PİYASALAR

  • BIST 1009645.020%
  • ALTIN2430.3660.04%
  • DOLAR32.5290.08%
  • EURO34.8650.09%
  • STERLİN40.5030.07%
  1. YAZARLAR

  2. Saliha Sağdıç

  3. MERHABA KARDEŞİM
Saliha Sağdıç

Saliha Sağdıç

Yazarın Tüm Yazıları >

MERHABA KARDEŞİM

A+A-

 

MERHABA KARDEŞİM

Ben bu satırları yazarken; dünya üzerinde yaşanan en acı günlerden birine daha şahitlik ettik. Fakat siz okurken etkisi çoktan geçmiş olacak ne yazık ki…
Geçtiğimiz sayıda ‘acıya alışmak’ başlıklı bir yazı kaleme almış ve artık dünyada yaşanan acılara alıştığımızdan, kanıksadığımızdan, unutma süremizin giderek azaldığından bahsetmiştim. İlk zamanlarda hissettiğimiz; içimizin yanması, yoğun acı duyma gibi duyguların zamanla, ‘tüh, vah’ gibi kısa tepkilere dönüştüğünü söylemiştim. 
Yakın geçmişte Ortadoğu’da hemen her gün patlayan bombalar, ölen çocuklar, evlerini ve yurtlarını terk etmek zorunda kalıp, denizlerde topluca boğulan mülteciler oldukça sıradan haberlerdi ve ilk günkü tepkileri göstermiyorduk. 
Filistin ise cümlelerimizde ‘Yine bomba atılmış, Mescidi Aksa yine kapatılmış’ gibi alışılagelmiş şekilde yer alıyordu. Öyle çok duyduk ki, alıştık… 
Doğu Türkistan ve Arakan’daki Müslümanlar, Afrika’daki açlık vs. yeni haberler değildi ve sıradanlaştı… 
Kulağa acımasız geliyor biliyorum, en az yaşanılanlar kadar acımasız.

OTURDUKLARI YERDEN SALDIRIYI KINADILAR 

Birkaç hafta önce, birçoğumuzun haritada yerini göstermekte zorlanacağı, ülkemizden 16 bin 500 km uzaklıkta bir yerde, Yeni Zelanda’da; cani bir terörist 50 Müslümanı cuma namazı için toplandıkları camide otomatik silahlarla tarayarak katletti. Katliam görüntülerini ise bir sosyal paylaşım sitesinden canlı olarak yayınladı. 
Olay tüm dünyada şok etkisi yarattı. Tüm ülkelerin liderleri ‘İbadet için toplanmış masum ve savunmasız insanların, bir mabette böyle canice katledilmesinin kabul edilemez olduğunu ve bunun bir terör eylemi olduğunu’ söylediler. Tıpkı Paris’te yaşanan ‘Charlie Hebdo’ olayında olduğu gibi tüm ülkelerin, Müslümanları hedef alan bu terörist eylemi protesto etmek için en yüksek düzeyde katılım sağlayarak Yeni Zelanda’da toplanacaklarını belirttiler, demeyi çok isterdim. Fakat böyle bir şey olmadı. 
Oturdukları yerden saldırıyı kınadılar. Bazıları terör eylemi olarak bile nitelemedi!
2015 yılında Fransa’nın başkenti Paris’te bir mizah dergisi olan Charlie Hebdo’ya silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, 12 kişi hayatını kaybetmiş, 11 kişi de yaralanmıştı. Olay dünyada öyle büyük bir infiale neden oldu ki, tüm dünyadan 50’ye yakın devlet başkanı, başkent Paris’te toplandı ve bir yürüyüş gerçekleştirdi. Kol kola girerek yek vücut halde terörün karşısındayız mesajı vermek için toplananlar arasında İsrail ve Filistin liderleri Mahmud Abbas ve Binyamin Netanyahu bile vardı! 

YAŞAMANIZ DA ÖLMENİZ DE KIYMETLİ DEĞİL 

Tüm bunları rahatsız olduğum için yazmıyorum elbette. Aksine sivillerin ölümleri ve terör eylemlerinde dünya liderlerinin göstermiş olduğu bu tavrı oldukça doğru buluyorum. 
Fakat o gün kol kola giren liderler, o yıldan sonra, böyle bir amaç uğruna bir daha hiç buluşmadılar. O protesto işe yaradı ve dünya çiçek gibi bir yer mi oldu?  Hayır! 
Çok klişe olacak ama eğer Ortadoğu’daysanız; yaşamanız da ölmeniz de bir Batılının ki kadar kıymetli olmuyor. Eğer Müslümansanız, ölümünüzün rakamları, dünyayı harekete geçirmeye yetmiyor. 


