Ağustos ayındaki boğa piyasası, yerini Eylül ayında bir sendeleme sürecine bıraktı. S&P 500’deki ortalama hisse 52 haftanın en yüksek seviyesinden %15 aşağıda. Ekim ayı yatırımcılara muhtemelen mutluluk getirmeyecek.

Sorun piyasalardaki yüzeysellik. Geçtiğimiz yıl, yalnızca 19 hisse S&P 500’ü yeni yüksek seviyesine taşıdı ve buna temettü gelirleri de dahil oldu. Bu hisseler tek başına 3,9 trilyon dolar piyasa değeri getirisi sağladı.

Geçtiğimiz 12 ayda, S&P 500’ün toplam getirileri (temettüler de dahil olmak üzere) %15,2 seviyesindeydi. Ancak S&P’yi yukarı taşıyan 19 hisse dışarıda tutulduğunda, bu getiriler geri kalan 481 hisse için neredeyse hiç yok.

Endişe yaratan bir diğer konuysa, S&P 500’de yer alan hisselerin yarısından fazlasında yukarı yönlü hareketin sona ermiş olması.

TEMELLERE DÖNÜŞ

2020’nin Ekim ayında, büyüme şampiyonları yorgun maratoncular gibiydi. Nefesleri kesilmişti. Bu zayıflatıcı performans, bir sonraki dönemin hoş olmayacağını gösteriyor.

Temel prensipler, başka bir grup hisseye transferi desteklemiyor. Temel prensipleri kimsenin hatırlamıyor olması çok normal. Bunların rolleri, ikinci çeyrek rakamlarını tamamen anlamsız kılan ve güvenilir tahminleri ortadan kaldıran korona virüs nedenli karantina önlemleri sebebiyle arka planda kaldı. Böylelikle yatırımcılar, hisseleri performanslarına göre değerlendirmek zorunda kaldılar. Bu da dikkat çekici hikayelere olan düşkünlüğü, heyecanlılığı ve performans arayışını geri getirdi.

S&P 500’ün yıllık getirisinin 1 trilyon dolarını sağlan Apple’ın hisseleri bile, temel dayanaklarından uzaklaştı. Şirketin hisseleri, 2 Eylül tarihinde ulaştığı rekor seviyenin %16 altında.

EKİM KORKULARLA DOLU BİR AY

Ayrıca bir de, çeyreğin son günü olan 30 Eylül tarihindeki “vitrin dekoru” var. Fon yöneticileri ağırlığın düşük kalmasının ya da popüler kazananlara sahip olmamamanın, popülerliklerini zedeleyeceğini biliyorlar. Bu yüzden, geçtiğimiz hafta S&P 500’ün 19 yüksek performanslı hissesinden 15’inin yükseliş göstermesi şaşırtıcı değil.

Ekim ayında yatırımcıların karşısına çıkabilecek kötü sürprizlerin listesi uzun. Bu ay korona virüs nedeniyle yürürlüğe konan koruma ve destek yasalarının süresi doluyor. Yaz dönemi harcamaları ve dönemsel işler son buluyor.

Fed’in gerçek bir ekonomik iyileşme çözümü bulamamış olmasının sonuçları da bu ay görülmeye başlanacak. Bu yüzden Fed Başkanı Jerome Powell, son dönemde ABD Meclisi’ne yeni bir ekonomik teşvik paketi üzerinde anlaşma sağlanması için çağrıda bulunuyor.

Havaların soğumasıyla birlikte başlayacak olan grip salgını, korona virüs pandemisinin etkilerini ikiye katlayacak. Aynı zamanda fırtına ve hortum dönemi başlayacak.

ABD başkanlık seçimleri öncesi, siyasi belirsizlikler piyasalar üzerinde sarsıcı bir etki bırakacak. Ve bununla birlikte bankalardaki nakit bolluğunun sonuçları ortaya çıkacak.

Son olarak, 13 Ekim tarihinde JPMorgan Chase’in gelir raporunun yayınlanması bekleniyor. Ardından diğer kurumlar da raporlarını yayınlayacak. Bu raporların son çeyrekten çok daha iyi olması bekleniyor ancak umut edilen büyüme tahminleri hayal kırıklığı yaratabilir.

2021 BEKLENTİLERİ

Wall Street’in 2021’deki büyümeyle ilgili iyimser beklentileri, piyasaların Ağustos ayında yükseliş göstermesine neden oldu. Şimdi, belki de daha az iyimser olan seçenekleri değerlendirmek için iyi bir zamandır. Geniş çaptaki belirsizliğin devam ediyor olması, iyimser ihtimallerin üzerinde, kötümserlik bulutlarının gezmesine neden oluyor.

Yatırımcılar Ekim ayında piyasalarda hayal kırıklığına uğramaya hazır olmalı. Ancak yine de bazı alım fırsatları olabilir.

Bazıları piyasaların Eylül ayındaki zayıf performansının bir alım fırsatı yarattığını düşünüyor. Belki de piyasalar, daha gerçekçi bir temele dönmüştür. Bu yüzden kaybedilenleri geri almak için Wall Street’in Ekim ayında karşılaşacağı kötü sürprizlerle olumlu bir şekilde baş etmesi gerekiyor.