HSYK, bir basın organının internet sitesinde yer alan "HSYK'da MİT'ten gelen ByLock'çu liste krizi" başlıklı haber üzerine bir açıklama yaptı.
HSYK'dan yapılan açıklamada, bugün bir basın organının internet sitesinde "HSYK'da MİT'ten gelen ByLock'çu liste krizi" başlıklı haber yayınlandığı ifade edildi.
Haberde yer alan, "HSYK'ya ulaşan 400'e yakın FETÖ'cü hakim ve savcılarla ilgili listenin içindeki isimlerin öneminden dolayı MİT'e yeniden kontrol edilmek üzere iade edildiği, bu durumun HSYK içerisinde krize neden olduğu, aynı listenin geri gönderilmesi üzerine yargıçlara operasyon başlatıldığı, bu 400 hakim ve savcının bulunduğu listenin tamamen görevden alınmasının yaratacağı infial ve adalete duyulacak güvenin daha da azalmasına yol açma ihtimali düşünülerek listenin küçük gruplara bölündüğü" iddialarının gerçeği yansıtmadığı bildirildi.
Bugüne kadar HSYK tarafından MİT'e iade edilen bir liste olmadığına dikkati çekilen açıklamada, Kurula iletilen ByLock kullanıcısı hakim ve Cumhuriyet savcıları hakkında titizlikle inceleme yapılarak ayrım gözetilmeksizin gereğinin yerine getirildiği, listede bulunan tüm hakim ve Cumhuriyet savcıları hakkında soruşturma, görevden uzaklaştırma ve meslekten ihraç işlemleri gerçekleştirildiği kaydedildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Kaldı ki tüm ByLock kullanıcılarına ilişkin liste, ilgili kurum tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmiş ve listede bulunanlar hakkında yetkili Cumhuriyet Başsavcılıklarınca gerekli soruşturma başlatılmıştır. Bu listede yer alanlarla ilgili olarak işlem yapmaktan kaçınılması mümkün değildir. HSYK'nın seçimle işbaşına geldiği 2014 yılı Ekim ayından itibaren yargı içinde yer alan FETÖ/PDY üyesi hakim ve savcılara karşı hukuk içinde mücadele yürüttüğü ve özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsünün hemen ertesinde en hızlı tepkiyi veren kurum olduğu da kamuoyunun malumudur. Kamuoyunca bilinmelidir ki, bu süreç içerisinde tüm soruşturma, görevden uzaklaştırma ve ihraç kararları Kurulumuzca oy birliğiyle alınmıştır. HSYK Genel Kurulunda haber içeriğinde yer verilen bir gruplaşmanın olmadığı, bu yöndeki iddianın gerçek dışı ve maksatlı olup, kötü niyet taşıdığı aşikardır."