PİYASALAR

  • BIST 10010276.880.67%
  • ALTIN2390.3670.03%
  • DOLAR32.335-0.05%
  • EURO34.7430.01%
  • STERLİN40.513-0.01%
  1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Güvenlik görevlisine bırakılan tebligat geçerli sayılır mı?
Güvenlik görevlisine bırakılan tebligat geçerli sayılır mı?

Güvenlik görevlisine bırakılan tebligat geçerli sayılır mı?

Güvenlik Görevlisine Bırakılan Tebligat Usulsüz Olur mu?

A+A-

Herhangi bir tebligat işlemi ile karşılaşılacağı zaman kişinin adreste bulunmaması halinde bazı sıkıntılarla karşılaşılmaktadır. Tebligat Kanunu adreste olmadığı zaman komşuya ya da yöneticiyi bilgilendirilerek muhtara bırakılan tebliği de geçerli saymakta. Ancak uygulamada bazen tebligat görevlileri ya da postacıların tebligatları site güvenlik görevlilerine bıraktığı görülmekte. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi bu konuda emsal bir karar verdi.

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi güvenlik görevlisine yapılan tebligatı usulsüz tebliğ saydı. Kararın gerekçesinde özetle,

'Tebligat Kanunu uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde tebliğ yapılacak kişi adreste bulunmazsa, adreste bulunmama nedeni araştırılarak komşu, kapıcı veya yönetici beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun mutlaka adı ve soyadının ve komşu olduğunun belirtilmesi ayrıca imzasının alınması ya da imzadan kaçınması halinde bu durumunda tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur.' ifadesine dayandı.

İçtihat Metni:

T.C.
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2017/4438
KARAR NO: 2017/6687
KARAR TARİHİ: 21.9.2017

>USULSÜZ TEBLİGAT--MUHATABIN O AN İÇİN ADRESİNDE BULUNMAMASI NEDENİ İLE "SİTE GÜVENLİK GÖREVLİSİNE HABER VERİLİP, MUHTARA BIRAKILMASI" ŞEKLİNDE TEBLİGAT USULE AYKIRIDIR. GÜVENLİK GÖREVLİSİ YASADA SAYILAN YÖNETİCİ, KOMŞU VE KAPICI DIŞINDADIR.

KARAR

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının kat maliki olduğu numaralı bağımsız bölüme dair tahakkuk eden aidat bedelleri ve Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca uygulanan gecikme tazminatı ile davalının bağımsız bölümüne dair yüklenici . tarafından davalı adına yapılan enerji abonmanlık güvence bedelinin davalı/borçlu tarafından ödenmemesi üzerine davalı aleyhine 2013/7955 Sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının haksız yere söz konusu takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamı ve % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir.

Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkının, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir.

Tebligat Kanununun 21. ve Tebligat Tüzüğünün 28. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeni araştırılarak komşu, kapıcı veya yönetici beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun mutlaka adı ve soyadının ve komşu olduğunun belirtilmesi ayrıca imzasının alınması ya da imzadan imtina durumunda tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur.

Davalının usulüne uygun olarak duruşmalara davet edilmesi hukuki dinlenilme hakkının zorunlu bir sonucu olup, aksi hâl savunma hakkının kısıtlanmasına neden olur. Bir başka anlatımla, mahkeme davalıyı savunma hakkı tanımak amacıyla usulüne uygun olarak cevap vermeye ve duruşmalara katılmaya davet etmedikçe yargılamaya devam edip hükmünü veremez.

Hal böyle olunca; davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların gösterecekleri delillerin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken usulsüz tebligat ile yetinilip yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istenmesi halinde iadesine 21/09/2017 günü oy birliği ile karar verildi.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.