PİYASALAR

  • BIST 1009871.971.6%
  • ALTIN2435.6810.33%
  • DOLAR32.52-0.13%
  • EURO34.891-0.16%
  • STERLİN40.5940.06%
  1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Tam bir yıl oldu
Tam bir yıl oldu

Tam bir yıl oldu

A+A-

15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti ancak FETÖ ve dış destekçilerinin ihaneti ve bu ihanete milletimizin onurlu karşı duruşu hiç unutulmadı. Milletin güçlü hafızası, darbelere, milli iradeye yönelen tehditlere bir kere daha 'dur' dedi. Turuncu Dergisi, '15 Temmuz 2016 sizin için ne ifade ediyor?' diye sordu ve işte cevaplar...


Gülşen Özer (Gazeteci):

15 Temmuz karanlıktan aydınlığın korkunun içinden cesaretin çıktığı bir tarih. İstanbul'un ışıkları söndü, fetihte şehit düşenlerin ruhu incindi lakin o gece Fatih'in ruhu üflendi şehre ve mucizevi bir cesaretle yeniden fetih ruhu ile vatanın yarını aydınlandı. 15 Temmuz sabahı vatanseverlerin bayramı, ellerini ovuşturarak ülkemizi bölmeye, işgal etmeye heveslenenlerin yası oldu. 15 Temmuz tarihe vurulmuş bir MİNT damgasıdır.

Arzu Erdoğral (Gazeteci): 

15 Temmuz'da gerçekleşen FETÖ darbe girişimi, bu milletin Çanakkale ruhunu ortaya çıkarmakla kalmayıp düşmanlarımızı kahreden bir tarihin adı olmuştur. Aynı zamanda Allah'ın da bir planının bulunduğuna iman etmeyenlerin sonunun Firavun ile aynı noktada buluştuğunun da vesikasıdır.

Gülcan Tezcan (Gazeteci- Yazar):

Bir kabus olmasını dilediğim ama ne yazık ki bana ve bu ülkede milyonlarca insana yaşatılan bir ihanet, işgal girişimiydi 15 Temmuz. Doğrudan vatanımızı işgale dönük bir darbe girişimiydi gözlerimizin önünde gerçekleşen. Fakat şer görünende nasıl büyük bir hayır olduğunu üzerinden bir yıl geçmişken şimdi daha net anlıyoruz. Tahribatı, yıkımı, travması ne kadar büyük olursa olsun millet olma şuurumuzu, vatana ve bayrağımıza bağlılığımızı da o ölçüde katmerledi, güçlendirdi. İkinci Milli Mücadele Savaşımızı verdik ve şükür kazandık.

Rukiye Karaköse (Psikolog): 

15 Temmuz'da durumu eşim ve kızımla haberlerden öğrendik. İçim öfke doldu. Türkiye'ye "muz cumhuriyeti" muamelesi yapılması ağırıma gitti. "İkinci bir emre kadar..." gibi sözleri ise açıkçası hiç ciddiye almadım, o kadar saçma bir durumdu karşımızdaki... "Siz kim oluyorsunuz ve irademize saygı duymuyorsunuz?" diyerek eşim ve kızımla Atatürk Havalimanı'na yürüdük. Yolda ülkücü gençler, Atatürk yazılı bandanalı CHP'li teyzeler, Kürt gençler, şortlu genç kızlar ve sarıklı cübbeli erkekler vardı. Bu kalabalığa bakarken milletimle gurur duyduğumu çok net hissettim. Ait olmaktan bir kez daha onur duydum. O gece havalimanında sabahladık. Üzerimizden F 16'lar geçti. Normalde çok korkağımdır. Allah şahit, zerre kadar korku hissetmedim. Tek bir cümlem var o geceye dair: "Onurumuzla yaşarız ya da onurumuzla ölürüz ama boyun eğmeyiz".

