.
Zor zamanlarda zirve yapan birlik ve beraberliğimizi her daim aynı seviyede tutmayı beceremiyoruz maalesef. Bazen çok ufak meseleler ciddi ayrışmalara neden olabiliyor.
Özellikle son aylarda geçirmiş olduğumuz seçim sürecinde kazanmak için her yolu mübah gören zihniyetin iftira, yalan ve algılarla halkı ayrıştırmaya çalışmasını endişe ile takip ediyoruz. Devletin polisinden mahkemesine, haber ajansından yüksek seçim kuruluna kadar her şeyi şaibeli olarak gösterip vatandaşı devlete karşı düşmanlaştırmaya kalkmanın kime ne faydası olur anlaşılır değil.
Mevcut olan bu kurumlarla İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını kazanırken her şey çok güzel ama Cumhurbaşkanlığını kaybedince her şeyi kötü ve herkesi şaibeli göstermek tek kelime ile çirkefliktir.
Kim ne yaparsa yapsın bu oyunlara düşmeden provokasyonlara gelmeden bu asil Milletin ferasetine güvenmek gerekir. Çünkü bu millet en zor zamanlarda bile çıkışı bulmuş ve yoluna devam etmiştir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.