Destanın adı ÇANAKKALE!!
Ödüllü Mektup Yarışması'nda Dereceye Giren Eserlerinden Sadece Biri...
Siz gökyüzüne hasret kırlangıçlar,
Bir destandınız ki ölürken ölümsüzleşen, destanını ete kazıyan… Benimse naçizane yazdıklarım bir utanç, bir mahcubiyet, bir ‘’Sizi unutmadık, unutmayacağız’’ çağrısı. Unutulmazdı bazı şeyler üzerinden bir değil bin asır geçse de. Bazı zaferler aldığı yaralarla büyüyordu. Tarih aktıkça tarihe sığmıyordu bazı yürekler. Benimkisi sadece bir yazıydı. Keder gözyaşlarının moruna boyanış bir destana, mürekkebi dağılmış bir yazı… Ziya Gökalp haklıydı: ‘’ Galiçya’da siperinde uyuyan bu nefere dikkatle bak ey şair! Şair odur, senin yazın hep nesir .’’ Biz genç bir nesildik, Çanakkale’yi yaşamaktan uzak. Dillendiremesek de anlamaya uğraşan. Evet, uyuyan bizdik, sizdiniz sezen ve duyan… Şair sizdiniz, sizdiniz çünkü kalemi uyurken de asla elinden düşmeyen…Giderken anaların ardından baktığı oğul! Seni gözledi, seni izledi. Yüzüne yel çarpsa yüreği ürperirdi. Ayağına taş değse bağrı Yanardı. Ama… Bugün git, derdi. Git! ‘’ Var git oğul var git! Ya gazi ol ya şehit’’ deyip kınalar yakarak uğurlamıştı sizleri. Vatana kurban olsun bu baş diye…Siz, analarının kınalı kuzuları!Ardınızda sallanan eller, her sallayışta tekrar tekrar dağlıyordu yürekleri. Sözün hükmü seferberliğin suskunluğu ortak çıkmıştı tüm kalplere… Biliyorum, içinizde hasret vardı. Kimin yoktu ki? Hasretle ‘’ah!’’ demeyecek yürek var mıydı ki? Hasret bir siper ötesinde, Ucuna yüreğini taktığın namluda, hasret bağırların ta içindeydi.Okul yerine cephelerde koşturmaktı belki de Çanakkale. Kalem tutacak ellerin silaha değerek ‘’geçilmez’’ yazdığı yerdi Çanakkale. Asıl olan Çanakkale’den mezun olmakmış. Çünkü burası dünyanın yenilmez zannedilen ordularının insanlık dersine tutulduğu en büyük okuldu.
Çanakkale her şeyin fazlasıydı. Aklın, mantığın, idrakin, yüreğin sınırlarıydı. Çanakkale de siz de asra, tarihe sığmazdınız. Üzerinde yaşadığımız emanet, koca bir vatanı taşıyoruz yüreklerimizde. Diğer nesillere de emanet kalacak olan bu bir var oluş emeliydi.
‘’ Değil mi cephemizin sinesinde iman bir
Sevilme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi sinede birdir vuran yürek… Yılmaz!
Cihan yıkılsa emin ol, bu cephe sarsılma.’’
Mehmet Akif ERSOY
Esma BEŞİKÇİ
Çorum Fen Lisesi - ÇORUM
Yenikapı Haber / ÖZEL- Fatma Nur Genç
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.