DÜNYA KÖR, SAĞIR VE DİLSİZ

Picasso’nun sevgili İspanya’sı 1937 yılında kendini bir iç savaşın içinde bulmuş ve ünlü kübist sanatçı, İspanya iç savaşında, milliyetçilere destek veren Alman Nazi Hava Kuvvetleri’nin bombardımanı sonucu binlerce sivilin hayatını kaybettiği Guernica kasabası için yaptığı bir resme, aynı adı vermiştir. 
Çok sonra “Bu resmi siz mi yaptınız?” diye soran Alman subayına “Hayır, siz yaptınız!” diye cevap verecektir. 
Kişi Picasso, ülke İspanya olursa; resim yaparsınız, şiir yazarsınız, sevgili İspanya’m dersiniz ve bu, sanatçı ve aydın kişiliğinizden hiçbir şey eksiltemez, sizi bir ırkçı yapmaz. 
Ama ülke Türkiye, Filistin, Suriye olursa; dünya kör, sağır ve dilsiz olur!
Tıpkı Yeni Zelanda’da namaz kılmak için toplandıkları camide, katledilen 49 Müslüman için oldukları gibi…
Tepkiler yalnızca halktan gelir. 

SAĞDUYU DÜNYANIN HER YERİNDE 

Yeni Zelanda’da yaşanan katliama kadar; dünyada Müslümanların yaşadığı zulüm, haksızlık ve katliamlara yine dünyadaki diğer Müslümanlar tarafından verilen tepkilere alışkındık. Fakat bu son yaşananla beraber gördük ki, sağduyu sahibi, insanlığını kaybetmemiş kişiler, dünyanın her tarafında var. Gördük ki gerçekten terörün dini olmuyor.
Saldırının hemen sonrasında, “Ben senin arkadaşınım. Sen namazını kılana kadar ibadet mekanını koruyacağım” yazılı pankart taşıyan bir İngiliz gördük. 
Hollanda’da ise genç bir öğrenci ellerinde çiçeklerle bir camiye gitti ve göz yaşlarıyla onları teselli etti.
Kanada’da her din ve ırka ait insanlar; aynı amaç etrafında bir araya gelme, dua etme, birlik olma gibi anlamlara gelen ‘Gece ibadeti’ne katılarak Yeni Zelanda’daki katliamı kınadılar. 
Yeni Zelanda başbakanı yakınlarını kaybedenler için taziyeye başörtüsüyle gitti ve saldırıdan sonraki ilk cuma gününde ezanın canlı yayınlanacağını açıkladı.

SALDIRINDAN SONRA MÜSLÜMAN OLANLAR 

Yine Yeni Zelanda’da bir grup kadın, saldırı sonrasındaki ilk Cuma günüde ‘Müslüman kız kardeşlerimize destek için başörtüsü takalım’ çağrısında bulundu.
Olaydan sonra Müslüman olduğunu açıklayan insanlar oldu. 
Yaşanan terör olayını Müslüman nüfusun artmasına bağlayarak, Müslümanları suçlayıcı açıklamalar yapan Avusturalyalı senatöre karşın; dünyaca ünlü şarkıcı Ricky Martin, "Bir adam namaz kılan 40’tan fazla insanı öldürüp 20 tanesini de yaraladı. Tüm uluslararası medya onu terörist olarak değil saldırgan ya da radikal olarak nitelendirdi. Neden? Çünkü Müslüman değil" diyerek tepkisini gösterdi. 
Çünkü, Amerikalı hukukçu Prof. Khaled Beydoun’un dediği gibi “Müslümanlar silahın arkasındaysa haber oluyor, önündeyse değil...”

HELLO BROTHER 

Devlet başkanları klasikleşmiş, ruhsuz bürokratik cümleler kurmak dışında hiçbir şey yapmadı ama tüm dünyadan dili, dini, ırkı farklı olan birçok kişi bize dünyanın hala yaşanabilir bir yer olduğunu gösterdi.
Yeni Zelanda’da katledilen 50 Müslümandan ilki, teröristi caminin girişinde gören ve ona “Hello Brother” yani ‘Merhaba kardeşim’ diyen ve hemen ardından şehit edilen 71 yaşındaki Afgan göçmen Davud Nabi’ydi. 
“Merhaba kardeşim” Davud amcanın son sözleriydi ama bizim kalan hayatımızın ilk sözleri olsun. İyi insanlarla dolu, din, dil, ırk fark etmeksizin barış ve kardeşlik içinde yaşayan insanlarla dolu yeni hayatımızın.

Bu yazı toplam 5071 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.