Sakarya Karapürçek Kaymakamı Elif Nur Yaman, kadın istihdamını artırmak ve sorunlarını çözmek için canla başla çalışıyor.

Kadın kaymakam olarak çocuklar ve özellikle kadınlarla yakın bir bağ kuran, Kaymakam Elif Nur Yaman gerçekleştirdiği projeler hakkında haber müdürümüz Nazife Asuman Özer’e açıklamalarda bulundu.

Sizi tanıyabilir miyiz? 

1987 Eskişehir doğumluyum. Benim babam da kaymakamdı, o sebeple öğrenim hayatım boyunca her okulu 2 yerde okudum. Gazi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Üretim Yönetimi alanında yüksek lisans yaptım ve o sırada Kırklareli Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladım. Sonrasında da Allah nasip etti ve çocukluk hayalim olan kaymakamlığı kazandım.

2. İdari Amir olmak çeşitli yükümlülükleri de beraberinde getiriyor. Nasıl üstesinden geliyorsunuz?

Her meslekte olduğu gibi bizim mesleğimizin de zor tarafları var tabiki. Anneannemin deyişiyle çiğnemeden lokma bile yutulmuyor.Bütün bunların yanında bu işi benim için kolaylaştıran 2 önemli nokta var. Bunlardan ilki hayalini kurduğum işi yapıyor olmam, ikincisi de bizim mesleğimizin abi/abla kardeş ilişkisi çerçevesinde ilerliyor olması. Bugün başımız neye sıkışırsa sıkışsın, kendimizden kıdemli herhangi bir büyüğümüzü aradığımızda tanımasak bile bize elinden geleni yapar ve yol gösterir. Kaymakamlık tecrübelere ve tecrübelerin getirdiği duruşa dayalı bir meslek olduğu için büyüklerimizin yol göstericiliği de çok önemli. 

3. Kadın olmak mesleğinizi yapmanızda zorluklara sebep oluyor mu? Bir dirençle karşılaşıyor musunuz?

Kadın kaymakam olmak zorluklarla karşılanmaktan ziyade komik ve yıllar sonra da hatırlanacak şeylerin başımıza gelmesine neden oluyor. Ben göreve başladım 1 hafta sonra kapı çaldı, elinde bastonuyla bir yaşlı nine yaklaşık 85 yaşlarında. Girdi içeri, şöyle bir baktı “Karıdan kaymakam olmuş dediler, çok merak ettim görmeye geldim.” dedi. Sanırım yıllar sonrada aynı şekil de gülerek hatırlayacağım bir anı benim için. Aslında Anadolu'da kadın kaymakam çok daha kabul gören bir kavram. Amcaların, teyzelerin sıkıntılarını bize anlatması, erkek bir kaymakama anlatmasından çok daha kolay oluyor çoğu zaman. Daha kızları gibi, evlerinden biri gibi görüyorlar. Vatandaş arasında herhangi bir direnç, önyargı söz konusu değil.

4. Erkek egemen bir toplumda kadın yönetici olmanın dezavantajları var mı?

Türkiye artık eski Türkiye değil. Son 15 yılda ülkemizde yaşanan tüm gelişmeler, değişimler ve dönüşümler kadınların da sosyal hayattaki ve iş hayatındaki yerini de olumlu etkiledi. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde hükümetimiz tarafından kadınlara pozitif ayrım yapılan her alan, o alanda kadın idarecilerin hem sayısının hem de gücünün artmasına da olanak sağlıyor. 

5. Ne zamandır görev yapıyorsunuz? Özellikle ilgilendiğiniz bir alan, hassas olduğunuz bir konu var mı?

Ben bulunduğum ilçeye geleli 6 ay oldu. Yaklaşık da 1 sene olduğu mesleğe başlayalı. Benim yumuşak karnım yaşlılar, çocuklar, kadınlar, engelliler, şehit ve gazilerimizin aileleri, öksüz ve yetim kardeşlerimizin içinde bulunduğu dezavantajlı gruplar. Geldiğim günden beri sosyal yardımlaşma ve dayanışmak vakfında dosyası bulunan ailelerimizin hemen hemen hepsini ziyaret ettim. Hem ihtiyaçlarını yerinde görmek hem de gerçek ihtiyaç sahiplerini direk ulaşabilmek için. Bunun yanında öksüz ve yetim kardeşlerimin hepsini, şehit ve gazi ailelerimizin hepsini, 65 yaşını geçmiş tek başına yaşayan büyüklerimin büyük çoğunluğunu, evde bakım hastalarımızın ve engellilerimizin büyük kısmını ziyaret ettim. 6 ayda yaptığım hane ziyaretlerinin sayısı 200'ü geçti sanırım. 

