PİYASALAR

  • BIST 10010218.58-0.49%
  • ALTIN2444.5870%
  • DOLAR32.1930%
  • EURO34.7880%
  • STERLİN40.260%
  1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. 15 Temmuz Şehidi Demet Sezen'in annesi Zeynep Köşker: Yavrumu tabuta ellerimle koydum, bayrağı çektim
15 Temmuz Şehidi Demet Sezen'in annesi Zeynep Köşker: Yavrumu tabuta ellerimle koydum, bayrağı çektim

15 Temmuz Şehidi Demet Sezen'in annesi Zeynep Köşker: Yavrumu tabuta ellerimle koydum, bayrağı çektim

A+A-

15 Temmuz darbe girişimi gecesinin kahramanlarından Özel Harekat Polisi Demet Sezen'i FETÖ'cü hainler Hüseyin bebeğinden, annesinden, ailesinden ayırdı. O kara gece oğulu annesiz, anneyi ise evlatsız bıraktı. Gözü yaşlı anne Zeynep hanımı Anneler günü vesilesi ile ziyaret ettik.


15 Temmuz darbe girişimi gecesinin kahramanlarından Özel Harekat Polisi Demet Sezen'i FETÖ'cü hainler Hüseyin bebeğinden, annesinden, ailesinden ayırdı. O kara gece oğulu annesiz, anneyi ise evlatsız bıraktı. Gözü yaşlı anne Zeynep hanımı Anneler günü vesilesi ile ziyaret ettik. Özel Harekat Polisi Şehit Demet Sezen'in hayatını, şehadetini annesinden dinledik. Zeynep anne anlattıkça gözümüzden, özümüzden yaşlar süzüldü. İşte kahraman şehidimiz Demet Sezen'in  şehadete yürüyen hikayesi.

Zeynep hanım, öncelikle başınız sağolsun. Acınız büyük. Allah sabırlar versin, Peygamber Efendimize (sas.) komşu eylesin inşaallah. Şehidimiz Demet'ten biraz bahseder misiniz? Nasıl bir çocuktu?

Azimli, çalışkan bir çocuktu Demet. İlkokulu, ortaokulu takdirle geçti, süper lisede okudu. Liseden sonra Karadeniz Teknik Üniversitesi'ni kazandı, babası 'kızım, dört yıl okuyacaksın, sonra gelip iş arayacaksın. Mesleğe polis olarak kısa yoldan başla.' dedi. Polis okulundan önce yedi yıl Devlet Demiryolları'nda voleybol oynadı, sporcu yönü de vardı. Elini değdirmediği hiçbir iş kalmadı. Polis okulunu 2 bin kişinin içinden 17. olarak kazandı. Yine Trabzon'u kazandı ama bu sefer polis okulunu. Okulunu birincilik derecesiyle bitirdi, hem okulunu okudu hem açık öğretimi bitirdi aynı yıl. Çevik Kuvvet'te 70 kişiye üniversite okutturdu, onları üniversiteli yaptı. Kışın nöbetlerinde Çevik Kuvvet polislerine boğazlık örerdi. Çevik Kuvvet'te 5 yıl kaldıktan sonra Özel Harekat'a karar verdi, bir de baktık ki Özel Harekat'ı kazanmış. Ben anne olarak çocuklarım çocukken düşecek de elleri dizleri yaralanacak diye korkardım, Özel Harekat'a başladığında elleri, dizleri yara bereden kurtulmuyordu. 9 ay staj gördü, 5 sene orada görev yaptı. Batman'da görev yaptığında da PKK ile çatıştı. Abisinin tayini Erzurum'a çıkınca dilekçe verip Ankara'ya geldi beni yalnız bırakmamak için. Eşi Hakan da komiserdi, istifasını verdi, Ankara'ya geldiler. Kardeşi Ümit ile Demet çok yakındı, sırlarını birbirlerine anlatırlardı. Oyun oynarlardı, şakalaşırlardı. Çocukken de bu böyleydi, gençliklerinde de.

