Bugün bu köşeden sizlere yazalı tam bir sene olmuş. Otuza yakın yazımda, gündem, filmler, kitaplar derken neler değişmiş, neler yaşamışız... Bu vesile ile bir değerlendirme yaptığımızda gönlümüzü karartan bir çok şeye rağmen; “ölene kadar hayatta kalmak” zorunda olduğumuz gerçeğiyle yüzleşip yazımıza başlayalım! 

“Kalbinde yeşil bir ağaca yer verirsen ötüşen kuşlar konar kalbinin dallarına.” 
Bu cümleyi meşhur İkegai kitabının yazarlarının yeni eseri “Orman Banyosu”nda okuyunca gülümsemeyle heyecan doldu kalbime. 

Pandemi ve virüsün yarattığı stres psikolojik rahatsızlıkların, fiziksel hastalıkların önüne geçtiğini gösteriyor. Zihinsel olarak yorgunluk, yaşadığımız hayat şartlarının sonuçları hem bizi hem de çevremizi etkiliyor. 
Eş dost meclisinde, sosyal medyada ‘peki ne yapmalıyız’ ı konuşuyor, okuyor, destek alıyoruz. Tok açın halinden ne anlara bağlanan sohbetlerde “bize açılan pencerelerden nefes almaya devam etmeliyiz” diyorum ben hep...
Köylere, deniz kenarlarına toplanıp göç etmek belki çok zor fakat kalbimizde yeşil bir ağaca yer vermek onu mavi gökyüzü ile buluşturmak çok kolay! 

Şehir hayatının zorlukları, ekonomik olarak pandeminin yarattığı sıkıntılar hepimizin başımızı yorgandan çıkarmamak için sebebi o kadar çok ki... Doğanın yanıbaşımızda üstelik bedava iyileştirici bir gücü var fark edilmeyi bekleyen. Son günlerde her yerde karşımıza çıkıyor; “şöyle takmayın, böyle rahat olun, canınız istemiyor mu sallayın!” Yok işte hayat öyle değil! Bekleyen faturalar, sorumluluğu ve idaresi bizde olan çocuklar ve kısacası ayakta kalma mücadelesi... Hal böyleyken kimi kimle buluşturuyorsun Gaye, neresi kolay diyenleri ben duyuyorum! 
İşte bu noktada belki de görüp, okuyup kulak asmadığınız tavsiyeleri kendi bakış açımla sizlere bir daha sunuyorum:
Zihnimizi karartan, haberler, olaylar, filmler, kitaplar ve hatta insanlardan uzak durun. 

Modern insanın bedensel ve ruhsal hastalıklarını ortaya çıkaran dört duvar arasında doğal olmayan bir şekilde yaşamasının önüne geçmek için; sadece bedenimize değil, ruhumuza da faydalı gelecek yeni alışkanlıklar edinelim. Kuş sesleri, temiz hava, ağaçlar, su, toprak ve bir fincan çayla-kahveyle sakince kendinle başbaşa zaman geçirmek. Hayat her yerde. Deneyin... İlla deneyin! 

Aziz YeniKapıHaber okuyucuları; sizlerle daha nice güzel ve sağlıklı yıllarda bu köşede buluşmak dileğiyle sözlerime İndigo Yayınları’ndan çıkan “Shinrin-Yoku Orman Banyosu” kitabından küçük bir bölümle son vereyim; 
“Etrafını çevreleyen bitkiler, hayvanlar, bütün insanlar ve gökyüzündeki bir yıldızın sıcaklığıyla güzelleşen bir olma sihrini deneyimle. 
Evrenin önemli bir parçası olduğunu, ondan ayrı olmadığını kabul et. Sen evrensin, evren de sen. Doğayla bir bütün oluncaya dek egonu dizginle. 
Sen evrenin gerçekleştirdiği her şeyin parçasısın, tıpkı okyanusta gerçekleşen her şeyin parçası olan bir dalga gibi.” 

Baki selam ve sevgiyle...