Tuluyhan Uğurlu (Sanatçı) : 

Telefonda sevgili Ayşe ile konuşuyordum. Ayşe bana konserlerimde organizasyon konusunda yardımcı olur. Televizyon da açıktı. Ayşe "Tuluyhan Ağabey, köprüde niye böyle bir durum var" diye sordu. "Ayşe ihtilal oluyor" dedim. Bunu hemen anlamamın nedeni 12 Eylül'ü yaşamış olmamdan kaynaklanıyordu. 12 Eylül'de yapılan alçaklıkları çok net hatırlıyorum. Lise iki talebesiydim. Telefon irtibatımızı sürdüreceğimizi söyleyip, telefonu kapattım ve böyle durumlarda en güçlü olduğum yer olan bilgisayarlarımın başına geçtim. Benimle beraber harekete geçecek bilgisayar mühendisi, ileri derecede bilgisayar kullanabilen ve sanal ortamda etkin olan dostlarımla insanları internet üzerinden organize etmeye başladık. İnternetin ağırlaşması ve kesintiye uğramasından ve alçaklığın ortaya çıkmasından sonra bulunduğumuz mahalleye indik. Salalar okunurken bu milletin buna asla geçit vermeyeceğini, tüm oyunları bozduğunu hissettim. Ve zaten sabaha karşı da devletin milleti döneminin bittiği, milletin devleti döneminin başladığı aydınlık bir sabaha geçtik. Tabii herkes o gün ayrı bir cephede adeta bir kurtuluş savaşı verdi. Şehitlerimizin ruhları şad olsun.

Bahadır Yenişehirlioğlu (Yazar-Oyuncu):

15 Temmuz tarih sahnesinde insanoğlunun inandığı değerlerin tehlikeye girdiği anda nasıl ölümü göze alabileceğinin tek ve en muhteşem örneğidir. Küresel darbeye karşı gösterilen bu direnç, sosyolojinin ve psikolojinin uzun yıllar araştırma konusu olacaktır. Darbe gecesi en yoğun çatışmalardan birinin yaşandığı Acıbadem'de sayın Cumhurbaşkanımızın emrini yerine getiriyordum.

Hüseyin Karaca (İlahiyatçı- Yazar):

Çilekeş samimi dindarların yıllarca gözyaşı ile ortaya koyduğu birikim ve kıvamı, haince bir çırpıda tarihe gömme girişiminin ve bu girişimin artık tarih olduğunun fotoğrafıdır 15 Temmuz. Cenabı Mevlâ milletimizi bu tür hıyânetlerden muhafaza eylesin. Amin.

Ayla Ağabegüm (Yazar): 

Evde televizyon seyrediyordum, köprünün tek yönlü olarak askerler tarafından kapandığını gördüğümde olayın ciddiyetini anlamış geçmiş yıllardaki darbeleri hatırlamıştım. Aslında darbeleri hatırlayarak yaşamaktansa sebepleri üzerinde düşünüp gelecek yıllarda aynı üzüntüleri yaşamamanın yollarını aramanın daha doğru olduğunu tecrübelerle öğreniyorduk. Fert fert önce kendimizi sorgulamamız, sonra basınımızı, akademisyenlerimizi,  kurumlarımızı, eğitim sistemimizi sorgulamam gerekiyordu. Hastalığı teşhis edersek tedavi kolay olacaktır. Darbe sonunda, yetkililer, basın, düşünenler, düşünmeyenler kandırıldık dediler... Neden kandırılmıştık, kandırılmak o kadar kolay mıydı? Kandıranları suçlarken, kanan bizlerin suçu yok muydu? Vardı diyebiliyorsam, diyebiliyorsak, bir daha aynı acıları yaşamamanın projelerini yapabiliriz.

Nuray Baştan Aydın (Aile Danışmanı):

Çok şey söylenebileceği gibi çok durup düşünülesi bir gece yaşadık 15 Temmuz'da. Tarih zihinlerimize kazındı adeta. Ömrümüzün sonuna kadar her an zihnimizde izleri olan o gecede yüreği iman nuruyla dolu genç yaşlı yürekler vardı. Şehadet şerbetini içen şehitlerimize ve gazi olmuş o koca yürekli insanlarımıza borçlanmanın burukluğu ve gururunu yaşadık. Küçük
yaşta zihninde silah seslerinin kaygısını taşıyan minik yavrular. Vatan emin ellerde, artık bayrak size devredildi. Sizler son nefesinize kadar şehitlere ve gazilere olan borcunuzu unutmayın.

