PİYASALAR

  • BIST 1009096.050.18%
  • ALTIN2323.9890.75%
  • DOLAR32.3610.12%
  • EURO34.969-0.16%
  • STERLİN40.895-0.32%
  1. HABERLER

  2. TURİZM VE SEYEHAT

  3. Sultanahmet Meydanı Hakkında
Sultanahmet Meydanı Hakkında

Sultanahmet Meydanı Hakkında

Bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış İstanbul'un en önemli meydanları arasında gösterilen Sultanahmet Meydanı, her geçen gün milyonlarca yerli ve yabancı turistin de uğrak noktası olmaya devam ediyor. Peki ya Sultanahmet Meydanı'nı hiç bu kadar yakından tanıdınız mı? İşte adım adım Sultanahmet Meydanı..

A+A-

Sultanahmet Meydanı Hakkında

İstanbul’un en önemli meydanları arasında yer alan Sultanahmet Meydanı, adeta tarihe ışık tutuyor. Bir çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış olan İstanbul, Romalılar’dan Bizanslılara ve Osmanlı’ya geçmesi ile Sultanahmet Meydanı her daim farklı tarihi yapıtların karmaşası ile günümüze kadar ulaşan birbirinden farklı eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Romalılar ve Bizanslılar başta olmak üzere en önemli eserlerin yer aldığı bu meydan da Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’u feth etmesi ile bambaşka bir görünüme sahip olmuştur. Eski zamanlarda Hipodrum olarak kullanılan bu tarihi meydan sonraları camiler, kiliseler, müzeler ve çeşmeleri ile farklı dönemlerde baş göstermiş medeniyetlerin kültür ve sanat harmanlanması ile ortaya çıkan muzzam yapıtları ağırlamaktadır. İşte Sultanahmet Meydanı’na gittiğinizde adım adım gezebileceğiniz o tarih kokan yapılar;

hipodrum.jpg

Önce Roma Sonra Bizans ve Osmanlı

İstanbul’un gözde yerleri arasında gösterilen Sultanahmet Meydanı, yerli ve yabancı turistlerinde şehre ilk adım attığında uğradığı en kalabalık noktalar arasında gösterilmektedir. Oldukça büyüleyici atmosfere sahip meydan ve çevresi oldukça eski tarihi ile adeta zamana yolculuk yaptırıyor. Geçmişi Roma İmparatorluğuna dayanan Sultanahmet Meydanı ve çevresi sonrasında Bizans İmparatorluğunun hüküm göstermesi ile farklı tarihi dokulara  ev sahipliği yapıyor. Özellikle Roma İmparatorluğu zamanında at yarışları için kullanılan meydan sonraları Bizans İmparatorluğu’nun en ateşli at yarışlarına ev sahipliği yapmıştır. Dönemde Konstaantinopolis Hipodrum’u olarak adlandırılan bölge halen hipodrum kulelerini Sultanahmet Meydanı çevresinde barındırmaktadır. Günümüzde de halen bir hayli yoğunluğu ile ibadet hane, eğlence merkezleri, spor salonları ve tarihi dokusu ile İstanbu’'un en gözde bölgeleri arasında gösterilmektedir. Eski zamanlarda da tam bir karnaval alanı olarak kullanılan meydan, müzisyenlerden dansözlere hatta vahşi hayvan gösterilerine dahi ev sahipliği yapmıştır. Dönemin liderleri İmparatorluk Saray’ını bu bölgeye inşa etmiş olup sahil şeridine kadar uzatmıştır. Ancak saraydan yalnızca günümüze salonun mozaik kısımları ulaşabilmiştir.

