Çaresiz Yaşamların Yoksunluk İçindeki Yolculukları
Mart, Nisan ayları geldiğinde içimi her zaman bir sızı kaplar. Neden mi. Çünkü mevsimlik tarım işçilerin geçici yolculuğu en erken bu aylarda başlar - arada tekrar gelir, yine giderler- bu süreç Ekim sonu Kasım başı bitkisel üretim desenine göre devam eder. Bu geçici yolculuk çocuklar için kadınlar için yoksunluk demek, yoksulluk demek ve çaresizlik demek ….
Ülkemizde mevsimlik geçici ve gezici tarım işçilerinin Çukurova’da pamuk üretiminde başlayan hayatta kalma göç hikayeleri, bugün neredeyse bütün ürünlerin hasat dönemlerini kapsayacak şekilde devam etmektedir.
“tarlada doğdum, tarlada büyüdüm, tarlada doğurdum” diyen 31 yaşındaki Sevim gibi mevsimlik geçici ve gezici tarım işçileri, ağırlıklı olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndendir. Bu işçiler İç Anadolu’nun köylerine, Çukurova’ya, Ege’nin pamuk hasadı yapılan ovalarına, Karadeniz’in fındık ve geniş dik çay bahçelerine veya birbirinden farklı şehirlere çalışmaya giderler. Bunların önemli bir kısmı ise ürünlerin hasat dönemine bağlı olarak sürekli göç halinde yaşarlar. Türkiye’nin değişik yörelerine giden gezici ve geçici tarım işçileri grup, birey veya aile olarak çalıştıkları ve bunlara ilişkin resmi bir kayıt sistemi bulunmadığı için sayıları hakkında da güvenilir bilgi vermek zordur.
Bitkilerin ekim, çapa, sulama ve hasat zamanlarında yüz binlerce gezici ve/veya geçici tarım işçisi geçim için farklı mevsimlerde farklı şehirlere/bölgelere gitmektedir. Bu tarım işçileri günübirlik" (geçici) ya da "mevsimlik" (gezici) işçi olarak tanımlanmaktadır.
Kırsal alanda toprak mülkiyeti dağılımındaki dengesizlik nedeniyle geçimlik düzeyin altında toprak sahipliği, toprakların çok parçalı olması ya da topraksız aileler, arazi varlıkları kendi geçimlerini sağlamaya yetmediğinden gelirlerindeki açığı kapatmak için başkalarının işinde çalışırlar. Bir anlamda yaşadıkları yerlerde istihdam ve iş olanaklarının sınırlı olması, bu aileler için mevsimlik tarım işçiliği tek seçenek olarak görülmektedir.
Geçinmek için mevsimlik tarım işçiliğini tercih eden kadın ya da ailelerin çalışma ilişkileri, ‘elçi’ veya ‘dayı’ olarak adlandırılan kişiler ya da komşu/akraba aracılığı ile tamamen enformel bir zeminde belirlenmektedir. Kadınlar, genellikle yaşlılarını geride bırakıp, çoluk çocuk ailece giderken, bazen de genç kızlar ya da erkek çocukları akranları ile birlikte gitmektedirler.
Tarım işçilerinin Mart-Nisan-Mayıs aylarındaki çalışma adresleri; Kayseri'de, Konya’da şekerpancarı tarlaları, Ege de sera, domates dikimi, soğan-sarımsak, pamuk tarlaları, Haziran ayındaki çalışma adresleri, mercimek ve nohut yolmaya gittikleri Kırşehir ve Konya bölgesidir. Daha sonraki aylarda da üzüm kesimi yapmaktadırlar. Ağustos ayındaki durakları Ordu, Giresun gibi fındık tarlalarının bulunduğu Karadeniz şehirleridir. Şubat ayıyla birlikte karpuz ekimi için Çukurova bölgesine gitmektedirler. Gittikleri yerde 2-3 ay kalan mevsimlik tarım işçilerinin Çukurova'da başlayan yolculukları, yine aynı topraklarda pamuk toplayarak son bulmaktadır. Ancak mevsimlik yolculuğun tarımsal takvimi elçi/dayının götürdüğü bölgelerdeki ürün desenine göre çeşitlilik göstermektedir.