6. Kaymakamlık hedefiniz hayaliniz miydi? Sonradan mı seçim yaptınız?

Benim çocukluk hayalim kaymakamlık. Sene 2003 babamın tayini Tokat’ın Niksar ilçesinden Ankara’da bir genel müdürlüğe çıktı. Yola çıkmak için hazırlanıyoruz, arabaya eşya taşımak için dışarı çıktığımda yaşlı bir teyze kapının önünde ağlıyordu. Neden ağladığını sorduğumda bana kaymakam gidecek diye ağladığını söyledi. Dedim teyze başka kaymakam gelecek sen hiç üzülme, “ben 70 yaşındayım kaç kaymakam gördüm sen biliyor musun? Ama hiç biri benim ilaçlarımı almadı.” dedi. Sonradan anladım ki annem bir aile ziyaretinde yaşlı teyzenin evine gitmiş, teyze yeşil kartlı ama ilaçlarını da devletin karşıladığından haberi yok kimse de yol göstermemiş. Annemin ziyaretinden sonra teyzenin ilaçları gelmeye başlamış. O zaman anladım ki, bir kaymakam sadece işinin gereğini tam olarak yapsa 70 yaşındaki kadına umut oluyor. O zaman kaymakam olma hayalini kurdum işte. Rabbim de bana nasip etti çok şükür. 

7. Ülkemizde şu an kaç kadın kaymakam var ve aranızda bir koordinasyon var mı?

Son kaymakamlık sınavıyla beraber 54 kadın kaymakam olduk. Tabiki, biz hakikaten meslektaşını ailesi olarak gören bir mesleğin mensuplarıyız. Dayanışmak göstermemiz gereken yerde bir araya geliriz, arar sorarız birbirimizi. 

8. Karapürçek’e geldiğinizde nasıldı, neler yaptınız ve yapacaksınız?

Karapürçek çok güzel, sevimli, yemyeşil ve asayiş açısından da sıkıntısı olmayan bir ilçe. Merkeze yakın olmasının hem avantajlarını hem de dezavantajlarını bir arada barındırıyor. Buraya göreve başladığımdan beri yapmaya çalıştığım şey tanımak, hem insanlarını, gelenek ve göreneklerini hem ilçenin potansiyelini. Geldiğimden beri yaptığım hane, mahalle ve kahve ziyaretleriyle vatandaşlarımızın hem kendileri hem de ilçeleri için beklentilerini öğrenmiş olduk. Gerek belediye başkanımızın gerekse kurum amirlerimizle yaptığımız istişareler sonucunda burada asıl beklentinin çocuklarımızın eğitimi ve sosyal hayatıyla ilgili konular hakkında bir şeyler yapılmasıydı. Bunun sonucunda Spor TOTO teşkilat başkanlığımızla beraber ilçemize 2 halı, 2 basket ve voleybol sahası yapıyoruz, inşaatına başladık. Bunun yanında ASPB Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğümüze sunduğumuz projeyle de ilçemize bir Aile Destek Merkezi kazandıracağız inşallah. 

9. Karapürçek’te öne çıkarılabilecek bir ürün var mı?

İlçemiz gelirlerinin yüzde 80nini tarımdan bunun da yüzde 70ini fındıktan karşılayan bir ilçe. Bizim fındık ve fındık ürünlerimiz ile yetiştirdiğimiz trabzon hurması meyvesinden yapacaklarımız öne çıkarılması gündemde olan ürünler. 

10. Kadınlara özel projeleriniz nelerdir?

Geldiğim günden beri erkeklerle yaptığımız kahve sohbetlerimizin yanında her mahallemizde kadınlarla da bir araya geliyoruz. Ya halk eğitim kurslarımızda ya da Kur’an kurslarımızda toplanıp kadınlarımızla sosyal hayatları, gündelik hayatları ve mahalleleriyle alakalı konularda konuşuyoruz. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı müdürümüz, Mal müdürümüz ve Milli Eğitimden bir şube müdürümüz de kadın ilçemizde, bu ziyaretleri hep beraber gerçekleştirdiğimizde yerinde ve anında cevap verme ya da çözüm bulma oranımızda artıyor böylece. Bunun yanında kadın istihdamını artırmak adına fabrikalarla konuşarak yönlendirmeler yapıyoruz. Kadın girişimleri destekleyerek hemen hemen iki haftada bir, bir kadın girişimcimizi iş yerinde ziyaret ediyoruz. KADEM ile ortak kadınların haklarına ilişkin eğitimler gerçekleştiriyoruz. Kadın eğitimini desteklemek adına projesini sunduğumuz bir aile destek merkezimiz var. 

