Bir Kadın Yazar: Halide Edip Adıva
Halide Edib Adıvar ismi bir efsanedir gözümde. Adıvar, İzmir’in işgalinden sonra düzenlenen meşhur Sultan Ahmet mitinginde geniş kitleleri harekete geçiren Türk kadınının gür sesi olarak çıkar karşımıza. İstiklal Savaşı’nda, cephede, Halide Edib Adıvar’ı bir kadın asker ve yazar olarak dolaşırken hayal etmek beni daima heyecanlandırır. O güçlü kadın duruşunun hayali çizilir dimağımda. Türk ordusunda görevli bir çavuş olarak ateş hatlarında dolaşması ve asırlar boyu Türk kadınının vatan söz konusu olunca gösterdiği dik duruşu sergilemesiyle Halide Edib Adıvar ismi bir efsanedir gözümde. Adıvar, İzmir’in işgalinden sonra düzenlenen meşhur Sultan Ahmet mitinginde geniş kitleleri harekete geçiren Türk kadınının gür sesi olarak çıkar karşımıza. Ziya Gökalp’ın, Yahya Kemal’in o günkü haline hayranlıklarını belirttikleri mitingde Hristiyan Batı dünyasının Osmanlı’yı yok etmeye karar verdiğini belirtir. “Hükümetler düşmanımız, milletler dostumuzdur” diyerek toplanan halkı “Bayrağımıza, ecdadımızın namusuna hıyanet etmeyeceğiz “diye yemine çağırır. Bu yemin milletimizde büyük coşkuyla karşılanır. Halide Edib, Anadolu coğrafyasının yakın tarihi yazılırken eli kalem tutan, etkin güçlü bir kadındır. Yazar, gazeteci, akademisyen, öğretmen, rütbeli bir asker, eş ve annedir. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemi edebiyatının en çok eser veren yazarlarındandır.
İNGİLTERE’YE GİTTİ
1882-1964 yılları arasında yaşayan Adıvar, ikinci meşrutiyet sonrasının en dikkat çeken isimlerinden biridir. ‘Mor Salkımlı Ev’ adıyla yayımlanmış olan hatıralarında ilk çocukluk günlerinden başlayarak Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar başından geçenleri anlatmış olan Halide Edib’in yazar olarak adına, ilk defa 1897’ de rastlamaktayız. Asıl şöhreti 1908 yılında Tanin gazetesinde yayımlanan yazılarıyla başlar. İlk yazılarından birinin adı “Beşiği Sallayan El Dünyaya Hükmeder” başlığını taşır. Çocuk yetiştiren kadının cemiyet içindeki rolünün öneminin altını çizer. 31 Mart isyanında tehdit edilen Halide Edib çocuklarıyla birlikte Mısır’a gider ardından İngiltere’ye geçer. 1909 Ekim’inde İstanbul’a dönen yazar, Londra tecrübelerinden esinlenerek ‘Seviye Talip’ romanını yazar. Bu onun ‘Heyula ve Raik’in Annesi’nden sonraki ilk ciddi roman denemesidir. Yine ‘Handan’ ve ‘Kalp Ağrısı’ romanları ilk dönem romanları arasındadır.
BATI’NIN İKİYÜZLÜLÜĞÜ
Halide Edib edebiyatının ikinci dönemi milli mücadele yıllarına denk gelir. İzmir’in işgali sonrasını ve Anadolu’daki günlerini İzmir’e girene kadar anlattığı ‘Türk’ün Ateşle İmtihanı’ (1962) adlı eserinde milli mücadeleyi yansıtmaktadır. 1924- 1939 yıllarını Paris ve Londra’da geçiren yazar 1939’da yurda döndüğünde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı kürsüsünü kurmakla görevlendirilir. 1950-54 arası Demokrat Parti listesinden İzmir milletvekili olur. Halide Edib, üzerinde ilk uyarıcı etkiyi Balkan Savaşı yapmıştır. Balkan Savaşı’na kadar yazdığı roman ve hikayelerde kadın konusu ve ferdi konuları işleyen, Batı’nın kültür değerlerine hayran olan Adıvar; Balkan Savaşı’nda İstanbul’a dolan muhacirlerin haline şahitlik eder, söz konusu Türkler ve Müslümanlar olduğunda Batı’nın iki yüzlülüğünü görür. Bu yazarda büyük bir değişime neden olur. İstanbul’un işgalinden sonra eşi Adnan Adıvar ile birlikte Ankara’ya giderek milli mücadeleye katılır. Sakarya Savaşı ve Büyük Taaruz’da onbaşı rütbesiyle cephede görev alır. Millî mücadeleyi bizzat yakından gözlemleyen yazar Türk milletinin inanılmaz mücadele azmini ve kahramanlıklarını eserlerine aktarır. Denilebilir ki ikinci dönem hikâye ve romanlarının kahramanları bizzat Anadolu halkı olmuştur. O dönemi konu alan ‘Şebben’in Kara Hüseyni’ adlı hikayesi Yahya Kemal gibi bir edebiyat otoritesinden büyük beğeni almıştır. Adıvar Millî Mücadele yıllarına ait gözlemleriyle dergi ve gazetelerde yayımladığı bu hikayeleri 1922 yılında ‘Dağa Çıkan Kurt’ adlı eserinde derlemiştir.
