Bizim çocuklar Türkkaya Ataöv'ün muhabirimiz Selva Ünal'a kafa atmasına "akıl almaz hareket" demişler.
Doğrusu, benim aklım aldı.
Şaşırmadım.
Nihayetinde kimden söz ediyoruz anlatırsam, siz de anlayacaksınız.
Hani şu sürekli "onu da asacağız, bunu da asacağız" diye kapaklar yapan...
Bütün nefret suçlarını işleme özgürlüğünü (!) kullanıp yine de ülkede özgürlüklerin olmadığından dem vuran...
Şimdi içerde olan eski fetöcü "abi" ve yeni "ulusalcı" genel yayın yönetmeninin elinde urganla Erdoğan'ı tehdit eden video çektiği sözde solcu bir dergi var ya...
"Fetullahcı Örümcek Ağı"ndan bahsederek gençlerden taraftar toplamaya çalışıp sonra da fetöyle dayanışma toplantıları ve iftarlara katılanların çıkardığı dergi hani...
İşte o derginin bir yazarından söz ediyoruz.
***
85 Yaşında bir profesör Ataöv.
Tamam! Bazen çok ileri yaşlarda böyle öfke nöbetlerine rastlanıyor, insan içinden "bu davranışın sebebi keşke böyle bir şey olsa" diye geçiriyor. Çünkü son yıllarda 80'lerinde birden gelişen manik ataklara; uykusuzluğa eşlik eden öfke ve saldırganlığa sık rastlanır oldu.
Fakat problem sadece bahse konu profesörden kaynaklanmıyor.
"Kemalist ulusalcılık" adını verdiğimiz bir zihin ezberi, politik bir illüzyon, ideolojik bir bakış var.
Düşünün ki...
Ne Osmanlı'yı ne de Mustafa Kemal'i anladılar...
Ne desteğini almaya çalıştıkları halkın dünyasını kavradılar ne de "çağdaşlık" heveslerinin arkasındaki kolonyal yenilgiyi...
Sabah gazetesinin adını duyunca çıldıracak gibi olmaları da bu yüzden.
***
Prof. Ataöv salondan çıkarken kafa attığı muhabirimize "belki akıllanırsın" demiş.
Lafa bakın!
Ömürlerini işte böyle seçkinci kibir ve şiddet içinde yiyip bitirdiler.
Faşizan zihinlerini ve gerçekte hiçbir halt bilmediklerini silahlı bürokrasinin desteği ve darbeler yoluyla saklamaya çalıştılar.
Eh, oyun bitti, devirleri kapanıyor.
Kendi kafalarını duvarlara vurup "akıllanma" şansları da yok artık!
Çok geç, çok!