PİYASALAR

  • BIST 1009475.37-0.52%
  • ALTIN2505.8670.88%
  • DOLAR32.5980.14%
  • EURO34.7960.09%
  • STERLİN40.581-0.15%
  1. YAZARLAR

  2. Sosyolog Aygül Fazlıoğlu

  3. Gençleri Madde Kullanımı ve Bağımlılığından Nasıl uzak tutmalıyız?
Sosyolog Aygül Fazlıoğlu

Sosyolog Aygül Fazlıoğlu

Sosyolog
Yazarın Tüm Yazıları >

Gençleri Madde Kullanımı ve Bağımlılığından Nasıl uzak tutmalıyız?

A+A-
Sosyolog Aygül Fazlıoğlu

Gün geçmiyor ki gazetelerin üçüncü sayfasında ya da televizyonlarda madde kullanımı ve bağımlılığına ilişkin bir habere rastlamayalım. Özellikle madde bağımlısı  gençlerin perişan, kendinden geçmiş, insanlıktan çıkmış hallerini  yansıtan görüntü ve haberler çok ama gerçekten çok üzücü bir durum.

Bilindiği gibi önemli bir halk sağlığı sorunu olarak madde kullanımı, bağımlı bireylerin yanı sıra kullananların ailelerini, çevrelerini ve toplumun tamamını tehdit etmektedir.

Birleşmiş Milletler (BM), "2017 Dünya Uyuşturucu Raporu"na  göre, hayatında en az bir defa uyuşturucu kullananların sayısı 2014 yılı itibarıyla 247 milyon iken,  2015'te bu sayı  3 milyon artarak 250 milyona yükselmiştir.

Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi'nin (TUBİM), “Genel Nüfusta Madde Kullanımı Araştırması’na  (2011)” göre; Türkiye'de 15-64 yaş grubu nüfusta herhangi bir yasa dışı maddenin en az bir kere denenme oranı %2,7’dir.  Gençlere yönelik yine TUBİM tarafından yapılan “Genç Nüfusta Madde Kullanım Yaygınlığı Araştırması’na  (2011)” göre; öğrencilerde herhangi bir uyuşturucu maddenin en az bir kere denenme oranı %1,5 olup, bu oran erkeklerde %2,3, kızlarda %0,7’dir. Uyuşturucu maddeyi ilk kez kullanma yaşı ortalaması ise 13,8’dir. Bu istatistikler,  bizlere madde bağımlılığının ne kadar önemli ve yaygın bir sosyal sorun olduğunu  ortaya koymaktadır.

Uyuşturucu bağımlılığı ve uyuşturucu kullanımında özellikle çocuk, ergen ve gençler olası tehlike ve risk altında olan en önemli sosyal grupları oluşturmaktadır.  Kendini ifade etme çabası, akran etkisi, bir yerlere ait olma isteği ve merak nedeni ne olursa olsun uyuşturucu gençlerin önündeki en büyük tehlikelerden biridir.  Bu nedenle bireyin madde kullanması, madde kullanımını denemesinin engellenmesine yönelik mücadele devletin bütün kurumlarının öncelikli görevi olmalıdır.

Yapılan araştırmalar göstermektedir ki gençlerde alkol ve madde kullanımı ergenlik döneminden itibaren yaygınlaşmaya başlamaktadır. Çocuk, ergen ve gençler  bulundukları yaş aralığının özellikleri nedeniyle uyuşturucu satıcılarının da kolayca hedefleri olabilmektedir. Madde kullanımına bağlı problemler genellikle modern hayatın getirdiği değişikliklere ve strese bağlı olduğu düşüncesi oldukça yaygın olmakla birlikte, geleneksel toplumdan modern topluma geçiş, aile bağlarının zayıflaması, göçün yarattığı sosyal kültürel değişim ve şehir yaşamının sosyo-ekonomik baskısı da etkili olabilmektedir.

Türkiye’de bir çok kurum ve kuruluş uyuşturucuyla mücadele alanında (arz azaltımı, talep azaltımı, önleme, koruma, rehabilitasyon vb.) faaliyet göstermektedir. Olası tehlike ve risk altında olan en önemli sosyal grupların başında gelen çocuk, ergen ve gençleri karşılaşmaları muhtemel bu tür risklerden/zararlı alışkanlıklardan korunmanın yolarına ilişkin çeşitli faaliyetler yürütülmektedir. Yürütülen veya yürütülecek olan faaliyetler çerçevesinde;

• Akran ve arkadaş baskısına “hayır” denmeli

• Ebeveynler çocukları ile daha sağlıklı ilişkiler kurmalı, çocuklarının okul ve arkadaş çevresini çok iyi tanımalı

• Çocuğumu daha iyi nasıl yetiştirebilirim?” sorusuna ebeveynler sağlıklı bir yanıt verebilmeli

• Ebeveynler çocukları ile birlikte madde bağımlılığı konusunda eğitimler almalı

• Gençlerin etkin boş zaman faaliyetleri ve mesleki rehberlik hizmetlerinden yararlanmaları sağlanmalı ( sosyal kulüp çalışmaları, gönüllü çalışmalar gibi)

• Okul giriş çıkış saatleri başta olmak üzere, asayiş ve trafik yönünden gerekli tedbirler alınmalı

• Okul servis araçlarına yönelik denetimler artırılmalı

• Okulların yakın çevrelerinde bulunan park ve bahçeler ile diğer umuma açık yerlere yönelik denetimler artırılmalı

• Gençlerin kesici, delici, paralayıcı vb. diğer unsurları taşıması ve bunlara ulaşması ile ilgili önleme çalışmaları alınmalı

• Uyuşturucu kullanan çocuk ve gençlere yönelik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerine erişebilirlik artırılmalı

• Madde kullanımının ve satışının yoğun olduğu bölgeler üzerinde çalışmalar yoğunlaştırılmalı

• Uyuşturucu kullanımına ilişkin kamu spotları hazırlatılarak geniş kitlelere ulaşılmalı (okullarda   bu tür kısa filmler öğrencilere izletilmeli)

• Madde bağımlılığı tedavi merkezlerinin sayısı ile bu kurumlarda çalışan personelin sayısı ve çeşitliliği artırılmalı ve eğitimli personellerin bu kurumlarda çalışması sağlanmalı

• Eğitim müfredatına temel beceri olarak “kodlama eğitimi programı” ilkokul birinci sınıftan itibaren konulması ve uygulanması sağlanmalı

• Çocuklara ve gençlere yönelik yaşam becerileri geliştirilmeli

• 26 Haziran Uyuşturucu Kullanımı ve Trafiği ile Mücadele Günü’nün toplumca benimsenmesi sağlanmalıdır.

Son Söz ;  madde bağımlılığı bir suç değil, bir sağlık sorunudur. Madde kullanımı ve bağımlılığının sağlık yönünün yanı sıra  kamusal, sosyal, hukuki ve idari birçok yönü bulunmaktadır. Bu soruna yönelik  mücadele devletin bütün kurumlarının görevi olup, merkezi bir yapılanmanın yanı sıra   yerel yaklaşımlarda göz önünde bulundurulmalıdır.

Bu yazı toplam 3647 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.