MİLLETİN KUDRETİ
Halide Edib’in Millî Mücadele dönemini konu alan eserleri; Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, İzmir’den Bursa’ya, Dağa Çıkan Kurt’tur. ‘Ateşten Gömlek’in 1923’te filmi çekilir. 1924’te biz - zat yazar tarafından İngilizceye çevrilir. Eser, Türk yazarları tarafından ‘Destan’ olarak nitelendirilir. Roman milletin var olma savaşını konu edindiği gibi, kahramanlarının aşk ve kıskançlık duygularının ateşten gömleğini de anlatır. Eser İzmir’in işgalinden Sakarya zaferine kadar geçen devreyi içine alır. Adıvar zengin, şahsi yaşantı ve gözlemlerine, hayal gücünü de katmış, kahramanların iç dünyalarını da eserlerinde başarıyla yansıtmıştır. Millî mücadele yıllarını, Türk milletinin kudret ve mücadele gücünü konu alan roman ve hikayeleri baş ucu eserleri olmayı hak etmektedir. ‘Kalp Ağrısı’ (1924) ile yeniden bir gönül hikayesini konu eder. Bunu 1928’ de ‘Zeyno’nun Oğlu’ isimli eseri izler. 1926-1935 yılları arasında yurt dışında düzenlediği konferanslarla Türk Millî Mücadele’sini anlatmış sonradan bunları kitap olarak yayımlamıştır. SÜRGÜN DÖNEMİ Halide Edib Adıvar İngiltere ve Fransa’ da eşiyle birlikte sürgün hayatı yaşadığı yıllarda ‘Sinekli Bakkal’ı önce İngilizce olarak yayımlar. Sonra eser 1936 yılında Türkçe ’ye çevrilir. ‘Sinekli Bakkal’ romanıyla birlikte romancılığında sosyal konuların ele alındığı, gelenek ve göreneklerin anlatıldığı ‘Töre’ romanları dönemi başlar. Bu romanda, halk seyirlik sanatlarından, Karagöz ve Ortaoyunu tiplerinden yararlanmıştır. En önemli romanlarından biri olan ‘Sinekli Bakkal’ Doğu-Batı kültürünün bir karşılaştırmasıdır. Bu eserle birlikte değişen Türkiye’deki farklı semtleri, mekanları ve insanları eserlerinde işlemeye başlar. ‘Sinekli Bakkal’ 1942’de roman yarışmasında birinciliği kazanır. 1939 yılında yayınladığı ‘Tatarcık’ adlı eserinde birbirinden farklı yedi genç ve onların seçtikleri eşler, yeni Türki - ye’yi inşa edecek olan gençler vardır. ‘Yol Palas Cinayeti’nden başlayarak romanlarında İstanbul’un değişik semt ve yaşayışlarını görürüz. Bu romanlarda sonradan görme, çoğunlukla savaş sonrası zengin olan, Batı özentisi ailelerle güngörmüş aileleri karşılaştırır, bu ailelerin yaşadıkları sarsıntıları yansıtır. ‘Sonsuz Panayır’, ‘Akile Hanım Sokağı’, ‘Döner Ayna’, ‘Hayat Parçaları’ bu konuları işlediği romanlarıdır. TARİHİMİZİN ÖNEMLİ BİR İSMİ Çoğunlukla romanlarıyla bilinen bir yazar olmasına rağmen öykü, anı, tiyatro alanlarında da eserler üretmiştir. Yazarın en büyük başarısı karakter yaratmadaki gücüdür. Romanlardaki baş karakterler çevreleri üzerinde güçlü tesirler kurabilen kişilikteki kadınlardır. Halide Edib Adıvar edebiyatımızın önde gelen romancılarından biri olduğu kadar tarihimizin önder, güçlü kadın şahsiyetidir. Bugün Cumhuriyet dönemiyle birlikte kadınlarımız sosyal ve çalışma hayatında yer almış, kimliğini koruyarak hak ve hürriyetler elde edebilmişse milli mücadele yıllarının aydın, mücadeleci kadını Halide Edib Adıvar’a çok şey borçluyuz. Cephe cephe dolaşması, kalemiyle yaşananları tespit etmesi, Anadolu Ajansı’nı kurarak Türk’ün haklı mücadelesini duyurması Adıvar’ı yakın tarihin en güçlü kadınlarından biri haline getirdi. Halide Edib Adıvar, genç nesiller ve kadınlarımız için, çok güçlü bir rol model olarak bugün de bir yıldız gibi parlamaktadır...