Sonuçta, 'bize mahkum' deyip, 'vatanperverlik' konusunda kendilerini tek geçiyorlar!

Devletin ve vatanın tek sahibi olarak kendilerini görüyorlar!

***

15 Temmuz darbe ve iç işgal girişiminden sonra ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ve yayınlanan Kanun Hükmündeki Kararnameler (KHK) üzerinden bir söylem geliştirdiler.

İlk kez şu anda tutuklu olan HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş dillendirdi. Dedi ki, 'Mağdur üretiyorlar. Mağdurlar üzerinden halk ayaklanması ile götürülecekler.'

O sustu bir süre sonra bu kez CHP lideri Kılıçdaroğlu sadece İzmir'de 100 bin mağdurdan söz etti. Yetinmedi, her fırsatta 'sokak' çağrısı yaptı.

Sivil toplum adı altında örgütlenen CİA ve NATO aparatlarının sözcülerinden de hep aynı minvalde cümleler duyduk.

15 Temmuz darbe teşebbüsü ve iç işgal girişimini çıplak elleriyle durduran milletin gücünü bir şekliyle çatlatmak ve o milletin içinden çıkaracakları bir güç ile meşru iktidarı, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı devirmek niyetindelerdi. Hala da öyleler!

***

Bir grup daha var. FETÖ ile mücadelede mutlaka onlarla birlikte hareket edilmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyorlar.

Farklı medya kuruluşları üzerinden manipülasyon yapıyorlar. Etrafa korku salıyorlar.

Neredeyse her gün bir şekliyle, 'Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan' diye fısıldıyorlar, söylüyorlar, dillendiriyorlar, kuruyorlar.

Vatanperverliği ne hikmetse kimselere bırakmıyorlar. İttihatçılıkla övünüyorlar. Asker ve MİT içindeki unsurlarının gücünü abartarak söylüyorlar. Vatan kurtarmaktan dem vuruyorlar!

Sonra dönüp, 'Bizimle ittifak edilmediği sürece devrilecek' diye tehdit ediyorlar!

Ardından, 'halk hareketi' filan deyip duruyorlar.

***

15 Temmuz'dan hemen sonra daha 'Vatan nöbetleri' bitmemişken, özellikle TSK'daki tasfiyelerin yaşandığı günlerde ekranlarda boy gösteren emekli askerleri hatırladınız mı?

KHK'larla askeri okulların yapısının düzenlendiği dönemde kafa gösterip dolaylı yollardan tehdit ediyorlardı, hani.

'Avrasya ittifakı' cümlesiyle başlayan ve Türkiye'nin yönü konusunda keskin ifadeler kullananların bir kısmını da hatırladınız mı?

Şimdi yine kafa gösteriyorlar. Yürütmedeki çift başlılığı gideren yeni anayasa değişiklik paketinin halkın önüne geleceği bir dönemde?

Allah için içlerinde samimi olanlar var. Onlara sözüm yok.

Fakat, ne geçmiş müktesebatlarında ne de şu anki duruşlarında 'samimiyet' olmayanların 'vatan' ortak değeri üzerinden yeni sistemi eleştirmelerinin karşılığı yok!

'Cumhuriyet kazanımları heba ediliyor' söylerininse alt metninde yine tehdit var.

Devleti tapulu malları gibi gören İttihatçıların devamı niteliğindeler çünkü?

***

Türkiye, 15 Temmuz'dan sonra hem içeride hem dışarıda yeni ittifaklar kuruyor. Ve bu ittifaklarda dışarıda kalmış olmanın ihtirasını yaşıyorlar.

Yeniden muhatap alınmak istiyorlar ve her fırsatta kafa gösteriyorlar.

İçerideki en büyük ittifakı o karanlık geceyi sokaklara çıkarak pırıl pırıl aydınlığa çeviren millet kurmuştu.

Dışarıda ise Türkiye bekasına yönelen güçlere karşı yeni merkezlerle yol alıyor.

Anayasa değişiklik paketinin iki partinin ittifakıyla Meclis'ten geçtiğini ise söylememe bile gerek yok.

***

Sahi, bugün yeniden 'iktidar ortağı olmak' isteyenler.

Ey devleti babalarının tapulu malı gibi görenler.

Darbe gecesi neredeydiniz? Ve kaç şehidiniz, kaç gaziniz var?

Söyleyin de boyunuzun ölçüsünü görelim.

Yok öyle, fısıltıyla, tezviratla, alan açmak. Ya da her seferinde tehdit etmekle mevzi kazanmaya kalkışmak!

YENİ ŞAFAK