28 Şubat’ın Hayaleti
Merhaba sevgili okuyucu. Yine bir Şubat ayına girdik ve malumunuz Türk demokrasi tarihimizin kara lekesi 28 Şubat yaklaşıyor. Ancak bu ay dergimizde acı hatıralarda, olaylardan ziyade yıldönümünde 28 Şubat’ın hayaletinden bahsetmek istiyorum sizlere. Bu kelimeyi kullandım çünkü öldü bitti sanılan 28 Şubat ruhunun ufacık bir ümitle nasıl mezarından kalktığını size aktaracak daha makul bir kelime bulamadım.
Yaklaşık 12 yıldır gündemi takip amaçlı aktif bir Twitter kullanıcısıyım. AK Parti hükümetinin yönetimde görece olarak en rahat yıllarına da, gezi parkı olaylarına da, 15 Temmuz’a uzanan sürece de bu platform üzerinden tanıklık ettim. Onca yılda binlerce kişinin yorumunu okudum. Çok açık söylemek istiyorum ben böylesi bir döneme denk gelmedim.
Dünya’nın malum gidişatı sonrası hayat pahalılığı, ekonomik sıkıştırmalar, köpük fiyatlar günlük yaşantımızın ana meselesi haline gelmişken ülkemizin gelmiş geçmiş en rezil muhalefeti durum sanki sadece Türkiye’ye özgüymüş gibi bir politika yürütüyor. Gerek yurt içinde propaganda sürerken gerek yurt dışında milli aşımıza varana kadar karalama kampanyası devam ediyor. Muhalefetin Dünya’nın bu durumdan pay çıkararak iktidara gelme umudu asıl meselesi İslam olanların da tam anlamıyla bitini kanlandırmış durumda. Muhafazakarlara, Peygamberlere ve hatta Hak Tealaya karşı daha önce açık seçik dile getirilmeyen iğrenç ifadeler artık gündemin olmazsa olmaz bir parçası haline geldi. Her gün ya bir hakaret ya bir tehdit işitiyor kulaklarımız. Onca taciz tecavüz sürerken ana muhalefet partisine tek kelime edemeyenler, gencecik bir evladımız bir buhran ile intihara sürüklendiğinde bir anda konuyu tüm tarikatlera cemaatlere getiriyor ve “Ya kapatırsın ya biz zorla kapatırız” nidaları havada uçuşuyor. Çok iyi biliyoruz ki bugünün kapatacaksın söylemi yarın İslami yaşantıyı vicdandan dışarıya çıkarmayacaksına evrilecek. Hatta nefretleri öyle büyük ki işin ucunda “Üç Aliler Divanı’nı” görmek bile hiç afaki değil. Dindarlara Siyasal İslamcı yaftası vurularak uygun kılıf bulunmuş ilk adım zaten atılmıştı. Hiç utanmadan, demokratik bir ülkede oy hakkını kullanan vatandaşı koca koca kürsülerden bedelini ödeyeceksiniz vatan hainleri cümleleri ile tehdit etmek başka ne demek! Demek ki bu ülkede olay bazıları için demokrasiden ibaret değil ve demokrasi de onu diline dolayanların meselesi değil!
Sevgili okuyucu şuna emin olun ki seküler bir hayat tarzınız yoksa ne olursanız; kim olursanız olun , kime oy verirseniz verin bu güruhun size olan alerjisi tamamen aynı. Son aylarda ufacık bir ümitten yüz buldukları pervasızlıkla her konudan bir mağduriyet çıkarıyorlar ve her konuyu kendilerince gericiliğe bağlıyorlar.
28 Şubat’ın yıldönümünde son olarak şunu söylemek istiyorum ki bin yıl sürecek diyenler gördüğünüz üzere haklı çıktılar. Ama bizler bu güruha rağmen ülkeyi ite çakala yedirmeyeceğiz. Birlikte yaşamayı, bize saygı duymayı öğrenecekler. 20 yılda öğretemedik ama inanıyorum ki öğretmek için daha çok yılımız var.