PİYASALAR

  • BIST 1009256.820.78%
  • ALTIN2947.706-0.74%
  • DOLAR34.354-0.08%
  • EURO36.711-0.34%
  • STERLİN44.308-0.26%
  1. HABERLER

  2. '28 Şubat sürecinde bir neslin yüzde 20-30'u kayboldu'
'28 Şubat sürecinde bir neslin yüzde 20-30'u kayboldu'

'28 Şubat sürecinde bir neslin yüzde 20-30'u kayboldu'

A+A-

MÜSİAD'ın 28 Şubat sürecindeki Başkanı Yarar, ambargo, korkutma, dışlama sonucu 28 Şubat sürecinde bir neslin yüzde 20-30'u kayboldu, diye konuştu.


Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) 28 Şubat sürecindeki Başkanı Erol Yarar, ambargo, sorgulama, dışlama ve adeta hapis ile korkutma sonucu 28 Şubat sürecinin büyük bir baskı alanı oluşturduğunu belirterek, "Bunlar Türkiye'nin birçok tohumunu, müteşebbis ruhunu ortadan kaldırdılar. Belki de bir neslin yüzde 20-30'u kayboldu." dedi.

Yarar, 28 Şubat sürecinin "yeşil sermaye" kavramının üretildiği bir süreç olduğunu, MÜSİAD'ın, ortaya koyduğu başarı ve Anadolu sermayesini bir araya getirmesinin belli "tekelci sermaye"yi rahatsız ettiğini söyledi.

Söz konusu dönemde MÜSİAD üyelerinin yüzde 20 azaldığının anımsatılması ve yeniden üye olmak isteyenlerin olup olmadığı şeklindeki soru üzerine Yarar, ayrılıp yeniden gelmek isteyenleri almadıklarını söyledi.

Yarar, "Bu iş bir imtihandır, insanları zor zamanlarda tanırsınız. MÜSİAD'ın yükseldiği süreçlerde çok büyük talepler oldu. 28 Şubat sürecine gelince, gemiyi önce fareler terk eder misali bazı farelerin kaçıştığını gördük. Biz hayatı bir imtihan olarak gördüğümüz için onları bu imtihanı kaybeden olarak gördük. MÜSİAD bünyesinde yüzde 80 gibi bir çoğunluk kaldı. Hatta o süreçte üye olanlar bile oldu. O süreçte MÜSİAD üyeliğinden ayrılanların yarısı kadar yeni üye aldık." ifadelerini kullandı.

Yarar, 15 Temmuz sürecini hazırlayanların oportünist olduğunu, her ortamı kendi lehlerine çevirmeyi bilen bir grup olduğunu aktararak, "Daima güçle iş birliği yapmak, ortaya çıkan durumu lehlerine çevirmek... İlkesizliği, omurgasızlığı kendinize ilke edinmişseniz o zaman herkesle iş birliği yapabilirsiniz. Başörtüsündeki, sanayideki, siyasetteki duruşlarından, takiyeciliklerinden, 'siyasete müdahale etmiyoruz' deyip işlerine geldiğinde kendi fikirlerine en ters olanları bile desteklemekten çekinmeyen ilkesiz duruş onların temel sıfatıdır. Bir 10 sene geçtiğinde o oportünist tavır kendini alttan getirdiği tavrı üstlere çıkarmayı temin etti. Ondan sonra proaktif politikaya geçtiler. PKK nasıl Abdullah Öcalan gibi birinin organize edemeyeceği çapta bir örgütse, bunların örgütü de dış destekli olduğu için uluslararası teşkilatın Türkiye organizasyonu olarak görmekte fayda var." değerlendirmesinde bulundu. 

Yarar,"Gerçek kahramanlar bu milletin içinde" 15-20 senedir onları tanıdığımız için her zeminde onların güvenilmeyeceğini, takiyeci olduğunu, oportünist olduğunu ifade ediyorduk ama bu örgütsel boyutunu kimse tahmin edemiyordu. İnsanlarına kurşun sıkacak kadar, ölüm emri verecek kadar cürretkar, kendi din kardeşini öldürecek boyuta getirecek kişiliği Türk halkının zihni almaz. Biz böyle insanı hayal edemeyiz ve haliyle tedbir de alamayız." ifadelerini kullandı. "

AA
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.