PİYASALAR

  • BIST 1009530.470%
  • ALTIN2477.560.24%
  • DOLAR32.4360.04%
  • EURO34.6730.37%
  • STERLİN40.5060.47%
Şeyma Çakıroğlu Yeşil

Şeyma Çakıroğlu Yeşil

Turuncu Dergisi
Yazarın Tüm Yazıları >

Köysel Dönüşüm

A+A-

Millet olarak şehir merkezli olmaktan çok köylü kökenli bir sosyolojiye sahibiz. ‘’Belki de bu sebepten köylü milletin efendisidir.’’

Çoğunluğumuzun çocukluğa dair en güzel anıları kırsalda geçer. Sabah erkenden kalkan için, ayakları ıslatan sabah çisesini, beraberinde yaz sıcağını unutturup hafif ürperten sabah rüzgârını, ineklerin ve horozların sesini, taptaze kaynatılmış sütün üzerindeki kaymak tabakasını, fırından bizzat gidilip alınan sıcacık ekmeği ve kokusunu, sıcak ekmekle beraber yenen taptaze tereyağını, lezzetini asla başka bir şeyde bulamayacağınız köy peynirinin tadını bilen için daha güzel bir mutluluk var mıdır?

 Sabahın neşesini en güzel ifade edecek bir kahvaltı sofrası için bize gereken başlıca varlığın bir inek olduğunu ve nice güzel nimetlere bu ineğin vesile olduğunu anlamamız için bu nimeti kaybetmemiz gerekiyormuş.

Şehir hayatında elimiz mahkûm dediğimiz ve memleketimizde rahatlıkla bulduğumuz o tatlı anlar artık neredeyse yok oldu. Tazecik sütün lezzetini tatsın istediğimiz çocuklarımız için süt bulmak neredeyse imkânsız artık. Köylerde tek katlı topraktan koparılmamış evlerin yerine, yaşayanların ayağının toprağa değmediği çok katlı ruhsuz binalar hâkim. Meralar, en kıymetli köy arazisi iken şimdi; hayvanlar otlamadığı için sert çimenlik ve otlak halini almış durumda. Köylüler ki artık hepsine kentli dense yeridir, zahmetine katlanmayarak kendilerini de sevdiklerini de fabrikasyon paket mamullere mahkûm ettiler. Tabi bu durumun istisnası olan güzel ve kanaatkâr insanlar da yok değil. Arada süt alabilmek için size dört günde bir randevu verebiliyorlar.

İnsanlarımız toprağın, hayvanın bereketini terk edip hazır paketli gıdaların zararlı ama rahat hallerine nasıl bu kadar tav olurlar. Toprakları ekinsiz ahırları hayvansız bırakmak, emek yoğun işlerin zordur deyip terk edilmesi daha kolay ve çabuk paraya dönük bir hayat tarzı ve talebi gelecek nesillerden çalmak değil midir?

Sahip çıkılmayıp ekilip biçilmeyen tarım arazileri öksüz. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan yaşlı nüfusun yerini alacak gençler bu işlere talip değil. Herkeste bir yüksek hayat ideali olması elbette tabidir ancak herkesin kapasitesi ille yüksek mevkilere gelebilecek nitelikte midir? Ayrıca memleketlerinden eğitimleri için çıkanlar bile aileden gelen bu mirası da eğitim hayatlarına paralel yürütemezler mi? Bugün asgari ücrete razı olacağı yerde, devletin de pek çok alanda verdiği desteği alıp üretime bire bir katkıda bulunarak gerek ülke ekonomisine gerekse aile mirasına gençlerin sahip çıkması daha evlâdır.

Vatanımız Anadolu tahıl ambarı olarak anılırken bugün zor zamanlardan geçiyoruz. Yurdumuzun her bir yöresinde sevdiğimiz alıştığımız lezzetler elimizden uçup gitmeden eyvah kâr etmez diyerek her alandaki zenginliğimize sahip çıkmalıyız. Bu vatansever her kişinin vazifesidir. 

 

 

Bu yazı toplam 3340 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.