Bu topraklarda kahvenin hikayesi binlerce asır önceye gider. Üzerine şiirler yazılan nice kitaplara konu olan, acı tatlı her ana eşlik eden kahvenin hatırı ise tartışılamaz. Değişen dünya, dijitalleşen çağ, modern insanla birlikte kahveye ve kahve sektörüne de güncelleme gelmeye devam ediyor. Her geçen gün artan kahve markaları hayatımızda yer alırken gelenekten geleceğe bir marka ve isim ön plana çıkıyor. Dünyaca ünlü kahve zinciri markası Gloria Jean’s’in isim haklarını satın alan Hacı Sayid’in ikinci kuşak temsilcisi Mehmet Dinçerler ile markayı yeniden yaratma sürecini, Anadolu’ya odaklanarak büyüme amacını ve ‘Kahve’yi konuştuk. Turuncu Dergisi’ne özel açıklamalarıyla işte Dinçerler’in hayalleri ve hikayesi...

BÜYÜYECEĞİNE İNANIYORDUM

2016’da 67 şubeyi kapatmaya karar veren bir şirketi, 2017’de 10 milyon dolarlık yatırım yapmaya ikna ettiniz. Bunu nasıl yaptınız?

2012 yılında girdiğim kahve sektörünün, Türkiye’de çok hızlı büyüyeceği bir alan olduğuna inanıyordum. O dönemde kahve tüketimi ülkemizde çok düşüktü ama hızla büyüyeceğine inanıyordum. Sebebi ise Amerika ve Avrupa’daki insanların kahve alışkanlıkları ve tüketim rakamlarıydı. Artık gençler çok daha fazla dünya insanı, sosyal medya ve internet sayesinde bütün trendlere hakimler. Bu yüzden şirketin geçmişinde yaşadığı hatıraları silip markamıza yeni bir sayfa açtık. O donemde 24 yaşında genç bir girişimciydim, 2 dükkân açabilecek sermayem vardı ama kendime güveniyordum sonra Allah nasip etti bugün 80 şubeye ulaştık. Her yıl en az 13 şube açarak büyümeye devam ediyoruz.

TÜKETİM TERCİHİ DEĞİŞTİ

İlk talip olduğunuz ülke aslında Bosna olmuştu. Bugün Bosna yerine Türkiye temsilcisi oldunuz…

Bu sektöre Saray Bosna seyahatimde girmeye karar verdim. Dedim ya genç bir girişimciydim ve Bosna bana daha garanti gibi gelmişti. Gloria Jean’s Coffees ile görüştüğümde bana “Türkiye’yi düşünür müsün?” diye sorduklarında çok daha fazla isteyeceğimi söyledim. Belki bir süre sonra Bosna pazarına da gireriz diye düşündüm ama hala o gün gelmedi.

Hacı Sayid deyince bir tarih geliyor gözümüzün önüne sizin yaşınızdan büyük bir tarih. Kariyerinize size kalan bu tarihle devam etmek yerine global bir markayla devam ediyorsunuz. Bundan memnun musunuz? Ailenizin bu duruma yaklaşımı nasıl oldu?

Evet Hacı Sayid büyük ve yaklaşık 40 senelik bir marka. Ama artık insanların alışkanlıkları ve tüketim tercihleri değişiyor. Baklava artık insanların özel günlerde tükettiği bir ürün haline gelmeye başladı. O sektörde uzun gelecek veya büyüyebilecek bir alan görmediğim için daha yeni nesil ve günümüz tüketimine adapte bir sektörde yoluma devam etmek istiyorum. Bugün geldiğimiz nokta beni yanıltmadı, kahve sektöründe olmayı çevremle paylaştığımda, hayal kurduğumu ve başarısız olacağımı söyleyen çok oldu ama ben kendime inanmıştım.

80 MAĞAZA, 27 ŞEHİR

Alternatifleriniz içinde sizi farklı kılan neydi?

Hem ürün çeşitliliği hem de fiyatlandırmada A’dan Z’ye halkın bütününe hitap ediyoruz. İnsanların kendilerini şubelerimizde rahat etmelerini sağlıyoruz ve Türkiye’nin sadece büyük kentlerinde değil bütün bölgelerinde hizmet veriyoruz.

Türkiye kahve pazarını nasıl görüyorsunuz?

Daha çok bebek görüyorum. Çok kısa zamanda tüketimin daha fazla artacağını düşünüyorum hatta buna eminim.

Marka olarak Türkiye’de ne durumdasınız? Kaç ilde hizmet veriyorsunuz?

Şu an 80 mağaza ile 27 şehirde hizmet veriyoruz.

YENİ NESİL İYİ BİR KAHVE TÜKETİCİSİ

Türkiye’de kişi başına düşen kahve tüketimi dünya ortalamasına göre çok düşük bildiğim kadarıyla durum hala böyle mi?

Evet zaten 2012 yılında beni cezbeden şey buydu! Amerika ve Avrupa’da kişi başı tüketim yılda 7 bin gramken Türkiye’de bu oran 700 gramdı. Şu anda bin 300 gramlar civarında. Nüfusun da arttığını hesaba katarsak kişi başı düşen tüketim artacaktır. Türkiye’de genç nesil oranı yüksek ve yeni nesil çok iyi bir kahve tüketicisi olarak geliyor. Diğer ülkelerle tüketim oranımızın çok hızlı kapanacağını düşünüyorum.

En çok kahve sattığınız şehri merak ediyorum!

Tabii ki İstanbul…

2020’de planlarınız, hedefleriniz nelerdir?

100 şubeyle 32 şehirde olma hedefimiz var inşallah.

HER MARKA KENDİNE HAS

Türkiye pazarına gelen kahve kalitesi ne durumda dünya standartlarında mı? Sizin tercihiniz hangi kahve?

Tabii ki kahvenin kalitesi markanın ne kadar kaliteli kahve sunmak istemesiyle doğru orantılı. Sonuçta kahvenin çıktığı bölgeler belli. Kahve ‘Robusto’ ve ‘Arabica’ olarak ikiye ayrılır. Aralarındaki fark ise, ‘Arabica’ deniz seviyesinden 2250 metre yüksekte yetişen kahvelerdir. Arabica daha yağsız ve sert olur. Aynı zamanda ‘Robusto’nun iki katı kadar daha pahalıdır. Kime sorsanız yüzde 100 Arabica çekirdek kullandığını söyler ama bu çok gerçekçi değildir. Her markanın kendine özgü karışımı ve aroması vardır. Ben genelde Espresso veya Americano içerim. Sütlü ve şekerli kahve çok tüketmiyorum.

Kahve üzerine her şey sosyal medyada büyük ilgi görüyor, markanız için sosyal medya konusunda özel bir ekibiniz var mı?

Tabii ki. Sosyal medya artık dünyanın bir gerçeği ve ona ayak uydurmak zorundasınız.