PİYASALAR

  • BIST 1009767.230.46%
  • ALTIN2427.694-0.04%
  • DOLAR32.570.15%
  • EURO35.0030.66%
  • STERLİN40.8050.89%
  1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Şair Hakan Bural: Şiirlerimle yaşıyorum
Şair Hakan Bural: Şiirlerimle yaşıyorum

Şair Hakan Bural: Şiirlerimle yaşıyorum

Şair Hakan Bural, Şairi, kelimeler ayakta tutar. Elbette biz de her insan gibi nefes alıyor, acı-tatlı bu bedeni taşıyor, bu dünyada yaşıyoruz. Şiirlerimiz bize nefes oluyor, can veriyor. Ben şiirlerimle yaşıyorum, o acıyı hissede hissede yazıyorum. Bir bakmışım ki acı ben oluyorum ama yine de yaşıyorum." dedi.

A+A-

Erzurumlu Şair Hakan Bural… Kendisi ile hikayesini, şiirlerini, son yayınlanan kitabını, çalışmalarını ve yeni yıldan beklentilerini konuştuk.

Şiir yazmaya nasıl başladınız?

Lise döneminde, kendi çapımda şiirler yazmaya başladım. İçimde yazma hissi oluşuyordu ve o an kâğıda dökmem
gerekiyordu. Tabii ki o dönemde şiirlerimi kitaplaştırma gibi bir düşüncem olmadığı için, o yıllara ait şiirlerim kaybolmuş durumda. Hatta hiç unutmam, Huzurundayım isimli bir de şiirim vardı. Ben şiirlerimi kimseyle paylaşmazdım. O his geldiğinde defterime hemen yazardım. Bir dönem yazmayı bıraktım, 2008 yılında tekrar yazmaya başladım. Ama yazdıklarımı hep gizli tuttum. O zamandan bu yana hep yazıyorum.

whatsapp-image-2019-01-04-at-14.26.25-004.jpeg

Şiirleri kitaplaştırma fikri nasıl ortaya çıktı?

2014 yılında teyzemin oğlu, sevgili abim İbrahim Erkal ile bir sohbetimiz gerçekleşti. Bir gün sohbet sırasında şiir yazdığımı söyledim. O da görmek istedi ve defterimi alıp okumaya başladı. uzun zamandır yazdığımı söyleyince şaşırdı çünkü yazdığımı o da bilmiyordu. Şiirlerimi okuduktan sonra, “Bu şiirler gün yüzüne çıkmalı, kitaplaştırmalısın” dedi. Hatta şöyle de bir önerisi oldu. Türkiye’yi sürekli gezdiğim için, her şehrin fotoğrafını çekmemi istedi. İleride Türkiye’yi anlatan bir kitap çıkarma düşüncesini ortaya attı. Şiirlerden altı tanesini de albüm yapmak istedi. Böylelikle İbrahim abimin fikri ile hem kitabın hem de albümün temeli atılmış oldu.

Muhammed İkbal’in bir sözü var, “Dünyada bir acı olsa, şair ayak parmaklarında hisseder acıyı” diyor. Şairler bunca acının olduğu bir dünyada nasıl nefes alıyor? 

Bu soruyu bir sonraki kitabımda yer alacak bir şiirimle cevaplamak istiyorum. “Yaşamak nefes almak mı can/ Yoksa aldığın nefesin verdiği azap mı/ Nefes alıyorum, aldığım nefes ciğerlerimi dağlıyor/ Almaya korkuyorum, alsam yanıyorum almasam yine yanıyorum…” Ayaklarınızın üzerinde durmakta zorlanırsınız acınız varsa, ama bir şairseniz o acıyla bütünleşir, bir olursunuz, acı siz olursunuz. Ondan beslenir, başka acılar doğurursunuz. Şairi, kelimeler ayakta tutar. Elbette biz de her insan gibi nefes alıyor, acı-tatlı bu bedeni taşıyor, bu dünyada yaşıyoruz. Şiirlerimiz bize nefes oluyor, can veriyor. Ben şiirlerimle yaşıyorum, o acıyı hissede hissede yazıyorum. Bir bakmışım ki acı ben oluyorum ama yine de yaşıyorum.

Ufukta yeni projeler var mı? 

Vurgun isimli şiir kitabımdan sonra yine aynı isimle bir albüm çıkaracağız. Albüme 2014 yılında başlamıştık fakat abimin vefatından dolayı tamamlayamadık. Şu an çalışmalarını yürüttüğümüz Vurgun albümünde altı şiirim yer alacak. Albümü 5-6 ay içerisinde tamamlayacağız. Başarının başarıyı getirdiğine inanıyorum ve çalışmalarımı bununla sınırlandırmayacağım. 

whatsapp-image-2019-01-04-at-14.26.24.jpeg

2019 yılından neler bekliyorsunuz?