Mevsimlik geçici ve gezici tarım işçilerinin en önemli sorunlarının başında bir yerden bir yere sürüklenen yolculukları ve çalışma koşulları gelmektedir. Çalışmaya uzanan yolculukları önceleri kamyon arkalarında ve at arabalarında yanlarına sıkıştırılmış naylon iplerle bağladıkları eşyalarla dolu çuvallarla yapılırken, kazaların artması ve denetimlerin sıklaştırılması ile birlikte şimdilerde yatak, yorgan, kap kaçak vb. mutfak eşyaların yüklendiği, kapasitesine göre çok fazla ağırlık taşıyan kiralık minibüslerle ya da eski bir araba ile devam etmektedir.
Mevsimlik tarım işçileri çalışacakları yerlere vardıklarında, eşyalarını korumak ve uyumak için naylon ya da bezlerden çadırlar oluşturarak, yeni bir yaşam alanı kurmakta ve neredeyse tüm zamanlarını açık havada geçirmektedirler.
Mutfak çadırın bitişiğinde açık alanda; tuvalet, banyo ise çadıra yakın naylonla sarılmış, suya erişim imkânlarının kısıtlı olduğu, tüm doğal koşullara açık yerlerde kurulmaktadır. Öte yandan da en kötü koşullarda, barınma, hijyen, sağlık, güvenlik, istismar vb. riski taşıyan tehlikeli alanlarda konaklama yapmaktadırlar. Mevsimlik tarım işçiliğinde çalışmanın karşılığı da çok düşük ücretli kazançtır. Kazanılan paranın önemli bir kısmı da ulaşım ve sağlık giderleri için harcanmaktadır. Bazen brucella, sıtma, ishal vb. hastalıklarla bazen de kene ve akreplerle mücadele edilmektedir. Yazın çok sıcak geçtiği bölgelerde de zaman zaman yüzme bilmeyen çocukların serinlemek için su kanallarına girdiklerinde ya da oyun oynarken dikkatsizlikleri sonucu bu kanallara düştüklerinde boğulmalar yaşanmaktadır.
Mevsimlik tarım işçiliğine katılan çocukların çoğunluğu okullarını erken terk edip geç başlamaktadırlar. Bu durum hem çocukların okuldan uzak kalmalarına, hem eğitime yeterli ölçüde katılamadıkları için okul başarılarının düşmesine, okula ilginin azalmasına ve okulu terk etmelerine neden olmaktadır.
Mevsimlik tarım işçiliği yolculuğuna katılan diğer aile üyeleri uyurken, kadınlar ve kız çocukları birlikte erken kalkıp su taşır, ekmek yapar, kahvaltıyı hazırlar, sonrasında da hep birlikte tarlaya giderler. Akşam herkesle birlikte çadıra dönüldüğünde erkekler kendi aralarında sohbet ederken, kadınlar yine akşam yemek, bulaşık ve çamaşır yıkayıp, ertesi güne hazırlanırlar.
Mevsimlik tarım işçileri barınma ve yaşam koşullarının yeterince iyi olmaması nedeniyle yaşadıkları yerleşimlerde sosyal dışlanmaya maruz kalırlar. Zaman zaman medyaya da yansıdığı gibi yerel halk ile çatışmalar yaşarlar.
Şunu da unutmamamız gerekir ki, toplumda ihmal edilenler olarak yaşamların sürdüğü bu hanelerde yaşayan çocukların eğitimleri ve sağlıkları olumsuz etkilendiğinden dolayı da bu döngüyü kırmak zorlaşmaktadır.
Sonuçta nöbetleşe çaresiz yaşamların yolculukları süreklilik arz etmektedir.
Son Söz
Mevsimlik gezici tarım işçiliği Türkiye’nin bir gerçeğidir. Bu enformel istihdam alanında yüz binlerce aile geçimini sürdürmektedir. Bu nedenle insanca yaşam kalitesine uygun olmayan bu çalışma biçiminde, koşullar düzeltilmeli ve sorunlar giderilmelidir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, mevsimlik gezici tarım işçilerine yönelik yürüttüğü projelerden biri olan METİP kapsamında önemli çalışmalar hayata geçirilmektedir. Bu ve bunun gibi projelerin yaygınlaştırılması önem arz etmektedir.
Ayrıca Başbakanlık tarafından Geçici ve Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Barınma Koşullarına İlişkin Yeni Düzenleme yapıldı. 19 Nisan 2017 tarihli 30043 sayılı Resmi Gazete ilanı ile yürürlüğe giren bu Genelge, önemli bir adım olup, gezici tarım işçilerinin sorunlarına çözüm amaçlı tedbirleri kapsamaktadır. Ancak ilgili kuruluşların bu genelgenin kapsadığı görev alanlarını ne ölçüde yerine getirip getirmediği ivedikle takip edilmelidir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.