PİYASALAR

  • BIST 10010176.720.03%
  • ALTIN2455.2390.38%
  • DOLAR32.3010.07%
  • EURO350.12%
  • STERLİN40.7070.18%
  1. HABERLER

  2. KÜLTÜR SANAT

  3. Kurşun döktürmenin geçmişi 2 bin 500 yıllık
Kurşun döktürmenin geçmişi 2 bin 500 yıllık

Kurşun döktürmenin geçmişi 2 bin 500 yıllık

Amasya Oluz Höyük arkeolojik kazılarında bulunan kurşun parçaları, nazara karşı suya kurşun dökme geleneğinin Anadolu’da yaklaşık 2 bin 500 yıldır uygulandığını ortaya çıkardı.

A+A-

Amasya'da 12 yıldır süren kazının başkanı olan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez, buldukları eritilmiş kurşun parçalarının bu geleneğin Anadolu’daki ilk örnekleri olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Şevket Dönmez, Oluz Höyük’ün Pers döneminde güçlü bir mimari kimliği ve kültürü olan bir yerleşme olduğunu ve bu dönemde halkın kurşun madenine ilgisi olduğunun bilindiğini ifade etti. 

Deneysel arkeoloji çalışmaları yapıldı

Prof. Dr. Dönmez, onlarca şekilsiz kurşun bulmalarının ardından yöre halkından yardım alarak yaptıkları deneysel arkeoloji çalışmalarında dökülen kurşunla buldukları kurşunların benzeri şekilleri aldıklarını belirtti.

"Antik örneğimizde amorf bir şekil var. Suyun içine atılmış. Demek ki her ikisinde de aynı uygulamalar aynı pratikler yapılmış. Yeni örnek ile 2 bin 500 yıllık örnek arasında hiçbir fark yok. Yeni döktüğümüz kurşun ile antik kurşun parçalarını karşılaştırdığımızda neredeyse şekillerin bire bir olduğunu tespit ettik. Bu durumda da antik kurşun parçalarının cüruf olmadığını, gelişi güzel oluşmadığını, suya dökülerek bu şekilleri aldığını anlamış olduk. Bu da bize bugünkü Anadolu’daki kurşun dökme ve nazar inancıyla ilgili direkt bir bağlantı olanağı kurmayı sağladı." 

Türkler nazara karşı kurşun geleneğini devam ettirmiş

Kurşun dökme geleneğinin Orta Asya ve Şamanizm inancıyla ilgili olduğunun düşünüldüğünü ancak Amasya’da bulunan parçalarla bu geleneğin Anadolu’dan da köken aldığını ve Türklerin nazara karşı söz konusu geleneği devam ettirmiş olduklarını saptadıklarını vurgulayan Prof. Dr. Dönmez, "Bulunan parçalar bildiğimiz kadarıyla ilk. Diğer kazılarda ya da arkeolojik çalışmalarda böyle bir buluntu olduğunu hatırlamıyoruz. Şu an için Oluz Höyük örnekleri hem bilinen en eski örnekler hem de tek örnekler ve bunlar günümüzde tüm ayrıntılarıyla yaşayan geleneğin Türk adetlerinin bir parçası olduğunu gösteriyor" dedi.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.