"Doğru pabucunu giymeden, yalan dünyayı dolaşır." sözünün bu kadar anlamlı olduğu hiçbir dönem olmamıştı.

Somut projelerle halkın önüne çıkamayan ve 23 yıldır görevde bulunan iktidara alternatif oluşturamayan muhalefet, yalanlar üzerine kurduğu siyaset anlayışıyla mevzi kazanmaya çalışıyor.

En son, milyonlarca öğrencinin girdiği ve sonuçları geçtiğimiz haftalarda açıklanan LGS sınavında şaibe olduğu iddiaları ortaya atılmıştı. Sınav sonucunda 66 ilden 719 öğrencinin tüm soruları doğru yanıtlayarak birinci olmasını diline dolayan muhalefet, 14-15 yaşındaki öğrencileri suçla ilişkilendirmeye çalışmıştı.

Muhalefetin algı oluşturma siyasetinin önde gelen sözcülerinden İYİ Parti Milletvekili Turhan Çömez, Bursa'daki bir imam hatip okulundan 36 öğrencinin tam puan aldığını iddia etmişti. Ancak Bursa'da tam puan alan yalnızca 20 öğrenci olduğu ve bu öğrencilerin sadece ikisinin imam hatip ortaokulu mezunu olduğu ortaya çıkmıştı. Buna rağmen Çömez, bu konu hakkında ne bir düzeltme yaptı ne de yanlış bilgi verdiği için kamuoyundan özür diledi.

LGS ve YKS gibi öğrencilerin geleceği açısından hayati öneme sahip sınavların, toplum nezdinde taşıdığı önemin farkında olan muhalefet, bu alanda özel çalışmalar yürütmekte ve dönem dönem dezenformasyon faaliyetlerine girişmektedir. Yalan ve kurgu haberlerle öğrencilerin ve ailelerin kafasını karıştırmayı hedeflemektedir.

2021 yılında gerçekleştirilen üniversite sınavına sayılı günler kala, "Katarlı öğrencilerin Türkiye'de sınavsız tıp eğitimi alacağı" iddiası dolaşıma sokulmuştu. Yıllarca emek vererek hazırlandıkları sınava saatler kala bu haberi alan ve moralleri bozulan milyonlarca gencin yaşadığı hayal kırıklığını varın siz düşünün.

Tabii ki bu iddianın da manipülatif bir yalan olduğu kısa sürede ortaya çıktı. Ancak muhalefet mensupları, bu yalan haberle ilgili ne bir düzeltme yaptı ne de özür diledi. "Dünya tükenir, yalan tükenmez" anlayışıyla, sansasyonel yalan haberlerin peşinden koşmaya devam ettiler.

Hitler'in propaganda bakanı Joseph Goebbels'in "Yalan ne kadar büyük olursa, inananı da o kadar çok olur" sözünden ilham alan muhalefet, algı operasyonları ve yalanlarla psikolojik savaşın her türlüsünü bu süreçte denemekten çekinmiyor.

"Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" misali, muhalefetin yalanları bir bir ortaya çıkıyor. Ancak bu süreçte zihinler kirleniyor, algılar bozuluyor. Vatandaşın devlet kurumlarına olan güveni sarsılırken, toplumsal kutuplaşma daha da derinleşiyor.

Günümüzde her oyunun kuralı bellidir. İktidara yürümenin yolu; proje üretmekten, dürüst siyaset yapmaktan ve seçmenle sağlam bağlar kurmaktan geçtiğini unutmamak gerekir.

Muhalefet partilerinin, yalan haberler ve manipülasyonlarla hükümeti ve kamu kurumlarını hedef göstermesi, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Bu tür yöntemler, onları iktidar olmaya değil, siyasi meşruiyetlerini kaybetmeye ve toplum nezdinde güvenilirliklerini yok etmeye götürecektir.