En son ne zaman konuştunuz? Darbe teşebbüsünün yaşandığı o gece yani 15 Temmuz gecesi ne oldu?

Gündüz göreve gitti. Şehitlerden sorumlu olunca Beypazarı'ndan telefon gelmiş, bir şehit çocuğunun sıkıntısı varmış okuluyla ilgili, gerekli görüşmeleri yapıp onu halletmiş kızım. O gün de bir şehit ailesinin derdine derman oldu yani. Demet'in kardeşi Ümit, Hakkari Yüksekova'da astsubay. Demet'i de Ümit'i de her gün defalarca ararım, o akşam da telefonda görüştük. Akşam 22.30'da Demet'e telefon gelmiş görev başına gelin diye. Evindeymiş o sırada, hemen hazırlanıp, oğlu Hüseyin Alp'e sarılıp çıkmış. Hüseyin Alp'i eşi Hakan'a emanet edip gidiyor. O esnada abisi Demet'i aramış, Gölbaşı'nda bulunan Özel Harekat'ın bombalandığını duymuş. Demet de 'abi, ben de göreve gidiyorum' diyerek telefonu kapatmış. Meclis'in bombalandığı haberi gelince oraya yönlendiriliyorlar. Daha Özel Harekat'tan ayrılmalarına kalmadan ikinci bomba düşüyor. 

15 Temmuz'u 16'sına bağlayan gece millet sokaklarda, bağırışlar çağırışlar geliyor, herkes eline bayrağı almış sokaklarda. Ben de 'bir takım maç kazanmış, taraftarı onun için kutlama yapıyor' sandım. Hasta olduğumdan ilaç almıştım, sersem gibiydim. Oğlum Ümit ile telefonda görüştüm, 'oğlum nasılsın, ne yapıyorsun' diye. 'Anne, ben Ankara'ya geliyorum' dedi. 'Ne oldu oğlum bir durum mu var, Demet'ime bir şey mi oldu?' dedim, 'anne sorma, gelince konuşuruz' dedi. Demet'i aradım, ulaşamadım. Ümit'i tekrar aradım, 'oğlum, Demet'e ulaşamıyorum' diye. Ümit'i aramışlar, 'kardeşin şehit oldu' diye. Ümit, Hakan'ı arıyor, 'kardeşim şehit olmuş, ben gelene kadar eşini bul' diye. Gece 02.00'de hastanelerde Demet'imi aradım ama bulamadım, 'acaba yavrum yaralı mı?' dedim. 3 gün sonra yavrumu buldum, tabutuna ellerimle koydum, bayrağını çektim. 




Şehit aileleri ile ilgileniyormuş Demet. Size işinden, onlarla iletişiminden bahseder miydi? 

 'Anne, Allah şehit ailelerine sabır versin, çok zor' derdi. 'Kızım sana hakkımı helal ediyorum, onların ciğeri yanıyor, onlarla ilgilen' derdim. Bir gün kızımla bir şehit ailesini ziyarete gittik, onları tek tek teselli etti, 'üzülmeyin, en güzel mertebe bu' dedi ve bunu bize gösterdi. Çoğu zaman böyle durumlarda ailenin yanında kalıyordu, bazen de gece yarısından sonra eve geliyordu. Zaten zor bir meslek olan polisliğin özelde de zor olan bir kısmını yaptı, haberlerini verdi, şehit ailelerini teselli etti, onların acısını paylaştı.

