PİYASALAR

  • BIST 1009716.77-0.05%
  • ALTIN2427.694-0.04%
  • DOLAR32.570.15%
  • EURO35.0030.66%
  • STERLİN40.8050.89%
  1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Ceylan Özgül Adnan Oktar’ın bilinmeyenelerini anlattı
Ceylan Özgül Adnan Oktar’ın bilinmeyenelerini anlattı

Ceylan Özgül Adnan Oktar’ın bilinmeyenelerini anlattı

Bir süre önce Oktar’ın grubundan ayrılan Ceylan Özgül ve Adnan Oktar'ın grubunun eski iki numarası olan Fırat Develioğlu, Adnan Oktar ve grubunun perde arkasını anlattı.

A+A-

Fırat Develioğlu, “1986’da sıradan bir ailenin çocuğu olarak dini öğrenmek için bu gruba katıldım. Sonra 90’lı yıllara kadar böyle sürdü. Kızların elini bile sıkmıyorduk. 90’lardan sonra olaylar değişmeye başladı. İlk başta dinden başka bir şey yoktu kafamızda. 90’lı yıllardan sonra yapı değişti. Olayın suç örgütü yapısına doğru gittiğini gördükten sonra 1999’da bu yapıdan ayrıldım." diye konuştu.

“ADNAN OKTAR’IN MEHDİ OLDUĞUNA İNANIYORDUK”

Develioğlu, "Adnan Hoca’nın mehdi olduğuna inanıyorduk. Cihat ve zekat yöntemiyle gençler kandırılıyordu. Her şey dini bir mantığa oturtuluyordu." diye konuştu.

"BEN KURBAN TARAFTA BULUNDUM"

Oktar grubu hakkında bilgi veren Develioğlu, "Projeli cemaatler belli ikna metotları oluyor. Bunlar pek bildiğimiz konular değil. Ben orada kurban tarafta bulunduğum için...  Kuran'a davet, dine davet argümanları kullanılınca Türk insanının boynu kıldan incedir. Onlar da bunu kullandı. Mimar Sinan Üniversitesi'nden ağırlıklı insanlar vardı kurulduğunda. Görüş ayrılığına düştüler, ayrıldılar. Kuran'ı yorumlamada onlar ehli sünnet kaynaklar ile yorumlamayı savundu, Adnan Hoca'nın bu işine gelmedi. Önünü kesiyordu gibi görüyorum" diye konuştu.

"AKLINIZI LİDERE TESLİM EDİYORSUNUZ"

Develioğlu, "Sık dokulu örgütlerden 'ben ceketimi alıp çıkıyorum' diyemiyorsunuz. Bu FETÖ'de de böyle aklınızı lidere teslim ediyorsunuz, siz siz değilsiniz. Kendinizi koruyarak çıkıyorsunuz. Buna rağmen hedef oldum. Yapacak bir şey yoktu, örgüt suça gidiyordu. Tamamı bu konu ile haşır neşir olmuştur. Bunlar duyulmuştur. Onlar o nesil ile de kesilmiş şeyler. 100 bin kişi olmuş olması gerekir dedim. Yanımızda çok kişi olsun, güç odağı olalım. Bugün 230 kişi, 220 kişi var. Ben 'burayı büyüteyim değil, ben yaşayayım' görüyorum" dedi.

ÜNLÜLER

Develioğlu, "İlk dönemlerinde orası kapalı bir örgüt haline dönüşmemişken; 99’a kadar bazı ünlüler geldiler, gittiler. Meraktan 100 bin 200 bin kişi gelmiş gitmiştir." dedi.

ADNAN OKTAR’I KİMLER DESTEKLEDİ? OKTAR’I DESTEKLEYEN İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ VAR MI?