11. Çocuklara yönelik projeleriniz nelerdir ?

Çocuklar benim için çok kıymetli, onların enerjisi de masumluğu da inanılmaz etkiliyor ve mutlu ediyor beni. Çocuklar ve gençlerle sık sık bir araya gelmeye çalışıyorum ilçeye geldiğimden beri. İlçemizde 13 okulumuz var ve sanırım en az gittiğime 2 kere gitmişimdir. Her gittiğimde de mutlaka 1 saatimi çocuklara ve onların sorularına ayırmaya çalışıyorum. Geldiğimde “Kaymakam Ablaya mektubum var.” Projesi başlattım, her bir okuldan onlarca öğrenci mektup yazdı ve yazmaya devam ediyor; tek tek okuyor ve her birine geri dönüş yapıyorum. Kaç ayakkabım olduğunu soran, yemek yapmayı bilip bilmediğimi soran, “Kız kaymakam olmak nasıl bir duygu? Hayatımda hiç kız kaymakam görmedim bize gelsene.”diyen, doğum gününe çağıran kardeşlerim var. Doğum günlerine gidiyorum, evlerine çağıranlar ailesinden bahsedenler var evlerine gidiyorum. Sıkıntısını anlatanlar, dertleşenler var onların sıkıntılarına elimden geldiğince çözüm üretmeye çalışıyorum. Öyle güzel öyle şaşırtıcı mektuplar geliyor ki bazen Bunun dışında ortaokul ve lise öğrencilerimize yönelik kariyer günü etkinliklerimiz var, sadece ben değil tüm kurum amirlerimizle yaptığımız bir etkinliğimiz bu. Öksüz ve yetim kardeşlerimizin evlerini ziyaret ediyorum. Çocuk Oyunları Federasyonuyla ortak yaptığımız Çocuk Şenliğimiz oldu, iki gün boyunca çocuklarımızla birlikte geleneksek çocuk oyunlarımızı oynadık. Bunların yanında KYK yurtlarında kalan kızlarımızı da ziyaret ediyorum, sağolsun Sayın Valimizin de talimatlarıyla, üniversite okuyan kızlarımızla hem bugünleri hem de gelecekleri hakkında konuşuyoruz.

12. Göreve başladıktan sonra sizi çok etkileyen ve unutmam dediğiniz bir şey oldu mu?

Olmaz mı hem de kaç tane. Geldiğimin ilk zamanlarında aile ziyaretlerinden birindeyim, görseniz nasıl da zor durumda bir aile… Baba yok, birbirinden güzel 4 çocuklu gencecik bir kadın… İlk okula giden çocuğun doğum günüymüş o gün, yaklaştı usulca “Benim doğum günüm olduğunu bilerek mi geldin?” dedi. Allah affetsin ama “Evet, sana hediye getirdim hem de bak bakalım beğenecek misin?” Dedim. Hemen açtı paketleri, bir pembe eldiven çıktı içinden taktı ellerine. Üzerinden baya geçti, muhabbetin arasında “Kaymakam ne iş yapar, biliyor musun?” Diye sordum ve hayatım boyunca en çok icimi acıtan cümlelerden birini kurdu “İnsanlara onların hiç sahip olmadıklarını hediye eder.”. Üst baş kıyafetini konu komşunun küçülenlerinden giymişti belki ama getirdiğimiz bir sürü şeyin yanında hayatında hiç pembe eldiveni olmamıştı. Ve ben kitaplar yazsam “Kaymakam ne iş yapar?” Sorusunu bundan güzel anlatamazdım sanırım. Bir de okul ziyaretlerinden birinde sordum küçüklere “Kaymakam ne iş yapar?” Diye, “Ablaaaaa, ablaaa” parmak kaldırıyor ufaklık, “Ben biliyorum söyleyeyim mi?”dedi. Söyle dedim “Kaymakam çocukları sever.”dedi.  Onları çok sevdiğimi hissettirebildiğimi anlamak beni çok mutlu etti.

Yenikapı Haber / ÖZEL