Ali Koç'tan Aziz Yıldırım' sert sözler
2 gün sürecek olan Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı'nın ilk gününde Aziz Yıldırım'ın terk etmesiyle ortalığın gerildiği Ülker Arena'da konuşan Ali Koç, Yıldırım'a bu konuda son kez seslendiğini söyleyerek kendisini televizyona davet etti. Koç, "Size 'iyi ki Ali Başkan ile devam ettik' dedirteceğim!" dedi.
Fenerbahçe Spor Kulübü'ndeki seçim yarışı yaşanan gerginlikler ve konuşmalarla gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Ali Koç, Divan Başkanı oylamasının ardından haksızlığa uğradıklarını ve demokratik bir ortam olmadığını söyleyerek Ülker Arena'yı terk eden Aziz Yıldırım'a çağrıda bulundu.
Son kez bu çağrıda bulunduğunun altını çizen Ali Koç "İstediğiniz yerde akşam buluşalım, söyleyemediklerinizi söyleyin. Ben söyleyemediklerimi yüzünüze bakıp söylemek istiyorum. Çok geç değil. Hadi istediğiniz yere çıkalım. Çıkalım derken televizyona, yemeğe değil." ifadelerini kullandı. Ali Koç'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
* Ne yazık ki evdeki hesap çarşıya uymadı. Öncelikle şunu bilmenizi isterim, ruhumun ruhunuza en ihtiyaç olduğu bir dönemde, yani Fenerbahçelilik ruhunuza, buraya geldiniz. 9 bin kişi bugün gelmiş. Sadece beni destekleyenleri değil Sayın Aziz Yıldırım'ı destekleyenlere de canı gönülden teşekkür ediyorum. Fenerbahçe demokrasisine hep beraber değer kattık. Çok farklı bir gün bekliyorduk. Özellikle ben... Niye farklı bir gün bekliyordum? Çünkü altı senedir hayal ettiğim çok istediğim ama gerçekleşmeyen buluşma bugün gerçekleşecekti ama olmadı, yine olmadı.
* Avrupa'nın batmaya en riskli takımı olmaktan çıkıp Jose Mourinho'yu getirir noktaya geldik. Bunu kim küçümsüyorsa artniyetlidir. Biz o günlerden, o zamanki kulüp başkanının 'bu kulüp batmış' sözlerinden çıkıp geçen seneki takımı kuruyorsak doğru yoldayız. Daha yeni başlıyoruz.
* Bu çağrı tarihte son kez olacak, bir daha olmayacak. İstediğiniz yerde akşam buluşalım, söyleyemediklerinizi söyleyin. Ben söyleyemediklerimi yüzünüze bakıp söylemek istiyorum. Çok geç değil. Hadi istediğiniz yere çıkalım. Çıkalım derken televizyona, yemeğe değil.
* Söylemekten mahcubiyet duyuyorum. Bu kulüpte alacağım 1 kuruş para yoktur. Hiç mahcubiyet duymadan, ben 150 milyon euro vermediysem beni mahkemeye verecekmiş. Hep tehdit, hep tehdit! Vermeyen namert olsun. Bir hukukçu bulursanız dava açacak, bir mahkeme bulursanız kabul edecek verin.
* 1 çivi çakmadınız diyorsunuz, çivi çakacak kulüp mü bıraktınız. Uçan kuşa borç vardı. Obradovic ile ilk toplantıda yeni sezonu planlayalım derken, 'Şu EuroLeague'e borcu ödeyelim, Final Four biletleri parasını vermemişiz, senden başka bir şey istemiyorum' dedi. Siz ve akıllı arkadaşlarınız ya sizi yanlış yönlendiriyorlar ya da gelişmelerden haberdar değiller. Hocamız, eminim bu stadyumdaki herkes pazar günü maça çıkmak isterdi. Yalnız, bütün kaynakları hocaya vermedik. Sevgili Acun'un dediği gibi çok iyi olan bir takımın üstüne iyi transferler monte edip önümüzdeki sene bambaşka mutluluklar, bir ve bütün Fenerbahçe'yi yaratacağız.
* Jose Mourinho ile Şampiyonlar Ligi finalinde en çok biz konuşulduk. Rakibimizin haksız kazandığı şampiyonluk 48 saat ya konuşuldu ya konuşulmadı. İşte Fenerbahçe böyle bir camiadır.
