PİYASALAR

  • BIST 1009079.970%
  • ALTIN2323.9450.74%
  • DOLAR32.3560.1%
  • EURO34.923-0.43%
  • STERLİN40.883-0.5%
  1. HABERLER

  2. 28 Şubat'ı hatırlatan manşeti Hürriyet atarsa?
28 Şubat'ı hatırlatan manşeti Hürriyet atarsa?

28 Şubat'ı hatırlatan manşeti Hürriyet atarsa?

A+A-
İki gün sonra o karanlık dönemin, 28 Şubat'ın yıl dönümü. 28 Şubat 1997'te Milli Güvenlik Kurulu (MGK) olağan üstü toplanmış ve Refah-Yol Hükümeti'nin gayrimeşru yollarla alaşağı edilmesinin alt yapısı hazırlanmıştı.
"1000 yıl sürecek" denen 28 Şubat sürecinde "İrtica" bahanesiyle milletin dini değerleri aşağılanmış, meşru hükümet düşürülmüştü.
28 Şubat sürecinde, askeri vesayetin en büyük destekçisi FETÖ ve medyaydı. Özellikle Aydın Doğan medyasının yaptıklarını ne arşiv, ne tarih ne millet unutmadı? Biz de!
18 Nisan 1997 yılında Hürriyet gazetesi Fetullah Gülen'in ağızından "Beceremediniz artık bırakın" manşetini attı, mesela?
Yine, Fadime Şahin gibi sonradan kime neye hizmet ettiği anlaşılan "ağlak kadın"ın Uğur Dündar'ın karşısına hangi televizyonda çıktığını da hatırlayın? Müslüm Gündüz'ü ekranda "teke tek" konuk edenleri de bir zahmet.
Özetin özeti, 28 Şubat'ın aktörlerinin en büyük destekçisi dönemin merkez medyasıydı. Yani Aydın Doğan ve Dinç Bilgin. Dinç Bilgin, medyadan çekildi. Hatta o döneme ait, önemli ifşaatlarda da bulundu.
Aydın Doğan ise hala medyada var ve hala her fırsatta meşru iktidara, sivil siyasete karşı operasyon çekiyor, operasyon çekenlere hizmet ediyor!

HULUSİ PAŞA MI "KARARGAH" MI RAHATSIZ

"Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü" demedim ama, "Bu iş Hürriyet'e manşet olmuşsa demek ki kulağıma gelen bir takım bilgi ve iddiaların bir karşılığı var" dedim.
Konumuz dünkü Hürriyet'in "7 ELEŞTİRİYE 7 YANIT" manşeti. Aslında o da değil!
Konumuz, Hürriyet üzerinden askerin içindeki bazı unsurların, sivil siyasete yönelik hamlesi!
***
Önce biraz hafıza tazelemek gerek.
15 Temmuz darbe ve iç işgal girişimi FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde yuvalanmış elemanları üzerinden gerçekleştirilmek istendi. Hatta Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar bizzat kendi emir subayı tarafından rehin alındı.
O meşum hadise atlatıldıktan sonra öğrendik ki "TSK'nın subaylarının neredeyse yüzde 80'i FETÖ'cü"ymüş.
***
15 Temmuz sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ve akabinde yayınlanan Kanun Hükmündeki Kararnameler (KHK) ile büyük bir temizlik başladı. Özellikle TSK içinde.
Bu arada, askeri okullarla ilgili yeni düzenlemeler? Kurulan Milli Savunma Üniversitesi çatısı altında yeniden yapılanma? Anlaşılıyor ki "TSK içindeki bir takım odaklar"ı oldukça rahatsız etmiş.
Oysa 15 Temmuz'dan sonra bünyesindeki "ur"un en azından büyük bir bölümünü söküp atan TSK daha güçlü hale gelmişti. Fırat Kalkanı Operasyonu'nun başarısı bunun göstergesi? Hele ki El Bab zaferi TSK için övünç kaynağı olmalı.
Ama yok, birileri "hevesimizi kursağımıza tıkmayı" kafasına koymuşmuş mu ne?

YENİKAPI'DA SELAMLANAN MİLLETİN TALEBİ KİMİ RAHATSIZ EDER?

7 Ağustos Yenikapı Mitingi'nde 5 milyon insanı selamlayanlardan biri de Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'dı.
Akar, o günden sonra her fırsatta milletin dini değerleriyle ters düşmediğini gösterir fotoğraflar verdi. En son hatırlayacaksınız Cumhurbaşkanımız'ın Körfez seyahatine katıldı. Medine'de Hazreti Peygamberimiz'in huzurunda Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile birlikte namaz kılarken görüntüleri yansıdı.
-Hakan Fidan demişken? Yine güvenlik bürokrasisinin bu iki önemli ismini geçenlerde, şair, münevver "7 Güzel Adam"dan biri olan Nuri Pakdil'in evinde görmüştük. Hiç programlarında yokken Pakdil'i ziyaret etmişler ve o ziyaretten samimi fotoğraflar görmüştük.-
Neyse devam edelim.
Hulusi Paşa, milletin dini değerleriyle barışık bir asker profili çiziyor. Çiziyor çizmesine de, alt kadrolarını tutabiliyor mu bundan tam emin değiliz.
Çünkü Hürriyet gazetesi 25 Şubat 2017 nüshasında manşetten, Hulusi Paşa'nın resmini basıp, "7 ELEŞTİRİYE 7 YANIT" başlığı attı.
Tıpkı 28 Şubat sürecinde yaptığı gibi.