ultanahmetmeydan.jpg

Osmanlı’da 40 Gün 30 Gece Düğün

Roma İmparatorluğunun ardından Bizans İmparatorluğunun hüküm gösterdiği bölgede Osmanlı İmparatorluğu İstanbul'u ele almasının ardından Sultanahmet Meydanı değer kazanmaya devam etmiştir. Özellikle dönemin şehzade sünnet düğünler bu meydanda gerçekleştirilmiştir. Ayrıca eski hipodrum olarak bilinen meydanda şenlikler, eğlenceler, gösteriler ve istilalar burada gerçekleştirilmiştir. 40 gün 40 gece süren düğünlerden, Yeniçeri isyanlarına kadar bir çok farklı olaya ev sahipliği yapmış Sultanahmet Meydanı, sonraları idam olayları ile gündeme gelmiştir. Özellikle 17, yy’da meydana gelen Vaka-i Vakvakiye diye adlandırılan askeri ayaklanmalar sonucunda, isyancılar tarafından ölüme mahkum edilen kişilerin hipodrum meydanında yer alan büyük bir çınar ağcının dallarına asıldığı söylenmektedir. Öte yandan İstanbul’da 1920 yılında işgallere karşı gerçekleştirilen mitingler arasında yapılan büyük miting, Halide Edip tarafından da Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleştirilmiştir.

ikilitas.jpg

Meydan’da 3 Dikili Taş

Sultanahmet Meydanı’nda geçen onca yüzyılın ardından günümüzde yerli ve yabancı turistler ilk adım attığında çevredeki tarihi doku kuşkusuz büyülemektedir. Çevreye göz atacak olursak ilk olarak göze çarpan farklı noktalarda ki dikili taşalar olacaktır. Bu dikili taşlar Bizans İmparatorluğu döneminde yapılan at yarışlarında ki Hipodrum meydanında yer alan dikili anıtlardır. Söylentiye göre bu taşlar Hipodrumun içerisinde yer alır ve atlar bu taşların etrafında çember çizerlermiş. Ayrıca bu taşlar Hipodrumu’da ikiye ayıran bölmeyi temsil edermiş. Yani at yarışına katılanlar hipodrumu tam yedi defa turladıktan sonra bu taşların etrafından döner ve yarışı sonlandırılarmış. Bu anıtlar halen Sultanahmet Meydanı içerisinde yer almaktadır. Yolunuz düştüğünde muhakak bu tarihi taş dikililerine bakmayı unutmayın. O taşların etrafında yüzyıllar önce yarışçıların döndüğünü de unutmayın.

alman-cesmesi.jpg

Zarif ve Görkemli Alman Çeşmesi

Sultanahmet Meydanı’na girdiğinizde ilk dikkatinizi çekecek yerler arasında bulunan tarihi çeşme oldukça ilginç mimarisi ve farklı desenleri ile adeta tarihi bir yolculuğa çıakrtıyor. Farklı taş oymaları ve mozaiklerin bulunduğu çeşmede Türkiye’ye tam 3 kez gelen Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından armağan edilmiştir. Alman İmparatoru 1898 yılında İstanbul’a yaptığı 2. Gezisinde bu çeşmeyi de Osmanlı İmparatorunun sultanına ve İstanbul’a armağan ettiğini belirtmiştir. Çeşme tamamen Almanya’da yapılmış olup 1901 yılında İstanbul’da şuan ki yerine yerleştirilmiştir. Çeşme içerisinde bulunan bir çok farklı el sanatı, neo-bizans işlemeler ve altın mozaikler dikkat çekmektedir.