Her yeni yıl yeni bir umut ve başlangıç demektir. Bu duygularla 2019 yılında başta Türkiye’nin yakın coğrafyası olmak üzere yaşanan acıların sona ermesini, insanlığın sorunlarının ivedilikle çözüme kavuşturulmasını diliyorum. 2019 yılında gerçekleştirilecek olan yerel seçimler ülkemiz adına önemli dönüm noktalarından biri olacak.  Ülkemizin içinden ve dışından gelen tehditler belki de bir kırılma noktası olacak diyebiliriz. Gezi süreci ile başlayan ardından 17-25 Aralık süreçleri ile devam eden ve sonrasında 15 Temmuz hain darbe girişimi ile zirveye çıkan ülkemizin birliğini ve dirliğini tehdit eden saldırılar gerçekleştirildi. Son olarak ekonomik istikrarı bozmaya yönelik çeşitli saldırılar milletçe bertaraf edildi. İşte bu süreçlerin ardından 2019 yerel seçimlerine doğru gidiyoruz. Her şeyden önemlisi birbirimizi incitmeden kimsenin gönlünü kırmadan bir seçim süreci gerçekleşmesini ve bu seçimlerin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ülke olarak zor bir dönemden geçtik ve bu zorlukların bizi daha da güçlendirdiğine inanıyorum. 2019 yılında her anlamda daha iyiye giden bir Türkiye olacağını düşünüyorum. Bu temennilerle birlikte kişisel gelişimime katkı sağlayacak yeni fırsatlar yakalayarak 2019 yılında koyduğum hedeflere ulaşabilmeyi umut ediyorum.

Şair olmak, kelimelerin  ruhunu aramak hayatınızda neleri değiştirdi?

Kelimelerin ruhunu aramak, benim hayata bakış açımı değiştirdi. O yazma hissi geldiğinde adeta şiirler içimden istemsizce çıkıyordu. Ardı ardına sıralanan şiirlerim, kendinden sonraki şiirleri meydana getirdi. Ben bu duruma tabiri caizse “Şiir şiiri doğuruyor” diyorum. Yazdıkça ferahlıyorum, kendimi daha rahat hissediyorum, haliyle duygu durumumda bir değişiklik oldu. Tabi ki her insan gibi beğenilmek beni de mutlu etti. Şiirlerim hakkında aldığım güzel yorumlarla, eleştirilerle daha mesut oluyorum.  İnsanın kendine güvenmesi için bir hareket ettirici gerekiyormuş meğer. Güvenimi hareket ettiren İbrahim abimin teşviki oldu. Kendime ve şiirlerime daha fazla zaman ayırmaya başladım. Böylelikle bu zamana kadar şiirlerime tutundum ve onları koruyup, kitaplaştırmak istedim. Şair olmanın, insanı toplumdan soyutladığını düşünüyorum. An geliyor herkes gidiyor, yanımda sadece kağıdım 
ve kalemim kalıyor. Ben yalnızlığımdan besleniyorum. Kalabalık ortamlarda da yazma hissi geliyor fakat, o şiirlerim yarım kalıyor. Kelimelerin ruhunu aramaya devam edeceğim.

Sizi en çok etkileyen mısra nedir?

Babam için yazdığım şiirim beni her zaman etkiler. “Hani düşlerimiz vardı/ Masallarımın kahramanı/ Hani sıra bendeydi/ Hani ilk maaşımla, elbise alacaktım sana/ Bir de Marlbora sigarası/ Tüttürecektin sahil kenarında/ Aslan parçam aldı dercesine” Babam şiirimin özellikle “Hani ilk maaşımla, elbise alacaktım sana” mısrasını örnek verebilirim. Her evlat annesini, babasını mutlu etmek ister. Ben de öyle düşünen bir evlattım. Annem ve babam küçük şeylerden mutlu olabilen insanlardı. Hayattan öyle büyük beklentileri yoktu.   Onların bugüne kadar verdikleri emeklerin karşılığı tabii ki ödenmez fakat gücüm yettiğince bir şeyler yapmak, onları mutlu görmek isterdim. Büyüyüp, meslek sahibi olduktan sonra babam için yapmak istediklerim vardı. Ona ilk maaşımla bir elbise almak istiyordum mesela. Ne yazık ki ömrü yetmedi, ona istediğim elbiseyi alamadım. Bu da tabii ki içimde bir ukde olarak kaldı. Sanırım ömrümün sonuna kadar bu duygu ile yaşayacağım.

 

Yenikapıhaber - Turuncudergi / ÖZEL

 


 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.