Develioğlu, "Kuruluş aşamasında yokum, kurulmuş haline geliyorum. Geriye dönüp baktığımda ve karşımızda FETÖ olunca, aynı zamanda aynı yollarla kurulmuş olması, ikisinin de mehdi ile taraflarını ateşlemiş olması, ikisinin de kaynaklarının kitaplara, hadislere, hadis olmayan hadis dedikleri kaynaklara dayandırıyor olması... İkisi de biri bir doz aşağı, biri bir doz yukarı. O havayı ben şu anda alıyorum. Bunlar mutlaka çıkacaktır zaten." dedi.

Oktar'ın grubundan ayrıldıktan sonra kendi hayatıyla ve işiyle ilgilendiğini söyleyen Develioğlu "Bu da kolay olmadı. Davanın ne şekilde sonuçlanacağını ben bilemem. Benim namusumla ilgili ithafta bulunulunca bunlara karşılık vermem gerek. Bunlardan şikayetçi oldum. Devletin ciddi vaziyette buna hazırlanmış olduğunu hissettim. Belli deliller toplanmış. Ben ayrıldıktan sonra eşim orada kaldı.  1991 yılında boşanmıştık. Ben ayrıldıktan sonra o orada kalmak istedi." diye konuştu.

CEYLAN ÖZGÜL: DİN KULLANLARAK VE HİLE İLE ORAYA ÇEKİLİYORLAR

Ceylan Özgül, "Ben 2006-2007'de girdim. Okullarda insanların toplu halde davet edildiği yapı benim zamanımda yoktu. 99 operasyonundan sonra kendisi tamamen yer altına girmişti, kendisi ile ilgili hiçbir şey yoktu. Onunla ilgili internete yazdığımda bazı şeyler görüyordum. İftira deniyordu, ben de ne yazık ki inanıyordum. Buradaki herkes teker teker dini kullanarak ve hile ile oraya çekilir. Bir kişi hedef oluyor. Bir kızı hedef aldığını görüyorsunuz." dedi.

Ceylan Özgül, "Çok fazla strateji var. İnsanların kazandırılma yöntemleri, o hile çok büyük." diye konuştu.

"ORADA HÜCRE SİSTEMİ VARDI"

Özgül, "Bir müridi ile tanıştım, 'Bir ağabeyim var seni oraya götüreceğim' dedi. Maaş yoktu. Ben üniversite öğrencisiydim, aynı zamanda çalışıyordum. Ben onlara yardım ediyordum. Çok idealist bir gençtim. Ailesini dinleyen bir genç değildim. Bunun esarete dönüşmesi birkaç yılı buluyor. O esaret sadece fiziksel bir esaret değil. Sizi kendi arkadaş çevresi ile sarıp dış dünya ile izole ediyorlar. Beyin yıkıyorlar. Çok fazla yeni arkadaşınız oluyor. Bu arkadaşlar size çok destek oluyor ve size karışmıyor. Çok yardımsever arkadaşlarınız oluyor kız erkek. Bu arkadaşlar ile çok daha fazla zaman geçiriyosunuz. Kendi fikirlerini size empoze ediyorlar. Onlarla birlikte yaşıyorsunuz, işinizden çıkıyorsunuz, aileniz ile bağınız kopuyor. Örgütten kaçış zamanı geldiğinde iki hikâyem var: İlk kaçışım 2013 yılında başarısız oldu. Orada hücre sistemi vardı. Kızlar yanında kimse olmadan dışarıya çıkamaz. Doktor kabininde bile yanınızda birisi var. Örgüte yakın doktorla da vardı, başka doktorlar da. 'Ben doktora gidiyorum' diye kaçmaya çalıştım ama yakalandım, kaçamadım" dedi.

"KAPALI KIYAFETLERLE DIŞARIYA ÇIKARDIK SONRA DAR KIYAFETLER GELDİ"

Özgül, "Biz yakası kapalı kıyafetle dışarıya çıkardık, sonra dar kıyafetler geldi. Adnan Oktar'ın Kuran'ı yorumlamasına tabii tutuluyorsunuz. Bu birçok dinde, hepsinin ayrı okulları vardır. Bunu okul haline getiriyor, sapkın bir okul. Bilgisayarınızda telefonunuzda takip ortamınız var. Kitap okuyorsunuz, almak istediğinizi alamıyorsunuz. İstiyorsunuz ama onlar isterlerse getiriyorlar" diye konuştu.