İlk spota da, "TSK'DA BAŞÖRTÜSÜNÜN SERBEST BIRAKILMASI" başlığı koyup, "TSK'da başörtüsü yasağını Milli Savunma Bakanlığı kaldırdı. Edinilen bilgiye göre, Karargah'ın görüşü alınmadı. 'Düzenlemede Genelkurmay'ın dahli yok" diye yazdı.
(Yasağın kaldırılma kararının altında imzası bulunan Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ı tebrik ediyorum o halde?)
Hoppala..!
Hürriyet'in yaptığı tam da, "Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü" dedirtecek türden.
Anlaşılan o ki, sivil siyasetin özellikle 15 Temmuz darbe ve iç işgal girişiminden sonra TSK'nın, Genelkurmay'ın, kuvvet komutanlıklarının yapısına ilişkin düzenlemesi asker içindeki birilerini rahatsız etmiş.
Dahası ve dikkat çekici olanı sivil iktidarın, milletin taleplerini TSK içinde de yerine getirmek maksadıyla yaptığı icraatlar asker içindeki bir takım unsurları tedirgin etmiş. Hürriyet'in iddiasına göre Hulusi Paşa'yı bile!
Örneğin, son düzenlemeyle artık kadın askeri personel için başörtüsü serbest hale getirildi. Yine, her türlü lise mezununun subay olmasının önü açıldı. 28 Şubat'ın en ağır yasaklarından biri olan orduevlerine ve sosyal tesislere girişteki başörtüsü yasağı kaldırıldı. (Hatırlayın, başörtülü bir anne asker oğlunun düğününe katılamıyordu bir zamanlar?)

ASKERİ KİM MİNDERE ÇEKİYOR?

Benim Hürriyet'in manşetinden çıkardığım iki husus var. Bunlardan biri 28 Şubat'ın "ismi gizli tutulan" karanlık generalleri gibi birileri bugün TSK ve Genelkurmay içinden "rahatsızlık" ve "cevap" içerikli açıklamalar yapıyor.
Açıkçası, bu gizli öznenin ortaya çıkarılması için Hulusi Akar'ın talimatıyla bir idari soruşturmanın açılmasını beklemek hakkımız.
İkincisi, Hulusi Paşa'ya yönelik gibi gösterilen eleştirilere, Hulusi Paşa'nın ağızından değil ama "Karargah" ağızıyla açıklama yapılması?
İlginç geldi bana!
Dahası kim bu karargah ya hu?
Ordudaki demokratikleşme kimi rahatsız eder
O halde Hürriyet'in dilini ben de devam ettireyim mi?
"Ankara'daki güvenilir kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Hulusi Akar değilse bile bir takım karargah personeli ve TSK içindeki bazıları, sivil siyasetin aldığı kararlardan rahatsız. Özellikle Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ı hedefe koyan, yaftalayan bir takım haber ve yorumlarla Hürriyet'in manşetinin arkasındaki güç aynı.
Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgilere göre asker, sivillerin inisiyatif almasından rahatsız ve bu rahatsızlıklarını Hürriyet'i kullanarak dile getiriyor.
Yine güvenilir kaynaklardan edinilen bilgilere göre, TSK içinde hala 'darbe heveslisi' odaklar var!
Ancak darbeyi emir komuta zinciri içinde yapma arzuları kursaklarında kaldı."
Hürriyet'in "Karargah"ı ile Genelkurmay Karargahı aynı yer mi bilmiyoruz, ama şunu biliyoruz, millete hesap veren sivil siyasetin TSK'ya yönelik düzenlemeleri milletten takdir toplamıştır.
Hulusi Paşa'nın milletin dini değerleriyle örtüşen profili milletten takdir toplamıştır.
Hulusi Paşa'nın şahsında TSK'nın 15 Temmuz'dan sonra itibarını yeniden kazanmasında kimlerin emeği olduğunu bilmeyen yoktur. Ve Türkiye'de darbecilere karşı yüksek bir reaksiyon artık dipdiridir..!

***
Kör şeytan nereden aklıma getirdiyse?. Sahi darbeyi önceden bilen "karanlık" Amerikalı Michael Rubin, Feto'nun iadesiyle ilgili durduk yerde şu cümleyi niye kurmuş olabilir: "Trump, sadece Gülen'e değil, aynı zamanda tek suçu NATO'ya hizmet etmek olan yüzlerce subayın da ölüm emrini vermiş olacak."
Okuyucuya Not: Yukarıda "Ankara'daki güvenilir kaynaklar?." diye başlayan tırnak içindeki metin tamamen kurgudur, aslı astarı yoktur. Hürriyet'in de haberinin sonuna böyle bir not düşmesini beklerdik.
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.