Halime Kökçe (Gazeteci): 

O meşum geceyi sabaha kavuşturan Allah'a hamdolsun. O meşum gecenin sabaha kavuşmasına vesile olan şehitlerimizden Allah razı olsun. O meşum gecenin sabaha kavuşmasına vesile olan Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun.

Ümmügülsüm Tat (Şehir Plancısı- Yazar):

15 Temmuz gecesi Kosova'daydık. Türkiye'de yaşananları ilk duyduğumda dışarıdaydık.
Yanımızda arkadaşlarımız vardı. Önce inanmak istemedim, fakat birkaç telefon görüşmesinden sonra durumun ciddiyetini anladık. Aceleyle eve geçtik ve olayları takip etmeye başladık. Bir yandan da bizi arayan, mesaj atan Kosovalılara, Allah'ın izni ile Türkiye bunu atlatacak diyorduk. Çocuklarıma 15 Temmuz darbe teşebbüsünü, hainleri, 50 yıldır paralel devlet yapılanması ile darbe rüyası görenleri, 17 Aralık'tan sonra onca uyarıya rağmen paralelle ilgili "ama" cümleleri kuranları ve bugün darbe başarılı olmadı diye gözyaşı dökenleri anlatmak için birkaç cümle yazdım o geceden hatıra. Yurt dışındaydım ve yapabildiğim buydu. Çocuklarımızdan hain devşiren bir yapı vardı karşımızda, kendi meclisini bombalatan bir yapı ve onun işbirlikçiler. Milli irade şuuruyla büyüyen bir nesil olmalı dedim. Meydanlara da çıkan, slogan atmayı bilen gerekirse abdest alıp tankların üzerine yürüyen bir nesil. Çocuklarımıza devleti de siyaseti de anlatmanın ne kadar önemli olduğunu o gece anladım. FETÖ militanlarının kendini gizleyerek ancak kendini aldatacağını gördük. Dik ve onurlu bir nesle ihtiyacımız olduğunu da. Anadolu'yu, Türkiye'yi, devletimi milletimi ne kadar sevdiğimi o gece bir kez daha anladım.

Ayşe Şahinboy (Tiyatrocu): 

Hainlerin planlarını bozan Şehit Ömer Halisdemir'in vatan için gözünü kırpmadan şehadete tereddütsüz gidişi, tankların önüne yatıp geçmelerine engel olan Metin Doğan'ın cesareti, kamyonla meydanlara insan taşıyan Şerife Boz ablanın inancı, tankların karşısında dimdik duran Safiye Bayat'ı, Mustafa Cambaz abiyi ve daha nicesi bize büyük sorumluluklar yükledi. 15 Temmuz vatan nedir bilincimizi tazeledi, bizi kendimize getirdi. Düşmana karşı nasıl yekvücut olunuru en onurlu haliyle gösterdik o gece, Rabbim ülkeme tekrarını yaşatmasın. Şehitlerimizin izinde bayrağımıza, vatanımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Ve elbette "Lâ gâlibe illallah".

Fatma Balcı (Yazar):

Kızlarımı uyuturken telefonuma mesajlar gelmeye başladı. Televizyonu açtım, spiker sokağa çıkma yasağı diyordu. O gün yeni alışveriş yapmıştık, yeterince yiyecek ve temizlik malzemesi vardı. İçim ferahlayacağına daha da korkuya kapıldı. Odalarına gidip çocuklarımın  masum yüzlerine baktım. "Aydınlık yarınlarınız, hür iradeniz, yaşama sevinciniz çalındı çocuklar!" diye geçirdim içimden. Darbe darbe kalp çarpıntılarınız, derin susuşlarınız, ürkek bakışlarınız olacaktı.

Yenikapı Haber
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.