PİYASALAR

  • BIST 1009693.461.77%
  • ALTIN2509.9061.04%
  • DOLAR32.570.1%
  • EURO34.7710.14%
  • STERLİN40.367-0.55%
  1. YAZARLAR

  2. İlknur Birsel

  3. Boşanmalarda erkek her şartta suçlu
İlknur Birsel

İlknur Birsel

Boşanmış İnsanlar ve Aile Platfo
Yazarın Tüm Yazıları >

Boşanmalarda erkek her şartta suçlu

A+A-

Türkiye'de bir erkek boşanma davasıyla karşı karşıya kaldığında ister erkek boşanmak istesin, ister kadın hiç fark etmez erkek bu davaya yenik başlar. Çünkü yasalar kadınların tümünü genellemiştir. Bir cinsiyet grubunun tamamı masum, melek, ezik, mağdur yapılmış ve tüm erkek cinsiyet grubu boşanmanın günah keçisi ilan edilerek erkeği ezmek için ne gerekiyorsa yapılmıştır. Sadece yasayla değil, uygulamalarda da kadın baş tacı edilirken erkek sürekli dövülür. Hak ediyorsa baş tacı edilsin. Buna itiraz yok. Ancak genelleme yapılıyor. Bu genellemeye neden olan erkek türleri yok mu? Elbet var ancak o türlerden kadın sadece kurtulmak istediğinden bu türlerden bir talebi de olmuyor. Dolayısıyla mevcut yasaların gerçekten mağdur edilen, şiddet gören kadınlara herhangi bir faydası yoktur. 
 Çekişmeli bir boşanma davasında erkek onlarca şahit getirse bile hiçbir önemi yoktur. Kadınların şahitleri akrabaları olmasına ve çelişki dolu ifadelerine rağmen tüm sülalesi şahitlik yapabilir ve sözleri gerçekmiş gibi dikkate alınır. Silahlar çekilmiştir ve oyun yasal destekle başlamıştır artık. Her  türlü iftira mübahtır. Çünkü amaç erkeğe hayatı zehir etmek süresizce nafaka alabilmek, erkeği kusurlu çıkararak tazminat almaktır ve savaş başlar. Davanın açıldığı tarih itibariye kadına çocuklu olsun, çocuksuz olsun tedbir nafakası bağlanır. Erkeğin işsiz olup olmadığına bakılmaz.
Boşanma davasında kadınlara akıl veren ve "erkeği iç çamaşırına kadar soyacağını” vaad eden ve sırf mesleğini kişisel çıkarlarını ön planda tutarak uygulayan kötü niyetli avukatlar mevcuttur. Bu cümleyle tüm meslek grubu hedef alınmamıştır. Çok değerli avukat arkadaşlarımı tenzih ediyorum. Tıpkı kadın erkek genellemesi gibi bu genelleme de yanlış olur.

Erkek işsiz olsa dahi, kadının geliri asgari ücretin üzerinde olmadığı takdirde SÜRESİZ NAFAKA mahkumu yapılır. Genç, çocuksuz , eli ayağı tutan kadınlara dahi süresiz nafaka bağlanır. Bir günlük evlilik dahi olsa, hatta düğünden önce nikah yapılmış olup erkeğe yasalar harfiyen uygulanır. Ömür boyu nafaka hakkını almadı  tembelliğe, asalak yaşamaya hatta kayıtsız çalışmaya nikahsız ya da imam nikahlı yaşamasına, genç, sağlıklı, çocuksuz kadının ömür boyu aciz kalması, ömür boyu erkeğin cebini takip ederek yaşamasına sebebiyet verir.

Boşanan erkeğin işsiz, sakat, fakir olması fark etmez. Her şeye rağmen   SÜRESİZ nafaka bağlanır. Hakim bağlamak zorundadır.Çünkü TMK 175’ i uygulamakla görevlidir.  Erkek ödeyemezse üç ay tazyik hapis cezası verilir. Hapisteyken de nafaka faiziyle işlemeye devam eder.  Ayrıca  mahkeme, icra ve karşı tarafın avukat masrafı da bu borca eklenir.Kişi çıktığında artmış bir borçla yüz yüze kalır. Ödeyemezse yeniden hapse atılır. Nafaka hapsi yüzünden erkek hem mevcut işinden atılır, kendisinin dışında yakınlarının hayat düzeni bozulur. Yeniden evlendiyse eş ve çocukları mağdur olur. Çekişmeli boşanma davası sürecini yaşayan genç, çocuksuz erkekler de yeniden evlenenlerin halini görüp evlilikten soğur. Borcunu  ödemediği takdirde yeniden hapse atılır. Bu ceza defalarca tekrarlanır. Şu an üç yıldır hapishaneden çıkmayan mağdur vardır. Bu yaşananlar sonucunda vuku bulan şiddet,cinnet ,intihar vakaları medya organlarında kıskançlığa bağlanmakta sorunun asıl nedenlerinden bahsedilmemekte idi bugüne kadar. Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu ve benzeri örgütlenen kitlelerin oluşturduğu Baba derneklerinin  verdiği emeklerle artık her şey birer birer gün yüzüne çıkmaktadır.

