'Coğrafyamızda Türkiye amiral gemisidir'
A+A-
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye'nin bölgesinde amiral gemisi olduğunu, bölgede yaşananların ikinci Sykes-Picot'un parçaları olduğunu vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İstanbul Dostluk Derneği tarafından düzenlenen, "Cumhurbaşkanlığı Sistemine Dostlarla Birlikte Evet" başlıklı toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin prangalarından kurtulup güçlü bir şekilde yürümesini istemeyenlerin, terör örgütleri vasıtasıyla ve ekonomik bazı operasyonlarla Türkiye'nin önüne geçmeye çalıştıklarını söyledi.
Türkiye'de yeni bir dönemin kapılarını açılacağını ifade eden Kurtulmuş, bu konuda herkesin üzerine düşeni fazlasıyla yapmasının önemine işaret etti.
Toplumda var olmayan herhangi bir meselenin gündeme dahi gelemeyeceğini ifade eden Kurtulmuş, Türkiye'de anayasa tartışmasının uzun yıllardır devam eden bir mesele olduğuna dikkati çekti.
12 Eylül anayasasının, kabul edildiği günün ertesi gününden itibaren tartışılmaya başlandığını anımsatan Kurtulmuş, bu anayasanın değiştirilmesi için daha önce de birtakım çalışmalar yapıldığını ve anayasa metninin 18 kez değişikliğe uğradığını anlattı.
Hiçbir şeyin çalışmadan, çabalamadan gerçekleşmeyeceğini dile getiren Kurtulmuş, anayasa değişikliğine neden ihtiyaç olduğuna dair açıklamalarda bulundu.
Kurtulmuş, "Türkiye'deki mevcut sistemin yanlışlıkları olmasaydı, belki biz bütün bu hedeflerimize 20-30 sene evvel ulaşabilirdik. Maalesef sistem, milletle idealleri arasında büyük bir mani oluşturmuş ve adımlarımızı vakti zamanında kuvvetli bir şekilde atmamıza engel olmuştur." ifadesini kullandı.
Mevcut sistemdeki problemlerin çözülmesi için sistem değişikliğine gidildiğini belirten Kurtulmuş, mevcut sistemin mahiyeti itibarıyla çatışmacı ve vesayetçi oluğunu, siyasi aktörler, kurum ve kuruluşlar ve zaman zaman toplumsal bir çatışmayı doğurmak üzere inşa edildiğini; güçler ayrılığı değil güçler çatışması ilkesi üzerine oturtulduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Cumhurbaşkanlığı sistemiyle yönetimde etkinlik, hızlı karar alabilme, kurumlar arasında uyum, siyasi aktörler arasında uyum ve daha yönetilebilir bir bürokratik mekanizmanın oluşması için inşallah bu değişikliği yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Türkiye'nin son 300 yıllık tarihinin en önemli noktalarından birisinden geçtiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"İçinde yaşadığımız için konunun ne kadar önemli olduğunu yeterince hissetmemiş olabiliriz ama inanın ki tarihi yazanlar, yaşadığımız dönemde yaşadıklarımızın ne büyük bir tarihsel süreç olduğunu, ne büyük bir oluş, hatta yeniden oluş dönemi olduğunu işaret edecekler, yazacaklar. Özellikle bizim coğrafyamızda, Türkiye'nin amiral gemisi olduğu bu coğrafyada yaşananlar çok açık bir şekilde ikinci Sykes-Picot'un parçalarıdır. Büyük oyunu görmeden, tek tek olayların ne manaya geldiğini anlamamız mümkün değildir. Büyük resmi anlamadan, büyük resmin tamamını, bütününü görmeden, kavramadan niçin 15 Temmuz darbe teşebbüsü oldu bunu anlamak mümkün değil. Niçin Cizre'de, Silopi'de, Hakkari'de, Sur'da PKK'lılar çukur kazdılar ve içine bomba koydular, bunun anlaşılması mümkün değil. Bu DEAŞ denilen eli kanlı örgüt nereden çıkarıldı, nasıl ortaya konuldu bunu anlamak mümkün değil. Haşdi Şabi'nin, PYD'nin ve diğer başka silahlı örgütlerin Ortadoğu'ya niçin musallat edildiğinin anlaşılması mümkün değil."
15 Temmuz'un, yüzlerce parçası olan 'puzzle'ın sadece bir parçası olduğunu söyleyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bakıyorum, 15 Temmuz'da FETÖ ve eşkıya çetelerinin Türkiye'ye karşı ihaneti var, doğru ama mesele sadece bundan ibaret değil. Musul'da yüzlerce senedir, belki bin seneyi aşkın bir süredir birbirleriyle dost ve kardeş olarak yaşayan Sünnilerin, Şiilerin, Türklerin, Arapların, Kürtlerin birbirine düşman edilmesi meselesi, yani sadece Musul operasyonu diye dünyaya gösterilen resim 'puzzle'ın sadece bir parçasıdır ama resmin tamamı değildir. Resmin tamamını bu salonda bulunanlar, bu coğrafyanın en iyi anlamış insanlarıdır. Resmin tamamı, ikinci Sykes-Picot ile bir asır evvel sınırlarını böldükleri bu coğrafyada insanların gönüllerini ve zihinlerini bölmektir. Sınırlarını bölüp Akçakale ile Tel Abyad'ı, Nusaybin ile Kamışlı'yı birbirinden ayırdılar ama Nusaybin ahalisiyle Kamışlı ahalisinin gönlünü birbirinden ayıramadılar. Şimdi istiyorlar ki bu ayırdıkları ülkelerin insanlarını Alevilik, Sünnilik, Şiilik üzerinden, Türklük, Kürtlük, Araplık, Farisilik üzerinden birbirinden ayırmaya çalışıyorlar."
Konuşmasında Varlık Fonu'na da değinen Kurtulmuş, Varlık Fonu'nun, Türkiye ekonomisinin dış saldırılara karşı korunmasını sağlamak ve bundan sonra yapılacak olan büyük projelerin desteklenmesini temin etmek için Türkiye ekonomisini güçlendirecek önemli araçlardan birisi olduğu değerlendirmesinde bulundu.
AA
Önceki ve Sonraki Haberler
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.