Bir bayram arifesi geldiler ziyaretime. Bir ihtiyacımın olup olmadığını sordu. Ben de, 'benim ihtiyacım sizin iyiliğiniz' dedim. Bir-iki saat kadar oturduk, diğer akrabalarını ziyaret etmek için gittiler, yarın yine geldi. 'Anne, şehitlerin ailelerini ziyaret ediyorum hep, ben de şehit olursam sen ne yaparsın?' dedi. Kızdım, 'kızım böyle şeyleri aklından geçirme, küçük çocuğun var' dedim, 'babası bakar Hüseyin Alp'e dedi. Anne sen de göreceksin, ben öyle bir şehit olacağım ki haberimi 3 gün sonra alacaksın, önce abim duyacak dedi. Ümit ile Demet anlaşmışlar, biri şehit olunca ilk haber diğerine gidecek, ben sonra duyacağım.

Demet'imin ziyaret ettiği, teselliye gittiği şehit anneleri, Demet'i hiç unutamayacaklarını söylüyorlar. 
Görev yaptığı her yerdeki insanlar 'Demet çok iyiydi, yardımseverdi' diyor. Bir kişi de çıkıp şu kötülüğünü gördüm demezdi. Gittiği yerlerde insanların derdine koşmuş. Ankara'da doğdu, Ankara'da can verdi. Gölbaşı'nda şehit cenazesine gitmiştik, 'Demet'imin şehit olduğu yere beni götürün de toprağını koklayayım' dedim. Komiserler tuttu, beni bir yere götürdü, kar da vardı. 'Hadi anne üşüme' dediler. Biraz kaldım orada, sonra  camiye girdik, Kuran okurken uyudum mu bilmiyorum, 'anne, seni benim şehit olduğum yere getirmediler', başka bir yeri göstererek 'burada şehit oldum' dedi Demet'im. Beni götürdü oraya, eliyle toprağın yüzeyini kat kat açtı, şehit abilerimiz de burada dedi. Bütün şehitler toprağın altından kafalarını çıkarıp baktı. O sıra uyandım, beni yanlış yere götürmüşsünüz, Demet'im şu kapının önünde şehit olmuş, dedim. Komiser, 'orada kar vardı, dayanamazsın diye seni oraya götürmedik' dedi. Şehitlerimiz hem özel, hem güzel. 

Demet özel harekat polisi olmaya nasıl karar verdi? Zor bir meslek seçmiş, siz anne olarak kızınızın bu tercihini nasıl karşıladınız? 

Bir şeyi kafasına koyup, 'yaparım' dedikten sonra yapardı. Özel Harekat'a girmesi de öyle oldu. Kızımla onur duydum. Bayrağını indirtmedi, ezanını dindirtmedi, göğsünü gere gere şehit oldu.  Ayağını uzatıp evinin içine saklanmadı. Evinde saklananlara şöyle dedim, 'siz saklandınız, benim kızım yiğitmiş'. Çok gurur duydum kızımla. 

Demet şehit olmadan önce  televizyonda bir şehit haberi duyduğunuzda ne hissederdiniz? 

Şehit haberlerini gördükçe şimdi yine, 'al bayrak allanıyor, göklerde sallanıyor, her şehidi duydukça, ciğerim korlanıyor' diyorum. Demet'im şehit olmadan da böyle hissediyorum, şehadetinden sonra bunu tattım.




Şimdi bu anneler gününde Hüseyin annesiz, siz evlatsız. Demet yanınızda olsa ne söylemek isterdiniz? 

Huzurlu, sağlıklı, mutlu Anneler Günü dilerim. Geçen yıllarda Anneler Günü'nde bana bir mutfak eşyası almıştı, açmadım, paketiyle duruyor.

Şehit annesi olmak nasıl bir duygu? Neler hissediyorsunuz? 

Aylardır dünya bana karanlık geliyor, evden dışarı çıkmıyorum, Demet'im gelir de evde bulamaz diye. Demet'ime uzun görev vermişler, gelemedi. Ama onur duyuyorum, gurur duyuyorum kızımla. 

Bu röportajı kabul edip, evinizin ve gönlünüzün kapılarını açtığınız için çok teşekkür ederiz. 

Sümeyye Soylu/ Yenikapı Haber
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum