Betül TAT

Gençlik ve zaman vurgusu dolu fotoğrafların arasından başını açan hanım kızlarımızın hikayeleri düştü medyaya. İngiliz basın BBC baonı açanlarla söyleşi yaptı, zaten bir süredir de yapıyordu. Bazı gazeteler haber başlıklarını ‘Özgürleşen kadınlar’, ‘Başını açan kadınların yaşadığı toplumsal dayanışma’, ‘Başını açan kadınların mücadelesi’ diye vermeye başladı. Sonra hepimiz başını açan bir kalabalığın olduğuna inandık, inandırıldık. Hemen her gün etrafımızda birileri örtünürken ya da başörtüsünü çıkartırken, başörtülü ya da açık olarak yaşanan süreçler hayatın kendi ritmi içinde devam ederken Türkiye’de başını açan kadın gerçeğiyle yüzleşmemiz istendi. Ah şu başörtülü kadınlar! Hepsi baskı ve zulüm altındaydı. BBC sesimizi duymuş ve bizi kurtaracak ilk adımı atmıştı.

CANLARINI SIKIYORUZ

Son on yıldır başörtüsü ve başörtülü kadınlar toplumda yeterince itibarsızlaştırılıyordu zaten. Blogger, youtuberlar üzerinden verilen başörtülü imajı hepimizi üzüyordu. Birçok alanda yaşadığımız sıkıntılar, engellemeler yeni aşılmışken, öte yandan ‘Mağdur edebiyatı yapmayın’ diye parmak sallıyorlardı. Kafelerde oturan başörtülülerden, lüks arabalara binen başörtülülere uzanan bir nefret halkası oluşturulmak isteniyordu. Başörtülü akademisyen, doktor, yazar, siyasetçi, iş kadını onları memnun etmiyordu. Biz her ne kadar başörtüsünü ve normalliği savunursak savunalım, birileri iğne ucumuza marjinalliği takmak istiyordu. Tabii burada tesettürlülere hizmet veren sektörün suçu yok mu? Elbette var! Başörtülüler üzerinden yapılan tasarımlar ve reklam dili bile bizi ötekileştirmeye yetiyordu. Fakat son günlerde başlatılan baş açma kampanyasıyla anladık ki başımızdaki örtü kuş kadar bile olsa bunların canını fena halde sıkıyor. 

BAŞIMIZIN TACINI ÇIKARMAMIZI İSTİYORLAR

Kim ne derse desin başımızdaki örtü Allah’ın ayetini hatırlatıyor. Kadınlar ‘Ben Müslümanım!’ diyor. Tokyo’da, Londra’da, Berlin’de, İstanbul’da hep aynı tip kadını görmeyi tasarlayanlar, başörtülü kadınları denklemden çıkartmaya çalışıyor.

Aslında toplum olarak alışkınız. Daha önce de FETÖ, başörtüsü mücadelesinin en hızlı dönemlerinde hak ve hukuk mücadelesi içinde yer almak yerine “Başörtüsü füruattır” demiş ve bir gecede gencecik kızlara, kadınlara “Başınız açın!” emrini vermişti. O dönem üniversite hocaları FETÖ’cüleri ima ederek “Bakın onlar da başını açıyor, siz de açın ve okulu bitirin” öğütleri veriyordu. FETÖ; başörtüsüz, tesettürsüz bir Müslümanlık anlayışını hakim kılmak istiyordu. Anlaşılan onun eliyle başaramayanlar şimdi baş açma kampanyalarıyla Anadolu kadınının yüzyıllardır başının tacı ettiği örtüsünü çıkartmak istiyor.

İNSAN HAKLARINI İHLAL ETTİLER 

Başörtüsüne ‘Türban’ diyerek onu asılsız bırakmak istediler, siyasi simge diyerek yasaklamalara kılıf uydurdular, devletin ve rejimin güvenliğini tehdit ediyor diyerek devlet güvenlik mahkemelerinde yargıladılar, siyasileri ya da bürokratları eşleri başörtülü diye sistem dışına itmek istediler… Bizi okuldan attılar, önümüze türlü türlü engeller koydular, ‘Başörtülüler ve evcil hayvanlar giremez’ tabelaları hazırladılar, kampus girişlerinde ‘Abla aç başını’ diye başımızda beklediler, ikna odalarında yüz yılın insan hakları ihlallerine imza attılar… Yetti mi? Yetmemiş olacak ki şimdi de başörtüsü çıkartan kadınlardan kahraman devşirmeye çalışıyorlar.

Evet yıllar içinde başörtümüzün şekli ve başörtülülerin hali bir çok erozyona uğradı. Fakat başörtüsü Allah’ın emri ve biz bu emri yerine yetirdiğimiz için çok mutluyuz. Başımızdaki örtü başımızın tacı! İsteyen başını örter, isteyen başını açar. Hiç kimseyi başını açtı diye ötekileştirecek de değiliz. BBC ve türevleri unutmasın ki proje kadınlarla Türkiye’de at oynatamıyorlar. Hele başörtü konusunda asla! 

BAŞARAMAYACAKSIN BBC

Sabun köpüğü kadar değeri olmayan haberlerle üçüncü dünya ülkelerini karıştırmaya alışmışlar, bizde de aynı testleri uyguluyorlar. Yapamazsın BBC! Biz kadınları başörtülü ve başı açık diye ayırmıyoruz. Toplumsal hayatta insani değerler üzerinden yol alıyoruz.

Soracak olursan, başörtülüyüz ve çok mutluyuz. Başı açık olanlar da mutlu. Şimdi sen kendi bahçende başka projeler ve hikayeler üzerinden oyalanan. Türkiye’deki kadınların hayatı da hayalleri de sizi aşar. 

Turuncu Dergi / Özel