Çekişmeli Davaların uzun sürmesinin ana nedeni boşanmadan ekonomik olarak karlı  çıkmak anlamına geliyor. Bu nedenle taraflar olmadık iddialarda bulunarak ileride yüz yüze bakamayacak duruma düşmektedirler. Çocuklu boşanmalarda , ortak çocukları olan insanların bu durumu boşanma davası süreçlerinde çocukların ruhlarında derin yaralar açmakta  ve ileride çocuklar açısından telafi edilemeyecek durumlara zemin oluşturmaktadır. Kadın çocuğu göstermek istemezse çocuk mal gibi hacz edilir.Parası olmayanın çocuğunu görme şansı yoktur.

Boşanmada kadın düğünde takılan altın ve nakit takıların tamamını evlilik sürecinde ev almak için bozdurulmuş olsa dahi alır. Hatta boşanmayı kafasına koyup evden babasının evine kaçırmış olsa dahi mahkemede talep edebilir ve alır. Çocuksuz olsa dahi süresiz nafaka alır.Yalancı şahitler, kendi yakınlarının ,kendinin yalan beyanlarıyla karşı tarafı kusurlu çıkararak tazminatı alır.Çocuk varsa eğer,  velayeti alır ve bununla birlikte çocuğa ait iştirak nafakasını alır. Edinilmiş malın yarısını alır.

En iyi ihtimal davadan eşit kusurlu çıkmaktır . EŞİT KUSURDA dahi  kadına Ömür Boyu nafaka bağlanır. 
Boşandıktan sonra SÜRESİZ nafaka koşullarının sürüp sürmediğinin erkek tarafından takip/kontrol edilmesi gerekir. Kadın işe girmiş mi? Kadın başkası ile yaşıyor mu? Kadın hasiyetsiz hayat yaşıyor mu? Kadın başka biri ile evlenmiş mi? Bunun özel hayatı ihlal etmeyecek ama özel hayatın detaylarını öğrenecek şekilde dedektif gibi yapılması gerekir. Kadın takip edildiğini anlarsa erkeği şikayet eder.Hatta bir şey uydurup şikayet edebilir. Çünkü 6284 de kadının sözlü beyanı esastır. Bu şekilde  uzaklaştırma alarak kadını takip etmesi engellenir.


Kadının her yıl nafaka artırım davası açma hakkı vardır.Kadın ve ailesi tarafından sürekli erkeğin gelir durumu takip edilir. 10 lira dahi artırma olduğunda mahkeme masrafları ve kadının avukatının ücreti   erkek tarafından ödenmek zorundadır. Nitekim 5-10 gün ya da bir kaç ay ,hatta bir gün evli kalıp,çocuksuz 25-30 yıl nafaka ödeyen ve her yıl nafaka arttırma davalarıyla boğuşan mağdurlar mevcuttur. Davası sonunda çocuk olmasa dahi kadın düğünde takılan altın ve nakit takıları, edinilmiş malın yarısını, süresiz nafaka, tazminat ve çocuk varsa çocukların velayetini alır.


Çocuksuz erkek müşterek çocuğu olmadığı halde ömür boyu hiç bir hukuki. manevi bağı kalmadığı kadına ömür boyu SÜRESİZCE mahkum edilmenin şaşkınlığı içinde takı,tazminat,mal paylaşımı gibi durumları da  ilave edersek sürekli yoksullaşarak ekonomik buhranla birlikte psikolojik travma geçirirken çocuklu boşanan erkeklerde ise tüm bunlara ilaveten çocuklarının kendisinden soğutulması hatta nefret ettirilmesi, babalarıyla görüştürülmeme yani velayeti eline alanın bunu sopa olarak kullanması durumları yaşanır ve sonuç Ebeveynine Yabancılaştırma Sendromlu (EYS) yığınlarca çocuk.

Biz Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu olarak ülkemizdeki aile yapısı enkaz haline dönüşmeden Boşanma Hukukunda adil düzenlemelerin paket halinde ele alınarak çok geç olmadan hayata geçirilmesini talep ediyoruz..
 

Bu yazı toplam 58906 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
47 Yorum