theodosius-dikili-tas.jpg

Mısır Firavunu İçin Yapılmış

Sultanahmet Meydanı’nda bulunan 3 dikili taşlar arasında en ünlüsü de Obelisk adında ki dikili taş. Neden diye soracaksınız. Obelisk tam 390 yılında Mısır’dan meydana getirilmiş. Tam bir ay süren hummalı çalışmalar sonucunda günümüzde ki yerine dikilebilmiş olan Obelisk M.Ö 1450 yıllarında Mısır Firavunu için inşaa edilmiş. Ayrıca meydanda bulunan adeta burgulu yılan görünümlü taşta Apollun’daki Delphi Tapınağı’ndan getirilmiştir. Meydanı süsleyen bu taş yapı Yılanlı Sütun olarak adlandırılmaktadır. İlk getirildiğinde şehrin haşarat istilalarında korunması için olduğu ve birbirine geçmiş 3 yılanı temsil ettiği söylenmektedir. Ancak günümüzde bu 3 yılanın kafa kısmı bulunmamaktadır. Meydanda yer alan 3. Anıt ise tam 32 metre yüksekliğe sahip olup, meydanı adeta büyüleyen muazzam bir yapıdır. Bu taş Örme Dikilitaş olarak bilinmektedir.

turk-ve-islam-muzesi.png

Türk ve İslam Sanat Eserlerinin En Güzel Örneği

Meydan çevresinde yer alan bir diğer esrarengiz bir o kadar büyüleyici ve etkileyici yer ise Pargalı Damat İbrahim Paşa’ya ait saraydır. Günümüzde Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılmakta olan bölge, Kanuni Sultan Süleyman’ın damadına aittir. Damat İbrahim Paşa, ayrıca 2.vezir, daha önce At Meydanı Sarayı olarak kullanılan alanı Osmanlı topraklarına katılması ile farklı etkinliklere ev sahipliği yapmıştır. Adını da İbrahim Paşa’dan alan saray o dönemde düğün, şenlik, kutlama ve karışık dönemlerde isyanalara ev sahipliği yapmıştır. Saray İbrahim Paşa’nın boğularak öldürülmesinin ardından da aynı isimle anılmış olup, alanda ki ilk Türk müze olma özelliğine sahipti.

sultanahmetcamii.jpg

Elleri Semada Yılların Sultanı Sultanahmet Camii

Meydanın da adını aldığı Sultanahmet, bölgede bulunan ve İstanbul’un tüm güzelliklerini görkemi ve asaletiyle gözler önüne sermiş Sultanahmet Camii. Yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan bu camiye ilk baktığınızda adeta ellerini semaya açmış bir devrinsultanı, şehre göklerden bakan aşk dolu minareleri ve yerle gök arasında bir çanak gibi eğilmiş asil kubbesi ile İslam’ın göz bebeği. Bu kutsal yer ilk olarak 1609 yılına Osmanlı Padişah’ı I. Ahmet tarafından başlatılmış olup 1616 yılına kadar Mimar Defkar Mehmet Ağa’ya yaptırılmıştır. Henüz bir benzerinin dünyanın hiç bir bölgesinde yer almadığı bu muazzam camii, Tarihi yarımadada adeta sultan gibi dikilmektedir. Cami yapımında kullanlan mav, beyaz ve yeşil çinileri ile dikkat çekmekte olan eser özellikle turistler tarafından “Blue Mosque” olarak adlandırılmaktadır. Bunun tam olarak sebebide çinilerde yer alan ağırlıklı mavi tonlamalarıdır. Ayrıca Sultanahmet Camii, Türkiye’de yer alan 6 minareli 4 camiiden bir tanesidir.

ayasofya.jpg

Bizans Mimarisinin En Büyük Örneği Ayasofya

Sultanahmet Meydan’nı içerisinde yer alan bir diğer noktaa ise asırlardır dimdik ayakta duran büyüyeliyi mimarisi ile göz dolduran Ayasofya. Dünyanın en eski katedrali olarak bilinen Aysofya, ilk olarak Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’da ki en büyük sanat eseri örnekleri arasında gösterilmektedir. Kilise olarak inşaa edilen yapı Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 yılında başlanmıştır. Tam 3 defa inşa edilen devasal yapı dünya üzerinde ki sanat tarihi ve ibadethane örnekleri arasında başı çekmektedir. Osmanlı döneminde Ayasofya’ya minarelerin eklenmesi ile camii olarak kullanılmıştır. Günümüzde halen yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açık olan Ayasofya, devasal kubbesi ile Bizans İmparatorluğu’nun en önemli eserlerindendir.

