Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

- Bugün bu salonda tam 75 senedir vatan hasreti döken, göz yaşı döken Ahıskalı kardeşlerimiz var.

- Ders çıkarılmayan tarih tekerrür eder. 

- Köklerimizi, köklerimizle bağımızı güçlendiren ata yadigarı eserlerimizin yok olup gitmesine izin vermemeliyiz. Restorasyon çalışmasıyla gelecek kuşaklara aktarmalıyız. 

Bundan 75 yıl önce Ahıska'da insanlık tarihinin en utanç verici dönemlerinden biri yaşandı. 100 bine yakın Ahıska Türkü Stalin tarafından sürgün edildi. O dönemi bir Ahıskalı kadın şöyle anlatıyor; Henüz 10 yaşındaydım. Bir sabah annem alıp dedemlere götürdü. Herkes orada ağlaşıyordu. Meğer bizi süreceklermiş. Bizi köyden çıkarttılar. Savaştan sonra ana vatanımıza döneceğimize çoğunu inandırdılar. Hepimizi vagonlara koydular. Günde bize 1 kere yemek veriyorlardı. Su yok, tuvalet yok. Yanımıza aldığımız yiyeceklerle 1 ay hayatta kaldık. Bu hikaye binlerce Ahıskalı'nın yaşadıklarıdır. 20 bin Ahıska Türkü sürgün sırasında yurtlarından uzakta yaşıyor.

- Ahıska Türklerinin davalarına kör ve sağır kalıyorlar. Çünkü bunların insanı değerleri savunmak gibi bir dertleri yoktur. Nobel Barış Ödülünü Bosna Soykırımını reddeden bir faşiste vererek anlayışlarını göstermişlerdir. 10 binlerce Müslümanın kanını döken kişiyi övene Nobel ödülü verilmesi utanç vericidir. Bu bir rezalettir. Soykırım heveslilerini ödüllendirmek yeni soykırıma icazettir. Kirli ve kanlı siciline rağmen bu şahsı ödüllendirenler 25 yıl önce Bosna'da işlenen zulme ortak olmuşlardır.

- Irkçılığı övünen birinin ödüllendirilmesini asla kabul etmiyoruz. Nobel siyasileşmiştir.