* Sadece güvenmenizi istiyorum. Güvenmemeniz için çok sebep olabilir, onun için çok mahcubum, çok mahcubuz. Bu öyle bir mahcubiyet ki 3 sene sonra ifade ettiğim hayallerimin de fitilini ateşleyen bir mahcubiyet. 'İyi ki Ali Başkan ile devam ettik' dedirteceğim size! Bana karşı olumsuz düşünce içinde olan, Sayın Aziz Yıldırım'ı destekleyen, kararsız olup hiçbirimizi istemeyen, hepinize borcum var. Hiçbir kırgınlığım da yok inanın. Tek kırgınlığım Çubuklu formayı giyen çocuklara yapılan haksız tezahüratlar. Biz bu işi kafaya taktık. Cam tavanı kıracağız. Zincirleri kırıp ulusal ve uluslararası başarılar kazanacağız!
* Siz başkanlığını yapmak istediğiniz kurumu nasıl şikayet edersiniz. Sizin bol keseden verdiğiniz parayı, biz pazarlık yapıp indirince aklınıza ilk gelen şey; 'Açıktan para verdiler' demek mi? Siz Mourinho ile pazarlık etmediniz. Sonra gerçekçi yaklaşanlar işi bu noktaya getirdiği zaman; 'Usulsüzlük, suç...' İrfan Can'da da aynısını yaptınız. Hocanın menajerine borç takmışlar 2014'ten. Biz onu 2021'de ödedik, Bruno Alves'ten alacağını.
* Bana karşı olumsuz düşünce içinde olan, Aziz Yıldırım'ı destekleyen, kararsız olanlar... Hepinize borcum var. Hiçbir kırgınlığım yok inanın. Tek kırgınlığım sahada çubukluyla mücadede edenl çocuklara şu tribünlerden gelen tepkilere. Bize gelsin her şey, çubukluyla mücadele edenlere değil.
* Ben neden aday oldum, neden karar değiştirdim? Onu da anlatacağım. 3 sebebi var... Birincisi; kulübümüzü bu duruma getiren zihniyetten kurtarmak için, o zihniyetin dönmemesi için karar değiştirdim. O güzel, güleç, çocukları soran, şakacı imaj gitti... Eskiden hatırladığımız kızgın, tehditkar, sabırsız, vicdansız kişilik geri geldi. Bizi bir kere tebrik etmediniz." 6 sene boyunca bir kere bile kutlamadınız, bir kere yanımızda durmadınız. Trabzon'da bizi suçladınız.
* İkinci sebep; Fenerbahçe'yi hedefine koymuş bir ypıyla mücadelemizin yarıda kalmaması için. Fenerbahçe Başkanı kuru sıkı ateş etmez diyor. Siz hiç ateş ettiniz mi? Biz isyan bayrağını çektik ve bahis operasyonu başladı, yabancı VAR hakemleri geldi, kulüpler imza kampanyası başlattı. İstemeyerek, mecburen seçim çağrısı yapmak zorunda kaldı. Bunlar kendiliğinden mi oldu. Fenerbahçe 20 yıldır sistematik bir saldırı yaşıyor. Bu saldırıları niye yaşıyoruz biliyor musunuz? Çünkü biz Fenerbahçe'yiz. Fenerbahçe Cumhuriyet'in ilkelerini damarlarında yaşamaktadır.
* 'Ben başkan olduğum sürece Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar' şeklindeki sözlerim bir isyanın ifadesiydi. Ama hiçbir şekilde teslimiyet, umutsuzluk değildi. Bunun üzerinden seçim kampanyası yapmak acziyetin ifadesidir.