topkapi.jpg

Marmara Denizi, Haliç ve İstanbul Boğazının Arasında Muazzam Bir Yapı

Yerli ve yabancı bir çok turistin merakla geldiği Topkapı Sarayı,Ayasofya’nın hemen arkasında yer alan Saltanat Kapısı bahçesine girilerek ulaşılmaktadır. Saray da eğitim, yönetim ve padişahın yaşamasından dolayı buna uygun olarak inşa edilmiş farklı yapılardan meydana gelmektedir. Muazzam konumu ile tarihi yarımadanın en uc kısmında yer alan Sarayburnu'n’ kurulan saray, Marmara Denizi, Haliç ve İstanbul Boğası arasında kalmaktadır. Yapı deniz tarafında Bizans İmparatorluğu’na ait surlar ile çevrilirken, kara tarafı Osmanlı İmparatorluğu döneminde Fatih Sultan Mehmet tarafından inşaa ettirilen Sur-ı Sultani ile kesişmektedir.

arkeoloji-muzesi.png

Binlerce Tarihi Eser İle Dünyanın En Büyük Müzeleri Arasında

Meydanda bulunan bir diğer yapı ise Arkeoloji Müzesi. Hemen Ayasofya’nın biraz aşağısında yer alan müze, içerisinde barındırdığı tarihi eserler ile dünyanın en büyük müzeleri arasında gösteriliyor. Müzenin yapımı 19. Yüzyılda ressam ve müzeci olan Osman Hamdi Bey tarafından kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu müzesi olarak kurulan bu yapı 1981 yılında halka açılmıştır. Ana binada Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi, diğer koleksiyonlarda ise Anadolu ve Mezopotamya, Arap Yarımadası, Afganistan, Afrika ve Balkanlar gibi Osmanlı İmparatorluğu toprakları arasında yer alan bir çok farklı medeniyetin binlerce tarihi eserine ev sahipliği yapmaktadır.

ayairini.jpg

En Büyük Bizans Kilisesi Aya İrini

Topkapı Sarayı’nın avlusunda yer alan ve Ayasofya’nın hemen bitişiğinde ki Aya İrini Kilisesi Kutsal Barış anlamı ile yabancıların uğrak noktası. Kiliseden Camiye çevrilmemiş olan bu yapının tarihi Bizanstan da önceye dayanıyor. İlk olarak bölgede Romalıların yapmış olduğu inşaatların üzerine Bizans İmparatorluğunun inşa ettiği Aya İrini, Bizans İmparatorluğu’na ait en büyük kilise olma özelliği ile biliniyor. Günümüzde yerli ve yabancı turistlere kapılarını açan kilise, bir çok farklı etkinliğe de ev sahipliği yapıyor.

kucukayasofya.jpg

Küçük Ayasofya Camii

Saymakla bitmeyen tarihi dokular arasında yer alan bir başka yapıtta Küçük Ayasofya Camii. Topkapı Sarayı’nın hemen önünden sahile, Cankurtaran semtine doğru yürüdüğünüzde sizi bekleyen ağaçlı ve huzur dolu sokaktan karşınıza açılan bu yapıt, Bizan İmparator’u I. Jüstinyen ve eşi Theodora tarafından 530’lu yıllarda yaptırılmıştır. İlk olarak kilise hizmeti için yaptırılan bu yapı İstanbul’un feth edilmesinin ardından avluya zaviye hücreleri ve Hüseyin Ağa Türbesi yaptırılmıştır. Bu mükemmel yapıyı Sultanahmet Meydanı’na gittiğinizde görmeniz içinizi ısıtacak. Bahçede yer alan hediyelik eşya dükkanları ve yemyeşil oturaklarında sakince huzur bulabilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.