Özgül, "2013'teki kaçma girişimim başarısız olunca zorlu bir hayat başladı. Ajan, münafık ilan edildim. Ailem beni çok kez kurtarmaya çalıştı. Annem ben örgütteyken vefat etti. Beni çağırdıklarından bile haberim olmadı. Örgüt, 'Ceylan gelmek istemiyor' demiş." diye konuştu.

Özgül, " Prototip diye bir şey yok. Ekran önüne çıkarılan kadınlar az sayıda. İnternette görmediğiniz sağlık kontrolüne götürülenlere baktığınızda öyle olmadığını görüyorsunuz. Yayınlarda farklı makyaj uyguluyorlar, öyle görünüyor. Örgütte çok farklı  görünen insanlar da var. Pek de kedicik değil hepsi. Çok fazla örgüt evi var, sayısını bilmiyorum. Bunlar grup evleri... Hep ev değiştiriliyor. Ben Adnan Oktar'ın kaldığı merkez evde kalıyordum. Adnan Oktar'ın hangi işine yarayacağına göre hangi evde kalacağımız belli oluyor. Herkese görev veriliyor" dedi.

CİNSEL İSTİSMAR İDDİALARI 

-Dışarıdan bakılınca örgütün seks tarikatı gibi bir hali var. Sanki burada muazzam seks olayları varmış gibi bir algı oluşuyor. Bazı ifadelere baktığımızda cinsel ilişki sırasında kapılar açık tutulurdu, içeri giren çıkan olurdu, bunlar videoya alınırdı, bunlar izlenirdi. Bunların hepsi doğru mu?

Özgül, "Bu gruplardan 1-2'si örgüte bu şekilde (seksle) kazandırılmış. Cinsel istismar, örgütün kullandığı köleleştirme yöntemi. Size her türlü bilgi açıklanmıyor." dedi.

Adnan Oktar'ın geçmişi nedir, hangi aileden çıkmıştır, nereden gelmiştir?

Develioğlu, "Talebeleri vardır. Bazılarıyla 1 saat, 2 saat bazı talebeleriyle 14- 15 saat otururdu. Kurtuluş Lisesi'ni bitirdi. Güzel sanatlara girdi, orada da okumadı askerlikten kurtulmak için. Bir tahsili yok. Üniversiteyi askere gitmemek için araç olarak kullanmış. Ressam diyorlar. Mimar Sinan'a kayıt yaptırmış, ona da gitmemiş. " diye konuştu.

ADNAN OKTAR'IN CİNSEL HAYATI

Adnan Oktar'ın cinsel hayatıyla ilgili birçok şey söylendi, nedir bu?

Özgül, "Son zamanlardaki videolarında da göründüğü gibi ciddi bir sağlık sorunu var. Cinsel hayatına şahit olmadım. Adnan Oktar cinsellikle ilgili işlerin içinde çok fazla olmak istiyor ama olamıyor. Bu nedenle de farklı yöntemler kullanıyor diye anlıyorum. Müridleri ile dığer kızlar arasında var tabi. Çok ilgileniyor, olmayı çok istiyor ama olamıyor da. Benim sömürülmem cinsel değil beyin yoluyla oldu. " dedi.

Develioğlu, "Yargılanma ile ilgili çok şey çıkacaktır. Burada 31 suçlama yapılmış. Belki daha başka şikayetçilerle de çıkacaktır. Şikayetlerin türleri çok farklı.

Develioğlu, "İslam'ın sancaktarı olmuş milletiz biz. Diyanetimiz bu konulara el atacaktır. Alan taraf değilim hep veren tarafım, ailemin zenginliğini vermişim. Onlar başlamıştı. Hissediliyordu. İnsanı suça götüreceği açıkça belliydi." diye konuştu.

 

 

Habertürk

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.