* 6 senedir güzel işler yaptık. Başlattığımız işleri bitirmek istiyoruz. Ben size şu sözü vereceğim: Fenerbahçe ekonomik olarak Türkiye'nin en güçlü kulübü olmak zorundadır. Önce bankalar birliği'nden çıkmamız lazım. Niye? Çünkü bir ana para ödeyemiyoruz. Hep faiz faiz. Bundan kurtulmamız lazım. Nasıl? Halka arz oranı en düşük Fenerbahçe. Stat ismimiz seneye değişiyor. Bunu kırdıracağız ve ana parayı ödemek için harcayacağız, transfere değil. Böylece borç ödemelerimiz düşmüş olacak. O da yetmedi büyüyen ekonomimiz var, o da yetmedi gayrımenkullerimiz var. 'Salonu satarım' diyor, aynı kişi diyor ki, 'gayrımenkullerin satılmasına onay vermeyin' diyor. Sadece siz satarsanız mı onaylayacağız
* Stadımızı Atatürk ismiyle değiştirme başvurumuz var devletimize. Resmiyete kavuşana kadar da çatımızı Mustafa Kemal Atatürk yazmak bizim bu konudaki ciddiyetimizin en güzel göstergesi olacaktır.
* Ayakta daha fazla taraftar alabilmek için yapılan bir çalışma var. Mevzuata göre UEFA maçlarında ayakta durmak yok ama 5 ülkede deniyorlar. Biz de denemeye girmek istedik. Önümüzdeki sezon deneyecekler. Eğer izni alamazsak, zaten oturulmuyor orada, mavi renkte daha dar oturaklar olacak ve kapasite artacak.
* Bu sabah bir tatsızlık yaşandı. Bu bir strateji midir bilmiyorum ama sakın bu iş bitti havasına girmeyin. Biz kazanacağız ve pazartesi sabahı yepyeni bir yolculuğa hep berabere çıkacağız.
* Bu çağrıyı Aziz Yıldırım'a yapmak istiyorum. Rahmetli büyükbabamın naaşı çalındı ve 8 ay bulamadık. Sonra aynı kabristanda bulundu. Bir aile ferdine bir medya mensubu 'affeder misiniz' diye bir soru sordu ve aile ferdimiz çok sert bir yanıt verdi. Aynı soruyu babama da sordular ve o da dediki 'hayatta affedilmeyecek hiçbir şey yok.' Ben babamdan bunu öğrendim. Hayatta affedilmeyecek hiçbir şey yoktur. Hele söz konusu Fenerbahçe'nin menfaatlerinde birleşmekse kesinlikle yoktuı. Sayın başkan bugün burada yaşanlar için çok üzgünüm. Fenerbahçe için hapis yattınız, maddi ve manevi şeyler verdiniz. Sizin bu kulübe olan aidiyetinizi temelden sarsıldığını görmek çok acı. Siz Fenerbahçe'yi sırf kişisel ihtiraslarından dolayı sahipleniyorsunuz. Siz sadece sizin başkanı olduğunuz Fenerbaghçe'yi seviyorsunuz. Siz benden nefret ediyorsunuz. Sizin Ali Koç nefretiniz Fenerbahçe sevginizin önüne geçmiş durumda. Bu çok acı bir durum.
* Kürsüye geldiniz, konuşmanızın uygun olmayacağı söylendi. 'Kavga çıkacak' dediniz, ben de 'Kavga çıkacaksa çıkacaktır' dedim. Neden bunu söyledim? Biraz hafızanızı zorlayın. 'Genel kurula, divana gelirim ama kendi emniyetlerini sağlayabilirler mi? Konuşursam neler olabileceklerinin farkında değiller mi? Uğur bey ve Ali bey, 20-30 kişi karşısında dağıldı.' Bunlar sizin sözleriniz. Siz neymişsiniz ya? Herkesi korkutuyorsunuz. Siz burada, bizim söylediğimiz uygunlukta davranmasaydınız burada duramazdınız ve konuşamazdınız. Bunu unutmayın.
* Bugünkü kongre divanı seçimine itiraz ediyorsunuz ve hepimizi çift kol kaldırmakla itham ediyorsunuz. Delegelerin dörtte biri delege değildi, kaçak girdiler diyorsunuz. Güvenlik kartlarını başka bir şey olarak medyaya ifade ediyorsunuz. Fenerbahçe'nin haklarını savunamıyormuşuz, güya haksızlığa uğramışsınız ama kendi hakkınızı savunmadan kaçıp gidiyorsunuz. Sahadan çekildiler diye laf ediyorsunuz. Siz bu sabah giderek seçim sahasından çekilmediniz mi? Hayatta büyük konuşmamak lazım. Başınıza gelir pek çok kez olduğu gibi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.